olumsuz yönde yansımaktadır. Bu nedenle, sağlık
politikaları verimi ve kaliteyi arttıracak şekilde
hazırlanmalıdır.”
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle ilgili konuşan
Dekan Durmuş, şunları kaydetti: “Hekim başına
düşen hasta yükünün fazlalığı sağlık çalışanlarına
yönelik şiddet eylemlerinin de önemli bir
sebebidir. Biz hekimler olarak yorgunluk nedir
bilmeden insanımıza hizmet sunmaktan mutluluk
duyarken sağlık çalışanına şiddet olaylarını kabul
edemiyoruz.”
Konferansa konuşmacı olarak katılan İnönü
Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nusret
Akpolat ise günümüzde 14 Mart Tıp Bayramının,
sağlık çalışanları için bir anma ve sorunları dile
getirme aracı olduğuna değinerek şöyle konuştu:
“Aslında 14 Mart Tıp Bayramı, 1919 yılında ilk
kutlandığı haliyle ‘Tıbbiyelerin Ulusal Direniş
Mücadelesi’nin sembolüdür. İstanbul’u işgal eden
İngilizlere karşı bir başkaldırı hareketidir. Bu
yönü ile düşünüldüğünde, 14 Mart Tıp Bayramı
emperyalizme karşı ulusal direnişin bir simgesidir.
Tarihimizin tüm dönemlerinde, söz konusu vatan
olunca hekimlerimiz ve tüm sağlık çalışanları
mücadelenin ön saflarında yer almış ve canlarını
ortaya koymaktan çekinmemişlerdir.”
Sağlık çalışanlarının sorunlarını dile getiren
Akpolat, şöyle devam etti: “Sağlık çalışanlarımızın
ve hekimlerimizin yığınlar ile sorunlarının
olduğunu biliyoruz. Sağlıkta şiddet, hekim başına
düşen hasta sayısının yüksekliği, ücretlendirmede
adaletsizlik,
performans kıskacı, emeklilik
maaşlarının komikliği gibi. Bu sorunları çözmek
devlet büyüklerimize ve takip edip hakları
savunmak da bizlere düşmektedir. Mücadeleye
ısrarla devam edilmelid