İşin gerçeğini söylemek gerekirse pistteki ilk turlarımızda RS büyük bir hayal
kırıklığı yaratıyor ama bunun nedeni
onun etkileyici olmaması değil, ondan
önce kullandığımız Trophy’nin fazlasıyla iyi olmasından kaynaklanıyor. Motoru güçlü olmasına güçlü ama 225 bg
üretiyor gibi hissettirmiyor, daha çok
185- 190 bg gibi hissediyorsunuz, ki tur
derecesi daha önce burada kullandığımız
180 bg’lik otomobiller kadar hızlıydı.
Vites oranlarının ve vites geçişlerinin
uzun olması otomobilin güç hissinin
azalmasının en büyük nedeni. Vitesleri
geçirmek için uzun vites topuzunu epey
geri ya da ileri hareket ettirmek zorunda
kalıyorsunuz. Vites geçişleri kemiksiz ve
net ama bu karakteri hem geçişleri yavaşlatıyor hem de bu tip bir otomobilin
belki de en büyük silahlarından olabilecek vites değiştirme keyfini baltalıyor.
RS 225’te viraj çıkışlarında çekiş sorunu baş gösterebiliyor; bu daha çok dar
virajlarda ortaya çıkıyor. Bunun için has-
Tasarım olarak
yaşını hissettiren RS,
performans olarak
güçlüydü
sas bir sağ ayağınız olmalı, otomobilin çizgisini açarken, gazın oranını yavaş yavaş
artırmalısınız. Bunun dışında (ne yazık
ki) kapatılamayan ESP sistemi pistte RS
225’in başını en çok ağrıtan şey oluyor.
Özellikle şikanlardaki ani yön değişimlerinde devreye giren ESP gücü kesiyor ve
hızlı tur şansınızı yok ediyor. Bunun için
direksiyon hareketlerinizi ESP’nin girmeyeceği kadar az yapmalı, bunu yaparken
de ideal çizgiden şaşmamalısınız. Tabi bu
durum normal sürüşünüzü ve virajlara
yaklaşım açınızı değiştirmeniz gerektiği
anlamına geldiği için alışmak zaman alabiliyor. Yani RS, ESP limitleri içinde kullanılması gereken, bu anlamda kısıtlı bir
özgürlüğe izin veren bir otomobil. Yine
de bu şekilde kullandığınızda RS oldukça
hızlı bir silaha dönüşüyor. Ayrıca sürücüsünü fazlasıyla tahrik eden de bir egzoz
sesi olduğu unutulmamalı.
Direksiyon tepkisi hiçbir zaman ön
lastiklerle iletişim kurmanıza müsaade
etmese de otomobilin ön tarafı keskin
02/2014 | autovision
89