dönenler) denir; tanassur, Hıristiyanla�madır.
İslam�dan ayrılmanın cezası vardır, aynı zamanda, İslam�a katılma dı�ında din ve mezhep deği�tirmenin de( yani Musevi�nin Hıristiyan, Ortodoks�un Katolik olması gibi). Tarih boyunca İslam�dan çıkıp diğer dinlerden birine geçmenin cezası ölümdür.’ ncak toplumlarından kopanlar, gittikleri veya götürüldükleri yerlerde ülkelerine geri dönemeyenler için böyle bir ceza olamamaktadır, ama bu durum zaten çok az görülmü�tür.
Hıristiyanlık sonrası bir din olarak İslam�ın Hıristiyanlıktan etkilenmesi kaçınılmaz, kendini Hıristiyanlığa göre biçimlendirmesi doğaldı. Bunların ötesinde Hıristiyanlığın zaafı olarak gördüğü �eylerin kendisine yapı�masına kar�ı da önlemler almı�tır. 6. yüzyılda İslamiyet ortaya çıktığı zaman’ vrupa da yoktu, Batı uygarlığı da.“ oğu Roma İmparatorluğu dı�ında tutulacak olursa,’ vrupa ile İslami bölgenin Hıristiyanlığı ciddiye alınması gerekmeyen durumdaydılar. İslam�ın �tedbirleri�, yalnızca geriliğe kar�ıydı. Buna kar�ılık Hıristiyanlık da İslam�dan birçok bakımdan etkilenmi�, rakip ve dü�man gördüğü, çatı�tığı zamanlarda ayrılıklarını belirginle�tirme yolunu izlemi�tir. Hem somut olmayan bilgilenmelerle dü�manlıklar yaratılmı�, hem de kasıtlı olarak aleyhte propaganda yapabilmek için İslam�ı ve Muhammed�i kötülemeye çalı�an söylenceler üretilmi�tir.“ oğu Roma İmparatorluğu�nda ise İslam�ın plastik sanatlar konusundaki tedirginliği ve hassasiyeti hiç beklenmedik bir etkilenmeye yol açmı�, bu etkilenme“ oğu Hıristiyanlığında iconoclastie olarak kendini göstermi�tir. Bunun ya�andığı dönemde( 8. ve 9. yüzyıllar)“ oğu Roma İmparatorluğu�nda devlet tutumu olarak büyük baskılar ve kıyımlar yapılmı�tı.
Hıristiyanlık coğrafya, toplumlar ve kültürler bakımlarından yer deği�tirdiği için din olarak da çok farklıla�tı.“ oğu Kiliseleri’ vrupa Kiliselerinden oldukça deği�ikti.“ oğu Kiliseleri, yani İmparatorluk( Ortodoksluk), Süryani,” rmeni, Monoizit( Kıpti, Habe�), Nasturi vb. Kiliseleri, hepsi birbirlerinden de ayrı ve birbirlerine göre de farklıydı. Hıristiyanlığın felsei tartı�malar içine girdiği yeni toplumların Hıristiyanlık öğretisinde yaptığı kırılmalar, Hıristiyanlığın pratiğe yansıyan tarihinde bir yeri olmakla birlikte, Hıristiyanlığın’ vrupa çizgisini deği�tirici nitelikte olmadı.
TOPLUMLARLA DÖNÜŞEN DİN
Yayılmakta olan bütün dinlerde her yeni toplum ve her yeni coğrafya dinin adeta yeni ve ba�ka bir versiyonu gibidir.’ ncak bu olgu Hıristiyanlıkta �versiyonların� birbirlerinden farklı olmasıyla kalmamı�, birbirleriyle çatı�malarına, Kiliselerin birbirlerine kar�ıt olmalarına ve hatta birbirlerini dü�man olarak görmelerine de yol açmı�tır. Yayılma büyüyüp-Rus Kilisesi gibi- yeni kiliseler de ortaya çıktıkça rekabetin �iddeti artmı�, çatı�maların alanı geni�lemi�tir. Kiliseler arasındaki bu benzemezliklerin nedenlerinden biri Hıristiyanlığın merkezinin, çıktığı topraklardan uzakla�masıydı.
İslamiyet bu sorunu aynı ölçüde ve benzer bir �ekilde ya�amadı. Osmanlı dönemi ba�layana kadar ilk yayıldığı topraklardaydı. �Barı�çı� Hıristiyanlık’ vrupa�ya geçtiğinde Roma�nın kanlı oyunlarını ve �iddeti yasaklar, hatta jimnastiği de. Böylece Roma�nın �iddet geleneğine kar�ı gelerek yararlı bir i� de yapmı�tır, ancak kısa bir süre içinde’ vrupa�nın �iddetine yenilecek ve bizzat kendisi �iddetin kaynağı olacaktır. İlk bağımsız Hıristiyan devletler İspanya�da ortaya çıkmı�tı. Leon,’ sturias, Castilla,’ ragon, Navarra.’ rkasından orta’ vrupa�nın Roma özentili Cermen devletleri / devletçikleri Hıristiyanla�tı ve geleneksel �iddetlerini Hıristiyanlığın �iddetine dönü�türdüler, Hıristiyanlığın hizmetine sunulan �iddet,’ vrupa�nın dinsellikle harmanlanmı� �iddeti oldu.
İslamiyet, bir kültürel merkez, uygarlık odağı olu�tururken, o zamana kadarki bütün kültürlerin ve uygarlıkların birle�me ve harmanlanma yeri olurken, Hıristiyanlık’ vrupa�sı kendine dı�arıdan hiçbir �ey katamıyordu. Orta Çağ, Hıristiyanlığın karanlık çağı, İslamiyet�in altın çağıydı.
( DOĞU’ DAN BATI’ YA UYGARLIK KAPILARI, s. 19-22)
7