AKRAN ZORBALIĞI ve SİBER ZORBALIK NEDİR?
Serap Duygulu
Akran zorbalığı kavramı henüz yeni bir kavram. Yaşananlar
çok eskiden beri var olan ve bilinen şeyler olsa da kavram
olarak oldukça yeni.
Bu alanda konuyla ilgili yapılan araştırmalar da çok
eskiye dayanmıyor ve ülkemizde araştırmaların 2000’li
yıllarda yapılmaya başlandığını görüyoruz. Yapılan
bazı araştırmalara göre Akran Zorbalığı en çok ilkokul
yıllarında görülüyor ve zorbalık türünün ilk sırasında
sözel zorbalık yer alıyor. Sözel zorbalığı fiziksel zorbalık
takip ediyor.
Akran zorbalığında üç ayrı durum var aslında. Birinci
kategoriye girenler kurban, ikinci kategoride zorba,
üçüncüsünde ise hem kurban hem zorba grubuna giren
çocuklar bulunuyor. Erkek çocukların daha çok saldırgan
ve baskın grupta yer aldıkları, kurban grubunda ise
kız çocukların daha fazla bulundukları da araştırma
sonuçlarından çıkan veriler arasında yer alıyor. İlginç
olan bir diğer sonuç ise, üst sosyo-ekonomik düzeye
ait çocukların orta ve alt sosyo-ekonomik düzeyde
bulunan çocuklara göre daha fazla zorbalık yaptıklarının
görülmesi.
Akranları ya da arkadaşları tarafından sözel, fiziksel,
cinsel ya da duygusal zorbalığa uğrayan çocukların
sonraki hayatları boyunca önemli ölçüde olumsuz etkiler
yaşadıkları yönündeki sonuçlar dikkat çekici biçimde
artış gösteriyor.
Zorbalık derken iki ayrı Zorbalık türü var: İlki Sanal ya da
Siber Zorbalık.
Diğeri Akran Zorbalığı.
Peki Sanal Zorbalık ya da Siber Zorbalık nedir?
Özellikle gençler arasında “Akran Zorbalığı” olarak bilinen
96
THE CLAPPER 2016 - 2017
tacizkar ve tehditkar davranışların elektronik ortama
taşınmış hali olarak düşünülmesi gereken bir sorundur.
Sanal zorbalıkta kişilerin bütün şifreleri ve hesapları ele
geçirilip, onların yer aldığı tüm elektronik ortamlarda
sistemli bir karalama ve aşağılama, hatta tehdit ve şantaj
da olan bir saldırganlıktan söz ediyoruz.
Akran zorbalığı ise okulda şiddet başlığı altında
düşünülse de ikisi arasında bazı farklılıklar bulunuyor.
Okul şiddeti’nde arkadaşların birbiriyle kavga etmesi
söz konusuyken, zorbalık olarak tanımladığımız olayda
iki önemli ayrıntı var. Birincisi uygulanan şiddetin türü
ne olursa olsun süreklilik göstermesi, ikincisi ise güçlü
olanın zayıf olana uygulaması.
Dolayısıyla ortada sıradan arkadaş kavgası olarak
göremeyeceğimiz sistematik bir şiddet var. Bu nedenle
de asla hafife alınamayacak kadar önemli ve ciddi bir
durum söz konusu.
Okullarda yaşanan zorbalık;
• itme, vurma, tekme atma gibi fiziksel,
• ad takma, aşağılama, küfür etme, fiziksel özellikleriyle
alay etme, tehdit gibi sözel,
• eşyalarına zarar verme, oyundan ve gruptan dışlama,
toplum önünde küçük düşürme gibi duygusal,
• cinsel içerikli sözler söyleme, argo lakaplar takma,
taciz etme gibi cinsel olarak farklı kategorilerde
değerlendirilmelidir.
Şiddetin geçmişi çok eskiye dayanıyor ancak akran
zorbalığı konusu 20 yıllık bir geçmişe sahip. Daha
doğrusu zorbalık olarak nitelenmesi önemli bir konu
olarak 4 öğrencinin intihar etmesiyle ilk defa Norveç’te
gündeme geldi. Sonrasında ülkemizin de dahil olduğu bir
takım çalışmalar yapıldı.
Örneğin okullarda bu konuda bilinçlendirme çalışmaları,