İNÜ Bülten 45.İNÜBÜLTEN | Page 93

oldu, başka sorunlar var. Dolayısıyla böyle bir demokrasi tarihimiz var. Bütün bunlar yapılırken sürekli olarak darbelerin zemini hazırlanmaya çalışıldı.” 28 Şubatın bilinmedik yanları ve karanlık yönleri olduğunu dile getiren Dr. Necdet Subaşı,“ 28 Şubat’ ın hala açıldığını sanmadığım boyutları olduğunu tahmin ediyorum. Bilinen boyutları dini anlamda yapılan çok somut ve acımasız ve hatta bin yıl sürmesi arzu edilen bir müdahale pratiğidir. 28 Şubat’ ta en çok mağdur edilen, en çok yara alan ve bu süreçte hayatları kararanları dikkatli bir şekilde takip ettiğimizde bunlar toplumda genel olarak dindar dediğimiz, dini referanslarla yaşamlarını sürdüren dine yönelik saygısıyla ve kendini inşa eden olduklarını görüyoruz.” dedi. 28 Şubat’ ın dini alanın bütün sınırlarına, bütün envanterlerine, bütün içeriğine yapılmış kapsamlı, boyutlu ve içerikli bir müdahale olduğunu ifade eden Subaşı,“ Dini hayata yönelik yapılan müdahalenin sonuçta bizim kişiliğimizi, algılarımızı, din konusundaki tercihlerimizi ne yönde etkilediği konusunda sosyal bilimcilerin seferber olması gerekiyor.” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Işıl Arpacı 28 Şubat sürecinin nasıl oluşturulduğunu dile getirirken,“ Refah Partisi seçimlerden birinci parti olarak çıkmasına rağmen hükümeti kurma görevi de Erbakan’ a verildiği halde, Erbakan hükümeti kuramıyor. Seçimlerden hemen sonra Doğru Yol Partisi ve Ana Vatan Partisi arasında bir koalisyon hükümeti kuruluyor, ancak kurulan koalisyon hükümetinin güven
oylamasında problem yaşanınca Refah Partisi Anayasa mahkemesine başvuruyor ve Anayasa mahkemesinin kararıyla güven oylamasında yaşanan dolandırıcılık nedeniyle hükümet düşürülüyor ve bir daha hükümet kurma çabaları başlıyor. Yaklaşık 4 turluk görüşmelerden sonra kimse Erbakan’ la hükümet kurmaya yanaşmıyor ve birtakım şeyler yaşandıktan sonra Refah Partisi, Doğru Yol Partisiyle hükümeti kuruyor ve Refah Yol hükümetine geliyoruz” şeklinde konuştu. Arpacı, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:“ Zaten sonun başlangıcı da böyle gerçekleşiyor. Refah Yol hükümeti kurulduktan sonra 7 Ekim 1996’ da Refah Yol hükümetinin ilk icraatı, gelenekselleşmiş Türk dış politikasının bir uygulaması olarak Amerika’ ya ya da Batı’ ya bir ziyaret değil de Müslüman ülkelerine bir ziyaret olarak gerçekleştiriliyor. Bu ziyaretin ilk adımı Mısır’ da yaşanan bayrak kriziyle başlıyor. Ortaya çıkan şöyle bir durum var ki Mısır devlet geleneklerine göre Devlet Başkanı olmayanlar için bayrak göndere çekilmiyor. O yüzden de Necmettin Erbakan için de bayrak göndere çekilmiyor. Ancak Tansu Çiller bu küçük ayrıntıyı atlayınca basında çıkan konuşması nedeniyle kriz yaşanıyor. Daha sonra hepinizin hatırlayacağı bu dış ziyaretlerin ikinci adımı olarak Libya krizi var.”
Haber: Onur COŞKUN
İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ HABER BÜLTENİ
90