8 Noir 9 | Page 33

Oliver Stone’un Quentin Taranti- no’dan satın aldığı senaryoyla çek- tiği Natural Born Killers ve gerçek bir hikayeye dayanan 1967 yapımı Bonnie and Clyde, bu alt metni sosyolojik bir düzleme yayıp gün- demlerinin sırasıyla televizyoncu- luk ve gazetecilik dünyasına yaptık- ları eleştirilerle kendilerini bu türün diğer filmlerinden ayırmakta. Sto- ne’un Natural Born Killers’ın ‘edit’ ve ‘cut’ kısmındaki detayları, filmin biçim açısından da oldukça başa- rılı bir film olarak karşımıza çıkma- sını sağlarken; özellikle hapishane sahnesi ve atmosferiyle de akıllar- da yer eden yapım 34 milyon do- larlık bütçesinin hakkını vermekte. Filmin mutfak kısmındaki detaylara ithafen, 18 farklı sonunun olma- sı da Oliver Stone’un filmin biçim kısmına verdiği önemin en büyük kanıtı olarak değerlendirilebilir. Altmışların sonunda ise bu po- pülariteyi mümkün kılabilecek tek unsurun gazete oluşu, film boyunca sık sık fotoğraf çek- melerinin en büyük sebebidir. Yakışıklı Clyde Barrow, sarışın Bon- nie Parker ile karşılaşır ve birbirle- rine aşık olurlar. Oldukça minimal bir romantizmle başlayan film, Clyde’ın hapishane geçmişinin Bonnie tarafından öğrenilmesi ile birlikte bir suç filmi imajına bürü- nür. Artık birlikte soygunlar yapan bir çift olan Bonnie ve Clyde’ın en büyük arzusu ise Amerika’nın en popüler suçluları olmaktır. Ömer Şentürk Bonnie and Clyde’daki fotoğraf makinesi kullanımı; video kamera ve televizyon formatında yeniden karşımıza çıkmıştır. Natural Born Killers’taki çiftimiz Mallory ve Mi- cky Knox, bir süre sonra halkın sempatisini kazanır ve bütün kame- raları kendilerine çevirirler. Aslında hiçbir şey değişmemiştir: birbirine aşık çiftler suç işlemeye devam ederken halkın onları tanımasını isterler. Narsist bir biçimde kendi- lerini yaptıklarının iyi bir şey oldu- ğuna inandırmışlardır ve halkın on- lara duyduğu minnet duygusunu, etmek istedikleri teşekkürleri ka- falarından bir an bile çıkaramazlar.