AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 AVRUPA KULTUR YILLIK 2016-2017 | Page 102

Önemli olan son derece özençli bir tutkuyu canlı tutmaktır. �Adil ve modern bir toplum tutkusu� her devir için geçerli bir tutkudur. Bu tutku 17 ve 18�inci yüzyıl Aydınlanma Çağı�nda da geçerliydi. Rousseau, Diderot, Voltaire ve arkada�ları kadar, 19�uncu yüzyıl İngiliz dü�ünür ve siyaset adamları Gladstone, Disreali devrinde de tüm heyecanıyla gündemdeydi. Bu hedeler İtalyan Risorgimento( Yeniden Doğu�) hareketinin de tutkusuydu. Bu tutku dün olduğu gibi bugün de geçerlidir.
- �Öfkelenin! � çığlığınız, çağrınız veya belki bir Manifesto diye niteleyebileceğimiz çalı�manız, bütün yurtta�ları, bulacakları bir veya birkaç gerekçeyle ya�anan haysiyetsizliklere, çirkinliklere, haksızlıklara en azından �öfke� duymaya davet ediyor. Sizler için Naziler vardı, i�birlikçileri, i�gal vardı. Filistinliler için İsrail’ in insanlık dı�ı ve �iddetli politikası var. Hedeler çok netti. Fakat günümüzde ortalama bir Fransız, Alman veya Türk genci, insanı pusulayı tamamen �a�ırmı� durumda. Anladığım kadarıyla siz gençliğe çok güveniyorsunuz. Her boydan ve soydan uyutucu ve uyu�turucunun bol olduğu günümüz tüketim toplumlarında insanlar, gençler kime ve neye kar�ı, nasıl öfke duyacaklar? STÉPHANE HESSEL- Bu kitapçığın gerçek sorunu da bu sorunuzun cevabında düğümleniyor. Kitap, durumdan, gidi- �attan memnun değilim demeniz ve kızmanız, öfkelenmeniz gerektiğini anlatıyor. Ama bir adım daha ileri gidilebilmesi için nasıl yapılması gerektiğine dair yeterli ayrıntı aktarmıyor. Kitap bir dizi konuda ciddi boyutlarda cüretkâr meydan okumalar içeriyor. Özellikle gençliği kar�ı çıkması gereken konularla yüzle�meye, yüz yüze gelmeye çağırıyor. Bu taleplerin varlığını nasıl algıladıklarını, kabul görmeyen birtakım gerçek ihtiyaçların yetersizliğini teslim edip etmediklerini anlatıyor. İ�te davet, mesaj, tam bu noktaya odaklanıyor: Gençler bu durumların deği�mesi için çalı�maya, mücadeleye hazırlar mı?
Aslında kitapta sıralanan talepler sadece birkaç örnektir. İletilmek istenen, insanların bizzat kendilerinin kabul edilmez buldukları noktaları öne çıkartmalarıdır. Çünkü herkesin talebi aynı olmayabilir. Ama sizler kendiniz için kabul edilemez bazı durumları yakalamı�sanız ve bunun için direnme arzusu ta�ıyorsanız, i�te o zaman gerçek bir yurtta� olma yolunda ilk adımı atmı�sınızdır.
Ancak daha önce belirttiklerimize rağmen öylesine iki büyük hedef var ki, her biri en azından sava�, i�gal, sömürgecilik kadar önemli ve dramatik. Bunların ilki, çok yoksullarla çok zenginler arasında büyüyen farklılıkta yatmaktadır. Konu hakkında çalı�an, istisnasız tüm iktisatçıların hemikir olduğu tespit, bu farkın son 30 yılda vahim derecede açıldığıdır. Üstelik yeryüzündeki a�ırı yoksulluk ve dengesizlik bütün ülkelerde büyümektedir. Hatta zengin ülkelerdeki çok derin yoksullukla, örneğin bazı banliyölerde hayatta kalma kavgası veren en yoksulla en zengin ve ölçüsüz servetler arasındaki uçurum tahammül edilmez boyutlara eri�mi�tir. Buralarda da aynı uyarıya ve / veya te�vike, durumun deği�mesi için mücadeleye, sosyal deği�imi vurgulayan siyasi bir partinin veya partilerin varlığına, desteğine ihtiyaç vardır.
İkinci hedefe gelince: Daha önce değindiğimiz bir husus yerkürenin bozulması. Bu noktada da davaya sahip çıkmak, angaje olmak çok önemli. Aynı kararlılık gerekiyor. Özellikle de, �böyle gelmi� böyle gider� diyerek kanıksayanlara, göz korkutanlara veya farklı yıldırmalara pabuç bırakmamak zorunlu. Bu davranı�-
90