TÜRKİYE’DE
ARAZİ KULLANIMI
Türkiye, engebeli ve Doğu’ya gittikçe dağlık bölgeleri
artan bir araziye sahiptir. Türkiye’nin gerçek alanı
izdüşüm alanından yaklaşık 100.000 km fazla
olduğundan, Türkiye’deki dağlık ve engebeli alanların
verimli bir şekilde kullanılması ekonomiyi büyük ölçüde
etkileyecek bir güce ve öneme sahiptir.
Arazi kullanımı, tarıma verimli arazilerin yalnızca tarım
için kullanılması, tarıma verimli olmayan arazilerin ise
şehirleşme ve sanayileşmeye açılmasıyla yakından
ilgilidir. Bir başka deyişle, Konya Ovası’nın yerleşmeye
açılmaması ve tarıma kapalı arazilerde fabrikaların
kurulması Türkiye’deki arazilerin nasıl kullanılması
gerektiğine ilişkin insanlara bilgi verebilir. Tarıma verimli
arazilerin doğru bir şekilde tespit edilmesi ise bilimsel
yöntemlerle kolayca anlaşılabilir. Örneğin toprağın
pH derecesi ve humus miktarı ölçülebilir, bu şekilde
toprrağın hangi tür mahsuller için doğru bir yetişme
alanı olduğu rahatça belirlenebilir.
Arazilerin yerleşim yeri olmasına uygunluğu da yine
bilimsel yöntemlerle araştırılabilir. Örneğin, akarsu ve
nehir yataklarının yakınlarındaki topraklar depreme
karşı dayanıklı olmayacağından ev inşa edilmemeli,
ancak alüvyon bakımından zenginliği nedeniyle tarım
için kullanılabilir.
Engebeli alanlar yerleşim yerleri için de uygun
olmayacağından, sanayi için uygun ortamlar olarak dağlık
araziler seçilebilir. Ancak dağlık arazilerin sanayileşme
için uygun bir yer olması ancak ülkedeki ulaşım
koşullarının ne kadar iyi olduğuyla yakından alakalıdır.
Eğer mahsul yalnızca karayoluyla fabrikaya ulaştırmaya
çalışılırsa yolda çürüme ihtimali çok yüksektir, bu
nedenle ülkede ya ulaşım olanakları iyileştirilmeli ya da
tarım alanlarının yakınlarına fabrikalar kurulmalıdır.
Eğimin ve engebenin ölçülmesiyle insanların soğukta
değil, daha sıcak alanlarda yaşaması sağlanabilir.
Aynı zamanda eğimli araziler taraçalandırılarak ve
bu arazilere ağaç dikilerek heyelan ihtimali ortadan
kaldırılabilir.
Doğal afetlerden arazinin doğru kullanımıyla sakınmanın
başka bir yolu ise fay hatlarının hangi bölgelerden
geçtiğinin belirlenmesi, bu şekilde ölümcül vakalardan
kaçılabilmesidir. Fay hatlarındaki nüfus miktarı
azaltılarak insanların daha güvenli koşullarda yaşaması
sağlanabilir.
ECONOMICS
It has been another eventful year of study on the
economics course. In grade 12 we have covered the wider
macroeconomic models looking at unemployment,
inflation, national income and the balance of trade. We
have focused considerably on Turkey, a middle income
country and looked at comparisons between the
economy of Turkey and those of wealthier European
neighbours. We have also looked at comparisons
between Turkey and much poorer nations in Africa and
SE Asia. As always the worlds of Politics and Economics
are intertwined and so we have examined how Turkey
has benefitted from and contributed to membership of
the World Trade Organization and the European Free
Trade Area.
In grade 11 we have been studying introduction to
Economics and studied how and why certain firms and /
or products are more successful than others? We have
looked at the effect of government policy on business
and the role played by external factors such as the
wider world economy.
The class also went on a field trip, to a local factory
to see how it will operate and compare their learned
theory with a real life experience. See the picture
above.
72
THE CLAPPER 2016 - 2017
Kemal ÖZBERKSOY
Coğrafya Öğretmeni
Mark JOHNSON
Ekonomi Öğretmeni