AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 | Page 417

Türkiye, Almanya için önemli. Bunu medyanın ve kültür endüstrisinin gündemine bakınca da hemen görebiliyoruz. Haberlerin ilk sırasında sık sık Türkiye yer alıyor; kitap listelerinde de Türkiye ve Türklere dair kitaplar birbirini kovalıyor. Ama tersi, uzun bir süredir daha doğru: Almanya, Türkiye için çok daha önemlidir, öyle ki, Berlin ekonomik temelli bir vazgeçilmezlik payesi almı� bulunuyor. Bu temel, örneğin Amerikan ağırlığında yok, orada askeri ve siyasi yoğunluk öne çıkıyor.

Son hareketlilikler ve bugünün mülteci krizi çerçevesinde, �u sıralarda bu �önemlerin� bir biçimde e�itlendiğini görüyoruz. Bu kar�ılıklı önem, Türkiye�deki Alman yatırımları ve Almanya�daki Türkiye kökenli 3 milyonu a�kın nüfusla birle�ince, gerçekten özel bir yoğunluk yaratıyor. Yani i�, uluslararası politikanın falan çok üzerinde, son derece insani bir renk kazanmı� durumda. Sonuçta, Türkçe konu�an milyonlarca insan Almanya�dan geçti ve geçiyor. Almanca, Türkiye merkezli �Türkî� dünyada en iyi ve en çok konu�ulan Batı dili.
Böyle olunca, Alman medyasının Türkiye ilgisini yadırgamamak lazım. Kitap dünyası da öyle. Alman yayınevleri neredeyse her hafta Türkiye�yle �u veya bu biçimde ilintili birkaç kitap yayımlıyor. Gazete ve görsel-i�itsel medyada ise ilgi zaten çok yoğun, çünkü Türkiye ve bağlantıları her zaman acil gündemin bir parçası.
KÖKLENDİKLERİ ÜLKE VE KÜLTÜR
�imdi, bir kitap vesilesiyle bakacağımız açı da, özel bir öneme sahip. Soru, �u: Yukarıda da sözü geçti, o milyonlarca Türkiye kökenli insandan biri, bir genç gazeteci, kendi ku�ağından ve daha gençlerden benzerleri gibi, acaba köklerinin bulunduğu ülkeyi nasıl anlatır? 1978 doğumlu Çiğdem Akyol, nasıl bir Türkiye, nasıl bir Recep Tayyip Erdoğan görüyor ve bunu Alman kamuoyuna nasıl anlatıyor? Çiğdem Akyol�un veya Deniz Yücel ya da Özlem Topçu�nun( bu isimler çoğaltılabilir) imzasını ta�ıyan kitapların, tam bu sıralarda çıkan Türkiye konulu ama Alman yazarların kaleme aldığı kitaplardan, örneğin Jürgen Gottschlich�in �Türkei: Erdogans Grif nach der Alleinherrschaft�( Türkiye: Erdoğan�ın Tek Ba�ına Egemenliğe Uzanı�ı), Gerhard Schweizer�in �Türkei verstehen�( Türkiye�yi Anlamak), Karen Krüger / Anna Esser�in �Bosporus reloaded: Die Türkei im Umbruch�( Yeniden Yüklenmi� Boğaziçi: Dönü�ümdeki Türkiye) ba�lıklı kitaplarından, nasıl bir farkı var? Bu soruların içinde yeni sorular da gizli. Hepsini yanıtlamak gerekmiyor.
Çiğdem Akyol�un, kısa bir süre önce çıkan �Erdoğan- Die Biograie� ba�lıklı biyograik çalı�ması, yazarın çe�itli yayınlarda yayımladığı yazılarının harmanlanmasıyla olu�turulmu�. Birçok ipucu içeriyor. Bu ipuçlarının en önemlisi, Türkçeli genç ku�akların Almanca konu�ulan dünyada kendilerine biçtikleri rol ve kimlik arayı�larıdır. Kitabın bu gözle okunmasında büyük yarar var, çünkü bir dünya veya bir insan manzarasını imliyor.

TÜRKIYE KÖKENLILERIN VE YABANCILARIN TÜRKIYE KITAPLARI FARKLI MI?

27