AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 | Page 15

Çirkin insan, çirkin bina, çirkin �ehir, etimolojik kökenlerine inerken, kültürel çirkin oyun, çirkin politika, çirkin politikacı, çirkin sanat, çirkin yemek, çirkin kavram hakkında okuyucuya bir çerçeve
tarih içerisinden sunduğu örnekler ile
koku, çirkin cadı, çirkin dev vs. vs... sunmak.
Çirkin de tıpkı güzel gibi hayatımızın En basit anlamda, Antik dönemde içinde ve her yerde; �Aman ne güzel! � tanımlanan çirkin ile 18�inci yüzyılda dediğimiz gibi, �Aman ne çirkin! � de diyo- tanımlanan çirkin birbirinden farklıyken, ruz. Sevmediğimiz, bizi rahatsız eden her günümüzde kullandığımız çirkin kavramı �ey çirkin. Bu �ekilde ele alınca, çirkin da 18�inci yüzyılda kullanılandan farklı, kavramı oldukça banal. Oysa �çirkin� kav- hatta günümüzde çirkin, pozitif çağrıram olarak bundan daha fazlasını içeriyor. �ımlar dahi içerebiliyor. Kültürel tarih içerisinde çirkin terimi kendini dönü�türürken, kar�ıtı kabul edilen güzel ile daha farklı bir ili�ki içine girerek, birbirlerini tamamlar hale gelmi� durumdalar. Güzellik ve çirkinlik, kar�ıt kavramlar olmak yerine, birbirinin çekim alanındaki iki yıldız gibi, hem birbirlerinin hem de kendi eksenlerinin etrafında dönüp duruyorlar. Her ikisi de diğerinin etkisi altında kendi varlığını( anlamını) �ekillendiriyor.
Henderson da, Umberto Eco�nun �Çirkinlik Üzerine�( On Ugliness, Rizzoli, New York 2007) ba�lıklı kitabındaki gibi, güzelliğin sıkıcı, çirkinliğin ise çok daha eğlenceli olduğunu belirtiyor. Güzellik hep aynı sınırlı normlar içerisinde betimlenirken, çirkin, sınırsızlığı ile oldukça yaratıcı ve sonsuz bir çe�itlilik vaat ediyor; çirkin her an her yerde olabilir.
Elbette ki yazarın amacı, çirkini güzele ya da güzeli çirkine dönü�türmek değil, bununla birlikte her iki terim de ne siyah
Her ne kadar güzellik, her daim aranan ne beyaz, her ikisinin de gri alanları var. ve özlenen bir nitelik olsa da, son zamanlarda çirkinlik de farklı alanlarda değer de güzellik de göreceli kavramlar, içinde
Hepimizin kabul edebileceği gibi, çirkinlik
kazanan bir kavram oldu. Gretchen E. ya�anan döneme, kültüre, alınan eğitime ve hatta ya�anmı�lıklara göre deği-
Henderson, �Çirkinlik, Kültürel Bir Tarih�( Ugliness, A Cultural History, Reaktion �iklik gösterebilirler. Henderson�ın amacı Books, London 2015) adlı bir süre önce bu göreliliği vurgulamak. Yazar, çirkinin yayımlanan kitabında, çirkinin farklı sınırsızlığı içerisinde kitabının sınırlarını dönemlerde farklı kültürlere bağlı olarak tekil çirkin örneklerden ba�layarak, daha deği�en anlamını inceliyor. Yazarın amacı, sonra gruplara ve oradan da duyulara çirkin ile e�anlamlı kelimeleri ele alarak doğru belirliyor. En sonunda da, kendi terimin �korkunç ve ürkütücü� anlamının ve öteki arasındaki sınırları kaldıran
© Foto: Ömer Yaprakkıran
1990 yılında Frankfurt�ta aramızdan ayrılmıstı
Sümeyra�ya 70 ya� armağanı
“ Sümeyra, Ruhi Su’ nun ve onun yeniden yarattığı türkülerin uluslararası müzik dünyasındaki yerini alması gerektiğini düşünüyordu. Bu ise ancak Ruhi Su türkülerinin notaya alınması, ses sanatçılarının repertuarına girmesiyle mümkün olacaktı. O nedenle Frankfurt Goethe Üniversitesi’ nin Müzik Bölümü’ ne yazıldı.”
