AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 | Page 313

nüyor: �Yürütme ve yasamanın ötesinde, partiler, seçim komisyonları aracılığıyla en üst mahkemelere yapılan atamalar üzerinde de önemli bir nüfuza sahiptir. �( s. 113)
Demek ki, sözcüğün en geni� anlamıyla, tam bir �biçimsel demokrasi� içindeyiz: Kuvvetler ayrımı bir masaldır!
Koschnick, Avrupa demokrasisinin bugünü ve yarınıyla ilgili tartı�malarda son yılların en ilginç bir referans odağını olu�turan Colin Crouch�a da yer veriyor. Daha doğrusu onun tezlerini kitabında doğruluyor. Crouch�tan örnekler vererek, ne tür bir demokrasi içinde ya�adığımızı, sadece göstermelik kalıplardan olu�an, içeriksiz bir yapıyla kar�ı kar�ıya olduğumuzu yazıyor. Koschnick, Crouch�un yolunda ve açık sözlüdür: �Pratikte geli�kin demokrasi kurumlarının içi bo�tur, özsüzdür, çünkü yurtta�lar siyasal olaylara çoktandır katılmamaktadır. Postdemokraside seçmenin bir rolü kalmamı�tır. �( s. 115) Elbette bunun sonuçsuz kalması da mümkün değildir.
Bir örnek, parlamento tartı�malarındaki düzeysizlik kabul edilebilir. Bu, bir ba�ka �tokluk sıtması�na kar�ılık geliyor Koschnick�e göre. Düzeysizliği bu ko�ullarda çok normal kar�ılıyor. Sol Parti�nin güçlü ve sol ismi Sahra Wagenknecht�in bir sözüne hak verirken, siyaseti bir gelir kapısı, bir meslek olarak görenlerin, yani sadece mevcut siyaset dükkanıyla ilgilenenlerin zamanla ahmakla�tığı saptamasına da destek veriyor. Biz buradan �ahmakla�anlar ahmakla�tırır� tezine bir geçi� köprüsü kurabiliriz.
Ve o köprüden de geçebiliriz: Örneğin, bütün bu saptama ve irdelemelerin biraz da Türkiye�nin öyküsü olduğunu görmüyor muyuz? Partilerin içeriksizliği, meclisteki davranı� biçimleri, Türkiye ile Almanya�da birbirinden köklü farklar göstermemektedir. Parti askerliği ve milletvekillerinin liderliğe her durumda kayıtsız �artsız bağlılığı, Türkiye�nin Almanya�dan, ve tersi, Almanya demokrasisinin de Türk demokrasisinden köklü bir farkı olmadığını gösteriyor. Elbette Türkiye tablosundan zaman zaman yüzümüze sıçrayan, �irazesinden çıkmı� devlet �iddetini bir kenara bırakırsak... Arada fark niceldir. Ülkeler ve demokrasi oyunları arasında bir benzerlik saptıyoruz. Ya da ortaklık...
İŞ DÜNYASI VE DEVLET
Ama asıl ortaklık, i� dünyasının devlete el koyabilmesinde. İ� dünyasının devlete çoktan boyun eğdirdiğini vurgulayan Alman ara�tırmacı, sermaye lobilerinin yasa koyucu üzerinde güçlü bir etkiye sahip olduğu kanısında ve bunu söz konusu lobilerin, çıkar gruplarının yasaların yapım sürecindeki payları üzerinden saptamanın kolaylığına da dikkat çekiyor.( s. 191)
Aslında günümüzün siyasal rejimleri, özellikle zengin Batı�daki siyasalla�manın anlam ve geleceği üzerine çok karamsar olduğunu saklamıyor Wolfgang Koschnick: �Bugün modern devlet yine parçalanma tehdidiyle kar�ı kar�ıyadır ve geli�mi� demokrasilerde ya�ayan insanlık bir tür hanedana dönü�en ekonomi oligarklarının eline dü�mektedir. �( s. 192) Hatta Batı dünyasında halkların bir felaketin içinden geçtiğini yazacak kadar açık sözlüdür: �Güçlü lobicilerin nüfuzuyla deforme olmu� devlet, siyasal gerçeklikte geni� halk kesimleri için bir felakettir. �( s. 196) Bu tablodan çıkı� var mı? Koschnick�e göre, mevcut sistem, �Batı demokrasisi�, reform kapılarını da kapatmı� durumdadır. İ�leyen tek �ey, mevcut kaosta yüzeysel iyile�tirme çabalarıdır ve bu tür kurcalamaların bir sonuç alması da beklenen bir �ey değildir: �Statükonun kırılgan dengesine her müdahale, iktidarın temellerini tehlikeye atıyor ve bu nedenle, ne pahasına olursa olsun bu müdahale engelleniyor. Ama ne kadar engellenirse, reform ihtiyacı bir o kadar acille�iyor. Bu noktada da tüm reformlara direnç daha bir sertle�iyor. Tam bir kısırdöngü bu. �( s. 212)
Siyasal kastın geçen on yıllarla birlikte kemikle�tiğine inanan yazar, �Bu kast, kendisini giderek tüm halktan iyice uzakla�tır-

MODERN DEMOKRASİLER VE DEVLETLERİ PARÇALANMAK ÜZERE. TABLODAN ÇIKIŞ ZOR

31