2016-2017 | Page 96

AKRAN ZORBALIĞI ve SİBER ZORBALIK NEDİR? Serap Duygulu Akran zorbalığı kavramı henüz yeni bir kavram. Yaşananlar çok eskiden beri var olan ve bilinen şeyler olsa da kavram olarak oldukça yeni. Bu alanda konuyla ilgili yapılan araştırmalar da çok eskiye dayanmıyor ve ülkemizde araştırmaların 2000’li yıllarda yapılmaya başlandığını görüyoruz. Yapılan bazı araştırmalara göre Akran Zorbalığı en çok ilkokul yıllarında görülüyor ve zorbalık türünün ilk sırasında sözel zorbalık yer alıyor. Sözel zorbalığı fiziksel zorbalık takip ediyor. Akran zorbalığında üç ayrı durum var aslında. Birinci kategoriye girenler kurban, ikinci kategoride zorba, üçüncüsünde ise hem kurban hem zorba grubuna giren çocuklar bulunuyor. Erkek çocukların daha çok saldırgan ve baskın grupta yer aldıkları, kurban grubunda ise kız çocukların daha fazla bulundukları da araştırma sonuçlarından çıkan veriler arasında yer alıyor. İlginç olan bir diğer sonuç ise, üst sosyo-ekonomik düzeye ait çocukların orta ve alt sosyo-ekonomik düzeyde bulunan çocuklara göre daha fazla zorbalık yaptıklarının görülmesi. Akranları ya da arkadaşları tarafından sözel, fiziksel, cinsel ya da duygusal zorbalığa uğrayan çocukların sonraki hayatları boyunca önemli ölçüde olumsuz etkiler yaşadıkları yönündeki sonuçlar dikkat çekici biçimde artış gösteriyor. Zorbalık derken iki ayrı Zorbalık türü var: İlki Sanal ya da Siber Zorbalık. Diğeri Akran Zorbalığı. Peki Sanal Zorbalık ya da Siber Zorbalık nedir? Özellikle gençler arasında “Akran Zorbalığı” olarak bilinen 96 THE CLAPPER 2016 - 2017 tacizkar ve tehditkar davranışların elektronik ortama taşınmış hali olarak düşünülmesi gereken bir sorundur. Sanal zorbalıkta kişilerin bütün şifreleri ve hesapları ele geçirilip, onların yer aldığı tüm elektronik ortamlarda sistemli bir karalama ve aşağılama, hatta tehdit ve şantaj da olan bir saldırganlıktan söz ediyoruz. Akran zorbalığı ise okulda şiddet başlığı altında düşünülse de ikisi arasında bazı farklılıklar bulunuyor. Okul şiddeti’nde arkadaşların birbiriyle kavga etmesi söz konusuyken, zorbalık olarak tanımladığımız olayda iki önemli ayrıntı var. Birincisi uygulanan şiddetin türü ne olursa olsun süreklilik göstermesi, ikincisi ise güçlü olanın zayıf olana uygulaması. Dolayısıyla ortada sıradan arkadaş kavgası olarak göremeyeceğimiz sistematik bir şiddet var. Bu nedenle de asla hafife alınamayacak kadar önemli ve ciddi bir durum söz konusu. Okullarda yaşanan zorbalık; • itme, vurma, tekme atma gibi fiziksel, • ad takma, aşağılama, küfür etme, fiziksel özellikleriyle alay etme, tehdit gibi sözel, • eşyalarına zarar verme, oyundan ve gruptan dışlama, toplum önünde küçük düşürme gibi duygusal, • cinsel içerikli sözler söyleme, argo lakaplar takma, taciz etme gibi cinsel olarak farklı kategorilerde değerlendirilmelidir. Şiddetin geçmişi çok eskiye dayanıyor ancak akran zorbalığı konusu 20 yıllık bir geçmişe sahip. Daha doğrusu zorbalık olarak nitelenmesi önemli bir konu olarak 4 öğrencinin intihar etmesiyle ilk defa Norveç’te gündeme geldi. Sonrasında ülkemizin de dahil olduğu bir takım çalışmalar yapıldı. Örneğin okullarda bu konuda bilinçlendirme çalışmaları,