Ruhi Su�nun en güzel kızı ve belki de tek öğrencisi Sümeyra, 5 �ubat 1990�da Frankfurt�ta bu dünyaya veda etmi�ti. Bir kötü �aka gibi aniden ba�layan sürgüne fazla direnemedi. Fakat 1985�te yakalandığı amansız hastalığa rağmen ayakta durabildiği sürece �gurbette� konserler verdi, türküler söyledi. Hep müzik için ya�adı. Bu yıl mayıs ayında 70�inci doğum yılını da kutlayacağız.
Halen Frankfurt�ta ya�ayan e�i Hasan Çakır, Sümeyra�nın 70 ya�ını farklı etkinliklerle kutlamak istediğini, ama bunun için kendi çabasının yeterli olmayacağını söylüyor. Sümeyra ile geçen yıllarını kitapla�tırma çalı�malarını da sürdüren Çakır, özellikle genç müzik insanlarımızı bir yeni yola çağırıyor, Fazıl Say ve sonraki ku�akları Ruhi Su�nun Sümeyra�nın de e�liğinde açtığı yolu tamamlamaya, hatta buradan
2 3

Çirkinliǧin kültürel tarihi

ASUMAN KIRLANGIÇ
“ Buradaydılar, şarkılar söylüyorlardı!”
İMRAN AYATA VE BÜLENT KULLUKÇU, GEÇMIŞIN SESINI DERLEDI
2 3
2 3
hareketle yeni yollar açmaya davet ediyor. Hasan Çakır, �Umarım bu yıl bu doğrultuda atılacak yeni adımlara da sahne olur. Sümeyra�nın Ruhi Su�nun vasiyeti saydığı en büyük arzusu da gerçekle�ir� diyor.
- Sümeyra nasıl bir �ok ya�adı? Sonuçta hayatında belki de hiç beklemediği bir anda sürgün gerçeğiyle yüz yüze kalmı� oldu? HASAN ÇAKIR- Berlin Kreuzberg Belediyesi�nin düzenlediği Nâzım Hikmet Haftası�na davetli olarak gelmi�ti. Davetliler arsında Ruhi Su, Meral Taygun, Ali Ekber Çiçek de vardı. Beraber gelmi�tik. Fakat 12 Eylül�le birlikte DİSK Maden-İ� Korosu hakkında tutuklamalar ba�latıldığını öğrenince bir süre Berlin�de kalma kararı aldı. Hatta Ruhi Su da dönsün mü dönmesin mi diye tartı�tık falan, ama Ruhi Su dönmek istedi ve beraber döndük. Sümeyra Almanya�da kaldı... Ben, bir yıl
Federal Almanya�nın uzman müzik İMRAN AYATA- Bugüne kadar �Talep �irketlerinden �Trikont�( www. trikont. nedir? � diye dü�ünerek bir i� zaten yapmadım, ileride de böyle olacaktır sanırım. de) bünyesinde yayımlanan ilginç bir albüm devamını bekliyor. Ulm doğumlu İkinci Dünya Sava�ı sonrasındaki ve Frankfurt Üniversitesi mezunu yazar Almanya�yı anlatmak ve anlamak için göç İmran Ayata ile çalı�malarını Münih�te olgusuna daha geni� yer verilmesini, siyasi sürdüren Bülent Kullukçu, ortak üretimleri olan �Songs of Gastarbeiter�( Misair yorum. Nitekim Almanya�da göç ve göçün
ve kültürel doğru bir duru� olarak görü-
İ�çilerin �arkıları) adlı albümde, yakla�ık getirdikleri üvey evlat konumunu a�mı� 40 yıl önce Almanya�da üretilen Türkçe değil. Bizler buna kar�ı tepki göstermekle �arkılar üzerinden sesli bir tarih sondajı yetinmemeliyiz, siyasi ve kültürel alanda gerçekle�tirdiler. Genç derlemeciler, bu üretken olmamız gerekiyor. Kaldı ki, böyle çalı�malarıyla �unutulmaya kar�ı direnci� bir dinamizm var. Tiyatroda, edebiyatta gündeme getirdiklerini belirttiler. Halen ve göçmen politikalarında. Bunu yaparken halkla ili�kiler alanındaki çalı�malarını eski argümanlarla boğu�mak da bana pek Berlin�de sürdüren ve Bülent Kullukçu ile anlamlı gelmiyor. Ben �ahsen bu argümanlarla uğra�maktan artık yoruldum. birlikte aralarında Frankfurt�un da bulunduğu çe�itli kentlerde bu �arkılarla ilgili Bugün Almanya�da göç, hâlâ ekonomi dinletiler düzenleyen İmran Ayata, sorularımızı yanıtladı. �ılamak için çağrılan, ekonomik krizlerde
endeksli dü�ünülür. İ�gücü ihtiyacını karde geri gönderilmek istenen göçmenler...- Gerçekten önemli bir albüm çıkardınız. Bu, tarihi bir argüman değil. Bugün mültecilere çalı�ma hakkı tanıma tartı�ma-
Ortada böyle bir ürüne talep olmamasına rağmen kendinizi buna mecbur ya da adeta ları, yurtdı�ından �kaliteli� i�gücünü görevli hissettiniz. Yola çıkarken neler Almanya�ya davet etmek, bunun örnekleri... Daha çok �ey sayabiliriz. Kısacası dü�ündünüz?:
‘ Avrupa’ nın temelinde Anadolu var’
UĞUR ÖNCE GENÇ BIR ÖĞRENCI, DAHA SONRA YETIŞKIN BIR INSAN OLARAK YAŞAMI BOYUNCA TANIK OLDUĞU BÜTÜN ASKERI DARBELERE KARŞI TAVIR TAKINDI.
