2016-2017 | Page 97

hatta özellikle bir ders konulabilir ve hem zorbalık yapan hem de zorbalığa maruz kalan çocuklar bilinçlendirilebilir. Akran zorbalığında şiddete yönelik oluşturulmaya çalışan toplumsal hareketlerin faydalı olması beklenirken giderek daha olumsuz olaylara tanık oluyoruz. Bunun sebebinin de televizyonlarda sıklıkla izlediğimiz Mafya, Çete, Ağalık vurgulamalarına yer verilen diziler olduğu düşünülüyor. Çocuklarda ve gençlerde fiziki gücün önemli olduğu ve her kapıyı açabildiği şeklinde bir yargı oluşturması bakımından son derece tehlikeli gelişmeler yaşanıyor. Çocuklar ve gençler arasında bu derece yaygınlaşan zorbalığa karşı aileler de çok fazla başarılı olamıyor maalesef. Zira bir çok çocuk sistematik şiddete yani zorbalığa zaten ailesi tarafından uğratılıyor. Anne babası tarafından istenmeyen çocuk olmak, aile içinde fiziksel, cinsel, sözel ya da psikolojik şiddet görmek, kardeşleriyle ya da diğer akranlarıyla kıyaslanmak, yapısal olarak aşırı hareketlilikten kaynaklanan dürtü kontrol sorunu yaşamak, öfke kontrolünü sağlayamamak, aile içi şiddete tanıklık etmek gibi pek çok etken çocuklarda akran zorbalığına eğilim geliştirebiliyor. Kendisinden daha güçlü insanlar tarafından kendisine uygulanan şiddete ses çıkaramayan çocuk gücünün yettiği başka çocuklara şiddet uygulayarak yaşadıklarının hıncını çıkaracaktır. Üstelik şiddetin zamanla öğrenilen bir davranış olduğunu biliyoruz. Bunun dışında bir de bazı ailelerin, kendi çocuklarını korumaya yönelik geliştirdikleri bir tavır var: “Yeter ki çocuğum ezilmesin, zarar görmesin, dayak yemesin” düşüncesiyle, arkadaşları arasında baskın kişilik sergilemesine ses çıkarmayan, arkadaşlarını itip kakmasına göz yuman ya da çevresine zarar veren, şiddet uygulayan çocuklarına göz yuman anne babalar. Belki de en tehlikeli tutum bu, zira çocuklar alenen kendi anne babaları tarafından teşvik ediliyorlar. Bu tür şiddet içeren eylemlerin bir başka tehlikeli tarafı bunun bir iletişim dili olarak yerleşme ve kabul görme ihtimalidir. O nedenle en ufak olayda dahi durumu görmezden gelmek, arkadaşlar arasında sıradan kavgalar olarak görmek yerine önemli bir şiddet türü olduğunu ve akran zorbalığı yaşayanların çok ciddi olarak psikolojik sorunlar yaşayabileceğini ve hayatının ilerleyen dönemlerinde önemli sıkıntılara yol açabileceğini unutmamak gerek. Bu tür bir şiddetin sistematik bir şiddet türü olduğu, dolayısıyla da akran zorbalığına uğrayanların kaygı bozuklukları, depresyon ve öz güven sorunları yaşadıkları biliniyor. Üstelik sadece şiddete uğrayanlar değil, şiddeti uygulayan çocuklar da psikolojik olarak olumsuz etkiler yaşıyorlar. Ailelerin akademik başarıdan daha çok çocuklarının okulda ve sokakta ne yaptıklarını, arkadaş gruplarını çok iyi gözlemleri gerekiyor. Dolayısıyla Akran zorbalığı hem aileler hem eğitimciler hem de devletin kurumları tarafından çok ciddiye alınarak mutlaka üzerine gidilmesi gereken, kişisel, eğitsel ve sosyal bir sorundur. THE CLAPPER 2016 - 2017 97 PDR ZÜMRESİ