İFO Tiyatro Fanzini Haziran 2020 | Page 43

ataerkiyi devirmeyi desteklediğini, ne de sosyalist/materyalist feminizmin yaptığı gibi toplumun ekonomik, politik ve sosyal yapısının radikal değişimini savunduğunu farz edersek burjuva/liberal feminizm politik olarak en zayıf feminizm türü olarak belirlenmiştir. Her feminist dinamiğin ayrıca sanatsal karşılığı da vardı: burjuva/liberal feminizm geleneksel gerçekçi formlara bağlı kaldı ama geleneksel dramatik yazının sınırları içerisinde daha çok kadın rolü yaratmaya da çalıştı; radikal/ kültürel feminizm fikirleriyle ve ihtimalleriyle (yeni Fransız feminist teorilerden büyük ölçüde etkilenmiş fikirler) ilişkilendi; sosyalist/materyalist feminizm kendi sanatsal biçimini sunuma dayalı formların, tekniklerin ve performans kayıtlarının Brechtyen miraslarında buldu. Bununla birlikte, 80’lerdeki medyanın feminizme olan tepkisi, geniş ölçüde desteklenen “zirvedeki kız feminizmi” (Churchill oyununda bu deyimi eleştirmiştir), ve sonrasında 90’ların ve İkinci Dalga Feminizminin değerlerine ve politikasına meydan okuyan daha yeni, Üçüncü Dalga