UĞUR ÖNCE GENÇ BIR ÖĞRENCI, DAHA SONRA YETIŞKIN BIR INSAN OLARAK YAŞAMI BOYUNCA TANIK OLDUĞU BÜTÜN ASKERI DARBELERE KARŞI TAVIR TAKINDI.
1990 YILINDA FRANKFURT’ TA ARAMIZDAN AYRILMIŞTI Sümeyra’ ya 70 yaş armağanı
Hasan Çakır:“ Sümeyra, Ruhi Su’ nun ve onun yeniden yarattığı türkülerin uluslararası müzik dünyasındaki yerini alması gerektiğini düşünüyordu. Bu ise ancak Ruhi Su türkülerinin notaya alınması, ses sanatçılarının repertuarına girmesiyle mümkün olacaktı. O nedenle Frankfurt Goethe Üniversitesi’ nin Müzik Bölümü’ ne yazıldı.” SAYFA: 36
SINIRLARIN ÖTESİNDEKİ KÜLTÜR Katakomben-Theater
SAYFA: 40
ÇİRKİNLİĞİN KÜLTÜREL TARİHİ
ASUMAN KIRLANGIÇ Çirkin de tıpkı güzel gibi hayatımızın içinde ve her yerde;“ Aman ne güzel!” dediğimiz gibi,“ Aman ne çirkin!” de diyoruz. Sevmediğimiz, bizi rahatsız eden her şey çirkin. Bu şekilde ele alınca, çirkin kavramı oldukça banal. Oysa“ çirkin” kavram olarak bundan daha fazlasını içeriyor. SAYFA: 42
DÖNER ALMANYA ' YI, ALMANYA DA DÖNERİ DEĞİŞTİRDİ
“ Türk mucizesi” olarak da anılan dönerin Almanya’ ya girip yerleşme sürecinde ciddi değişimlerden geçmesi, sokaklardan üniversite sıralarına kadar tartışılan bir konu. Anadolu kaynaklı bu yeni“ fast-food”, sadece lisans düzeyindeki derslerde değil doktora programlarında da işleniyor. Bu arada art arda yayımlanan kitaplarda, yemekten popüler kültüre kadar çok çeşitli alanlarda dönerin Alman toplum yaşamındaki izleri deşiliyor. SAYFA: 48
İMRAN AYATA VE BÜLENT KULLUKÇU, GEÇMİŞİN SESİNİ DERLEDİ“ Buradaydılar, şarkılar söylüyorlardı!”
