Öz Farkındalığın Önemi
Size gerçek başarı için bir sır vereyim mi? Kimseyi anlamaya çalışmayın. Önce kendinizi
tanımaya odaklanın. Bunun için biraz yalnız kalman gerekiyor. O koşuşturmadan uzaklaşman
gerekiyor. Gerekirse uzun bir tatile çıkabilirsin. Her gününü değerlendirmen, kendini dinlemen
gerekir. Her günün planlamakla başlayabilirsin mesela. Sabah kalktığında direk telefon ekranına
bakıyorsun ya işte tüm toksinleri alıyorsun vücuduna. Tüm gününü oradan aldığın bildirimler
doğrultusunda şekillendiriyorsun. Çevrenin seni yönetmesine izin vermemelisin. Ben sabah
kalkar kalmaz önce nefes egzersizi yapıyorum. Daha sonra meditasyon yapıyorum ve kendimi
dinliyorum. Toksik düşünceler bulaşmadan onların farkına varıyor ve onların beni
yönetmesinden ziyade ben onları yönetebiliyorum. Gün içerisinde de istemediğim bir duygu
durumuna büründüğümde dur pratiği yaparak önce duygu durumumu analiz ediyorum. Daha
sonra bu duygu durumunu nasıl değiştirebilirim diye düşünüyorum. Bir hedef için planın
olmazsa hedefi ve planı olan kişiler tarafından yönetilir halde bulursun kendini. İki seçenek var
ya yönetmek ya da yönetilmek. Hangisini seçtiğin çok önemlidir. İkisi birden olmaz.
Günü planlamak, ne yapacağını biliyor olmak muhteşem bir kolaylık ve mutluluktur.
Okyanusta boğulmazsın. Önceliklerin haline getirdiklerindir başarının sebebi. Planlı bir düşman,
plansız bir askeri birliği yenebilir.
Geleceği düşündük. Her şey güzel, değil mi? Peki ya mevcut durum ve sahip oldukların?
Mevcut sahip olduklarınla müteşekkir olmazsan yeni kazanacaklarına da müteşekkir
olmayacaksın demektir. Bu da kişiyi mutsuzluğa sürükler. Sabah meditasyon yaptıktan sonra
müteşekkir olduğum şeyleri tek tek yazıyorum. Böylece küçük bile olsa farkında olmadığım ama
müteşekkir olduğum olanaklara sahibim. Ailem, arkadaşlarım, çevremdeki insanlar, sağlığım,
yeteneklerim, doğal mucizeler.. aslında her biriyle ayrı ayrı müteşekkir olmalıyız. Bize zararı
olduğunu düşündüğümüz kişiler bile aslında bizim için faydalıdır. Gelişmemize, farkında
olmamızı sağlamışlardır. Önemli olan doğru bakış açısını yakalamaktır. Küs, kırgın olduğumuz
kişileri affetmeliyiz. Ben bunun için de bir liste yapıyorum. Her gün kırgın olduğum kişleri
yazıyorum. Bana zararı olsa bile onları affettiğimi yazıyorum. Hatta onları tek tek arayıp ben
haklı olsam bile özür diliyorum. Çünkü bu durumun aklımın bir köşesinde, bilinçaltımda yer
alması beni her zaman rahatsız edecektir. Çözmeli ve yolumuza devam etmeliyiz.
Sadece düşünmek yetmiyor, bunu yazıya dökmek gerekir. Yazıya dökünce
şekillendiriyoruz. Bilinçaltımıza işliyoruz. Kendimizle konuşur gibi bunları yazıya
döktüğümüzde bilincimizde bilinçaltımızdaki tıkanıklıkları açarız ve düşüncelerin devam
etmesini sağlamış oluruz.
9