Örneğin; 1954’te çekilen “Chika-
matsu Monogatari” filminde zina
suçundan ölüme mahkum edilen
aşıkların birbirine bağlanmış, ölü-
me giden halleri herhangi bir acın-
dırmaya sebep olmaz. Onlar aşkın
kutsamasıyla ölürler. 17. yüzyılda
geçen film, feodal dönemde say-
gınlık adına katlanılan yaşamların,
bastırılmış duyguların, ticarette
hüküm süren ikiyüzlü onur düş-
künlüğünün insan ilişkilerindeki
içtenliği nasıl çürümeye maruz bı-
raktığını gösterir. Böyle bir sefalet
ortamında en güzel şey, saflığını ve
aşkını koruyabilmek için, ölmektir.
Mizoguchi’de dramın sebebi az çok
gelenektir. Gelenek ise bir sis gibi
kadınların, aşıkların ve masum in-
sanların hayatlarının üzerine çöker.
Savaş sonrası yaptığı filmlerde
ise bir başka yaşam biçimi öner-
mez ama daha merhametli ol-
mak gerektiğine vurgu yapar.
Sözgelimi, “Zalim Şanso” (1954)
filminde sürgün edilen valinin
oğluna vasiyeti unutulmamalıdır:
‘’Merhamet duygusu olmayan
biri artık insan değil demektir’’
1954’te çekilen Zalim Şanso, feo-
dal Japonya’nın Heian döneminde
geçer. Üretimin kölelerin sırtından
sağlandığı, gasp ve yağmacılığın
olağanlaştığı dönemde bir vali,
emrindeki köylülerin yaşamını ken-
di ailesi kadar önemsediği ve dev-
letin pirinç vergisinin artırılması em-
rini uygulamadığı için sürgün edilir.