AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 | Page 133

fazla belli etmeden gözlerim o üç turist ve hırsızda. İki durak sonra hırsız inmek zorunda kaldı. Ne turistlerin haberi oldu bu i�ten ne diğer yolcuların. Hırsız turistlerin kaynadığı, bu cıvıl cıvıl mekânlarda cirit attığı o yaz günü, o öğleden sonra, o ak�am üstü veya o gece mutlaka ba�ka kurban veya kurbanlar bulmu�tur, ama benim görevim hırsızın pe�inde ko�mak değil, göz göre göre yapılan hırsızlığa olanaklarım ölçüsünde engel olmaktı. Yoluma devam ettim: Yolcu yolunda gerek.
Metroda ve RER�de bizzat tanık olduğum hırsızlık hikâyeleri pek çok. Bu kadar zaman içinde bu kadar hırsızlık olayına tanık olmam da son derece doğal. Az buz değil metroyla kırkbe�-elli yıllık bir muhabbetim var.
Burada tanık olduğum hırsızlık olaylarından son birini daha anlatıp bitiriyorum bu faslı: République�te tam metroya binmek üzereyken bağırıp çağırmalar üzerine hepimiz dönüp baktık: Dört belki be� sivil polisin, dört be� çocuğu, kiminin kolundan, kiminin dirseğinden tutmu� çeki�tirerek indirdiklerini gördük. Polislerin tavrından bu �takımı� iyi tanıdıkları anla�ılıyordu. Polisler Rom, Roman, �Çingene� oldukları belli çocukları perondaki koltuklara oturttular ve kimlik kartlarını sordular. Hepsi birden �Yok� yanıtını verdi. O zaman polislerden biri takımın kaptanı olduğu her halinden belli küçük kız çocuğuna sordu:- Senin adın soyadın ne? Kız çocuğu bilgiç pozlarıyla hemen yanıtını yapı�tırdı:- Nicola Sarkozy! Pes! O ana kadar sonucu almak için bekleyen �ikayetçi yolcu bayan da bu duruma güldü. Bunun üzerine polisler ona dönüp �Tamam hanımefendi bu i� artık polisin elinde� deyip güvence, metro sürücüsüne de �Hareket edebilirsiniz! � i�areti verince metro yeniden kaldığı yerden yoluna devam etti...
Hırsızlar �ekmek kapısı� olarak tehlikeli bir yol seçmi�ler.
Çok hırsızlık olayı ya�anıyor metro ve
RER�de. Kimi dramatik biçimde sonuçlanabiliyor: Cep telefonunu kaptırmamak için hırsızla mücadele ederken metro raylarına dü�üp ezilen bir genç kadın aklımda. Benzer bir olayın birkaç yıl önce İstanbul�da da cereyan ettiğini biliyorum. Ba�ka bir kadın ise cep telefonunu kaptırmamak için mücadele ederken rayların üstüne dü�ünce hızla ve son derece atletik bir hareketle yeniden perona atlayarak hayatını kurtardı. Bu bayan iyi bir sporcuymu�. O zaman bir parça spor yapmanın, sağlık kadar cep telefonunu ve cebimizdekileri kurtarmaya da yararı oluyor, diyebiliriz.
“ Paris’ in Nabzı Metroda Atar” kitabının tamamına internet ortamında ulaşılabilir: https:// issuu. com / emeginsanati
23