Federal Almanya’ nın uzman müzik şirketlerinden“ Trikont”( www. trikont. de) bünyesinde yayımlanan ilginç bir albüm devamını bekliyor. Ulm doğumlu ve Frankfurt Üniversitesi mezunu yazar İmran Ayata ile çalışmalarını Münih’ te sürdüren Bülent Kullukçu, ortak üretimleri olan“ Songs of Gastarbeiter”( Misafir İşçilerin Şarkıları) adlı albümde, yaklaşık 40 yıl önce Almanya’ da üretilen Türkçe şarkılar üzerinden sesli bir tarih sondajı gerçekleştirdiler. SAYFA: 52
YAŞAR ATAN’ LA AVRUPA VE ANADOLU MİTOLOJİSİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ‘ Avrupa’ nın temelinde Anadolu var’
SAYFA: 58
YAŞAR ATAN
2 3
YAŞAR ATAN’ LA AVRUPA, TROYA, HOMEROS VE ANADOLU MİTOLOJİSİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ
ALMANYA’ YA GÖÇ SERÜVENİ VE İÇİNDEKİ İNSANLAR...‘ Umut Peronu’
Halit Çelikbudak:“ Kitaba adını veren‘ umut peronu’, Almanya’ da Münih tren istasyonunda … Almanya’ ya o dönemlerde misafir işçi getiren trenlerin son durağı Münih tren istasyonundaki 11 numaralı peronmuş. Burada trenden inenler Almanya’ nın dört bir yanına yine trenlerle devam edermiş. İşte İtalyanlar bu perona‘ umut peronu’ adını vermişler. Ben de bu sıfatı kullandım.” SAYFA: 66
Kardeşimiz Uğur Hüküm( İstanbul 1949 – Paris 2013)
Uğur’ la uzun süre birlikte çalıştık, birlikte ürettik, ortak bir aydınlanma kavgası verdik. Cumhuriyet’ te,“ Yenigün Avrupa” da,“ avrupagun. eu” da ve üç aylık“ Kültür” dergimizde hep omuz omuza olduk. Zor zamanlardan geçerken hep yanı başımızdaydı. Sonra birden, hiç beklemediğimiz bir anda aramızda çekilip gitti. Şaşkınlığımız sürüyor, hâlâ inanamıyoruz bu tepeden tırnağa kültür insanının böylesine erken ve en verimli çağında sonsuzluğa göçmesine. Ama biz yazdıkça, çizdikçe, yaşadıkça onu hep aklımızda ve yüreğimizde taşıyacağız. Anılarıyla hayata tutunacağız. Uğur Hüküm unutulması mümkün olmayan insanlardandı. Pırıl pırıl zekâsını, güleryüzünü, içtenliğini ve çalışkanlığını biz nasıl unutalım?
Osman Çutsay / Ömer Yaprakkıran
Yeri doldurulamaz Uğur
M. ŞEHMUS GÜZEL
Uğur Hüküm 1970�lerin ba�ından itibaren Fransa�da ya�adı. Co�kusu, özverisi, di, Nâzım�dan �iirlerle sarsıldı, kitap edinde vatanın sesini duydu, Ruhi Su�yu dinle- candan ve dayanı�macı dostluğu, sevecenliği, güleryüzlülüğü ve son derece müteva- Uğur ve çalı�ma arkada�ları onların her
di, dertlerini bir parça olsa bile unutabildi.
zı halleriyle unutulamazlar arasındaki yerini çoktan aldı. lüğüne kavu�tuktan sonra özel olarak taa
birine birer pencere açtılar. Kimi özgür-
Radio France Internatonale�da( RFI) Güzin Dino�dan sonra Türkçe bölümünü yılne sarıldı, kaldı.
Paris�e kadar gelip Uğur�u buldu ve ellerilarca yönetti, Güzin�in bıraktığı bo�luğu Yeri doldurulamazlardandır en iyi biçimde doldurdu.
Uğur Hüküm.
Paris�te birkaç dostuyla kurduğu Radio Soleil�le insanlarımızın sesi oldu ve bilrıyla Fransızca bilen ama Fransız radyo
Uğur Hüküm Cumhuriyet�teki yazılahassa hapishanelerdeki vatanda�larımızın ve televizyonlarını izlemeye ve Le Monde sesini duvarların ötesine ta�ıdı. Mahkum okumaya zaman ayıramayan, aralarında yurtta�larımızın kaç tanesi Uğur sayesin- yakından tanıdığımız gazeteci dostlarımı-
2 3
YOK. BİR GARANTİ YOK, HATTA TAM TERSİNE, BÖYLE GVE TÜRKÇEDE YATAN 7-8 MİLYON AVRUPALININ, BU DİLİ, ONUN
KARDEŞİMİZ UĞUR HÜKÜM( İstanbul 1949 – Paris 2013)
Cumhuriyet’ te,“ Yenigün Avrupa” da,“ avrupagun. eu” da ve kitapçı dağıtımı yapılan üç aylık“ Kültür” dergimizde hep omuz omuza olduk. Uğur Hüküm unutulması mümkün olmayan insanlardandı. Pırıl pırıl zekâsını, güleryüzünü, içtenliğini ve çalışkanlığını biz nasıl unutalım? Osman Çutsay / Ömer Yaprakkıran SAYFA: 70
KÜNYE | IMPRESSUM
SAYFA: 94
3