hatta özellikle bir ders konulabilir ve hem zorbalık yapan
hem de zorbalığa maruz kalan çocuklar bilinçlendirilebilir.
Akran zorbalığında şiddete yönelik oluşturulmaya çalışan
toplumsal hareketlerin faydalı olması beklenirken giderek
daha olumsuz olaylara tanık oluyoruz. Bunun sebebinin
de televizyonlarda sıklıkla izlediğimiz Mafya, Çete, Ağalık
vurgulamalarına yer verilen diziler olduğu düşünülüyor.
Çocuklarda ve gençlerde fiziki gücün önemli olduğu
ve her kapıyı açabildiği şeklinde bir yargı oluşturması
bakımından son derece tehlikeli gelişmeler yaşanıyor.
Çocuklar ve gençler arasında bu derece yaygınlaşan
zorbalığa karşı aileler de çok fazla başarılı olamıyor
maalesef. Zira bir çok çocuk sistematik şiddete yani
zorbalığa zaten ailesi tarafından uğratılıyor. Anne babası
tarafından istenmeyen çocuk olmak, aile içinde fiziksel,
cinsel, sözel ya da psikolojik şiddet görmek, kardeşleriyle
ya da diğer akranlarıyla kıyaslanmak, yapısal olarak
aşırı hareketlilikten kaynaklanan dürtü kontrol sorunu
yaşamak, öfke kontrolünü sağlayamamak, aile içi şiddete
tanıklık etmek gibi pek çok etken çocuklarda akran
zorbalığına eğilim geliştirebiliyor. Kendisinden daha
güçlü insanlar tarafından kendisine uygulanan şiddete
ses çıkaramayan çocuk gücünün yettiği başka çocuklara
şiddet uygulayarak yaşadıklarının hıncını çıkaracaktır.
Üstelik şiddetin zamanla öğrenilen bir davranış olduğunu
biliyoruz.
Bunun dışında bir de bazı ailelerin, kendi çocuklarını
korumaya yönelik geliştirdikleri bir tavır var: “Yeter ki
çocuğum ezilmesin, zarar görmesin, dayak yemesin”
düşüncesiyle, arkadaşları arasında baskın kişilik
sergilemesine ses çıkarmayan, arkadaşlarını itip
kakmasına göz yuman ya da çevresine zarar veren, şiddet
uygulayan çocuklarına göz yuman anne babalar. Belki de
en tehlikeli tutum bu, zira çocuklar alenen kendi anne
babaları tarafından teşvik ediliyorlar.
Bu tür şiddet içeren eylemlerin bir başka tehlikeli tarafı
bunun bir iletişim dili olarak yerleşme ve kabul görme
ihtimalidir. O nedenle en ufak olayda dahi durumu
görmezden gelmek, arkadaşlar arasında sıradan kavgalar
olarak görmek yerine önemli bir şiddet türü olduğunu ve
akran zorbalığı yaşayanların çok ciddi olarak psikolojik
sorunlar yaşayabileceğini ve hayatının ilerleyen
dönemlerinde önemli sıkıntılara yol açabileceğini
unutmamak gerek.
Bu tür bir şiddetin sistematik bir şiddet türü olduğu,
dolayısıyla da akran zorbalığına uğrayanların kaygı
bozuklukları, depresyon ve öz güven sorunları yaşadıkları
biliniyor.
Üstelik sadece şiddete uğrayanlar değil, şiddeti uygulayan
çocuklar da psikolojik olarak olumsuz etkiler yaşıyorlar.
Ailelerin akademik başarıdan daha çok çocuklarının
okulda ve sokakta ne yaptıklarını, arkadaş gruplarını
çok iyi gözlemleri gerekiyor. Dolayısıyla Akran zorbalığı
hem aileler hem eğitimciler hem de devletin kurumları
tarafından çok ciddiye alınarak mutlaka üzerine gidilmesi
gereken, kişisel, eğitsel ve sosyal bir sorundur.
THE CLAPPER 2016 - 2017 97
PDR
ZÜMRESİ