Bir ‘Kadı’ Portresi
Uğur Ağtaş
Bir müddet sonra ilim için tekrar Mısır’a tahsile giden Burhaneddin
Ahmed, Mısır, Şam ve Halep’te beş yıl kalmıştı. Özellikle bu zaman
diliminde dönemin ünlü âlimlerinden Kutbeddin Razi’nin dergâhında
diz kırmış, dini ve riyazî ilimler tahsil etmiştir. Ferâiz(miras hukuku)
dersinde gösterdiği başarı gelecekteki yerini belli etmiş gibiydi.
Kayseri’ye dönme hayali ile tutuşan Burhaneddin Ahmed için dönüş
haberi üzücü olmuştu. Babasının rahatsızlığını duyar duymaz alelacele
Kayseri’ye varmıştı. Kısa bir süre sonra babasını kaybetmiş ve dahi
onun yerine 21 yaşında Kayseri kadısı olmuştur.
Bir vakit Eretna Sultanı’nın makamında beklerken, uzaktan gördüğü
Hanım Sultan ile evlilik isteği tasdik edilmiş ve saraya damat olmuştur.
Vefat edene kadar yanından ayrılmayan Hanım Sultan, iyi bir eşin nasıl
olacağını, beyi Kadı Burhaneddin’e her daim hissettirmiştir. Kadılıkta
büyük bir ehliyet ve liyakat göstermiş, davaların hallinde zengin fakir,
yerli yabancı gözetmeden görevini hakkıyla yerine getirmiştir. Ayrıca
otorite boşluğundan nemalanan fırsatçıların eline geçmiş olan vakıf
mallarını, medrese, zaviye, darüşşifa, gibi kurumları kurtararak
devletine büyük hizmet yapmıştır. Yaptığı güzel işler, ahali ile ihlâslı
halleri, ileride siyasi başarılarına zemin teşkil edecek büyük bir şöhrete
sahip olmuştur.
Mehmet Bey'in ölümünden sonra beyliğin başına oğlu Ali Bey
geçmiştir. Zevk ve eğlenceye düşkün olan Ali Bey'in, memleket
idaresinde gevşeklik göstermesi, ayaklanmaların çıkmasına ve iktisadi
durum bozulmasına neden olmuştur. Bu durumu fırsat bilen
Karamanoğlu Alâeddin Bey Konya ve Niğde'yi almıştır.