olduğu görülüyor. Arttırılmış
Gerçeklik ile akıllı telefona sahip
herkese açık olan kamu sanatının
yeni formları yükselecek.
Telefonlarımızdan ulaşabileceğimiz,
gerçekçi ve üç boyutlu olarak
modellenmiş sanal heykeller
etraflarındaki dünyayla sıkıntısız
bir şekilde etkileşime girebilecek.
Hatta, şehir peyzajı ile bütünleşmiş
bile görülebilecekler. İzleyici
katılımını sağlayan yeni formlar
seyircileri aktif ortak üreticilere
dönüştürecek. Sosyal mesafe artık
bir mesele olmaktan çıkacak.
Yıllardır Sanal Gerçeklik sergilere
dahil edilirdi, ancak dahiliyeti
çoğunlukla eski kurumsal yapılara
itaat edecek şekilde kalırdı.
Peki, insanları ve eserleri farklı
yerlerden ortak bir yere toplamaktansa,
ayrı yerlerde ama aynı
anda gerçekleşen, yerele de destek
sağlayan sanal bir sergi açılabilir
mi?
Başka bir deyişle, bu teknolojiler
sanat dünyasının yapısını değiştirebilir
ve uçağa atlamaya daha
az istekli olacağımız bir gelecek
için yeni küresel etkileşim biçimleri
oluşturabilir mi? Örnek
olarak Çinli sanatçı Cao Fei’in
Londra’daki Serpentine Galeri-