Medya elçisi olarak tanıtılan Bri-
an O’Blivion’ın “TV ekranı, zihnin
gözünün retinası oldu.” cümlesi,
gerçeğin yok olduğunun bir nevi
kanıtıdır; kasetten çıkan sinyaller
bunun sebebidir. Sonradan anlaşı-
lır ki kendisi bu tümöre yakalanan
ilk kişidir ve bunun yayılmasını en-
gellemek ister. Ölmesine rağmen
onu canlıymışçasına televizyonda
görmemizin nedeni, önceden çek-
tiği kasetlerin kızı Bianca tarafın-
dan oynatılmasıdır. Halüsinasyon-
ları şiddetli bir şekilde devam eden
Max, sonunda Bianca’ya ulaşır ve
Videodrome’un nasıl bir meka-
nizmaya sahip olduğunu öğrenir.
Hipnotize olan Max’i, O’Blivion’ın
eski ortağı Barry Convex bulur.
O, Videodrome’un yaratıcıların-
dandır. Kendi geliştirdiği cihazını
(bu alet günümüzün VR’ına çok
benzer) ona taktırır ve Max, ka-
ranlık dürtülerini harekete geçirir.
Bu alet, kişinin sinir sisteminden
etkilenerek kullanıcının düşlerini
gerçekleştirmesini sağlar, onları
kaydeder. Artık bilinçaltı Videod-
rome aracılığıyla Barry’nin elinde-
dir. Barry’nin amacı ise, Kanal 83
aracılığıyla bu kasetleri halka yay-
maktır ve bunun için Max’e, VHS
kasetini vücuduna yerleştirerek,
emir verir. Max, Bianca’yı öldü-
rürken Nicki’nin kasetine maruz
kalır ve girdiği yolun yanlışlığını
görür. Böylece Barry’yi öldürür.
“TV onları dünyanın düzen tekne-
sine adım attıracak”
- Bianca O’Blivion.