LAVİNYA
Şubat ayında bir başka olur buralarda kış. Seni hayallerin
derin kuyusundan çekip çıkarır yüzüne sertçe vuran
rüzgar. Gerçi sen de bilirsin buranın soğuklarını. Ceketimi
aldım çıktım sokağa. Bundan on iki yıl önce son buluşmamızda
gezip tozduğumuz her yeri teker teker dolaştım
sokağın zifiri karanlığını bozan loş sokak lambalarının
altında. O gün oturduğumuz her bankta her kaldırım
taşında oturdum. Ağzından çıkan her kelimeyi duydum.
Öğle güneşinin yakıcılığıyla mayışmış dizime yatmıştın.
Sen uyurken sapsarı saçların yüzünü kapatıyordu. Sanki
güneş bir tek senin üzerine düşüyordu ve şimdi bu adam
yokluğunda ağustosta bile üşüyordu. Belki güneşi de yanında
götürmüşşündür. Önce parkta oturdum, seni salıncakta
salladım. Sonra elinden tutup ayaklarımız altında
ezilen kar hışırtıları eşliğinde evine kadar bıraktım. Düşündüm.
Nasıl bir insanın sağ eli üşürken sol eli üşümez?
Artık gelmiştik evinin önüne. Yani gelmişti gitme zamanı.
Süre domuştu.
Serdar BAŞAK
9-B
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ZÜMRESİ
ÖĞRETMENLERİ
Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al
Günün en güzel saatleri bunlar
Yanımda kal
Sana gitme demeyeceğim
Gene de sen bilirsin
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim
İncinirsin
Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme Lavinia
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme Lavinia
Güneş doğmaya başlamıştı artık ve o da gitmişti. Ben de
beyaz mermerin üzerine oturmuş hala elini tutuyormuşum
gibi davranıyordum ama elimde tuttuğum elin değil
toprağındı Lavinya.
Zümre Başkanı
Rukiye SERYANOĞLU
Öğretmenler
Hülya BAYRAM
Volkan DURAN
Emine ER
M. Murat HAKTANIR
Tuba TUNÇSAN
16
THE CLAPPER 2015 - 2016