Ordu İli Halk Oyunları
Horon Türünde Oynanan Oyunlar
1- Horonlar:
a) Gürcü Horonu
b) Dik Horon
c) Mısırlı (Mısırlıoğlu) Horonu
d) Sallama
2- Karşılama Türü (Kol Oyunları) Oyunlar:
a) Ordu Karşılaması
b) Ordu'nun Sokakları
c) Su Sızıyor Sızıyor
d) Miralay
3- Her Yerde Oynanan Pıtık Oyunları
a) Horonlar:(Mısıroğlu Horonu - Tulum Horonu - Sallama - Nalcı Horonu ve Melet Horonu)
b) Karşılama Türü (Kol Oyunu) Oyunlar: (Lazutlar - Miralay - Bahçelerde Pırasa)
c) Halay Karakterinde Oynanan Oyunlar:(Tamzara – Temurağa)
d) Dinsel Nitelikli Oyunlar: (Semahlar)
ORDU ŞEHİR EFSANELERİ
ÇAMAŞ GELİNKAYASI EFSANESi
Gelin Kayası, İlçe merkezinin kuzeydoğusuna düşer. Merkezden 100 metre yükseklikte düz ve görkemli görülmeye değer yüksek alan
üzerinde yer almaktadır. Kayanın üzerinden Fatsa ve Karadeniz görülmektedir.
Efsaneye göre ”çok eski zamanlarda baba evinden gelin olup, giden genç bir kız varmış. Bu genç kızın güzelliği dillere destanmış.
Çok ta isteyeni varmış. Zaman geçmiş, bu genç kız gelin olup, evden ayrılmış. Evlendikten sonra genç kız annesiyle tartışıyormuş.
Demek ki bu genç kız gönülsüz gitmiş. Derken evden ayrılan ve gelin olarak giden genç kız evde ne kadar eşya varsa hepsini alıp
götürmüş. Üzerinde saç kurularak ekmek pişirmeye yarayan 3 ayaklı denilen aleti de almış ve götürmüş. Genç kızın annesi o zaman çok
kızmış ve geline beddua etmiş. “Allah seni Taş yapsın, taş olasın” diyerek beddua etmiş. Genç kız bu taşın yanına gelince taş olmuştur.
Böylece gelinin duvağı, alt kısmına da sac ayağını andıran bir ayak meydana gelmiştir.“
Gerçekten bu kaya incelendiğinde duvaklı bir gelin ve hatta kucağında çocuğu bile görülmektedir. Onun için halk bu efsanenin
kutsallığına inanır.
İlçemizde her yıl Gelinkaya adıyla Geleneksel ”Gelinkaya Festivali“ düzenlenmektedir.
Çoban Bağırtan Suyu Efsanesi – Ordu
Çambaşı Kasabasının yayan bir saat kadar doğusunda,2000 m. yüksekliğinde Seyit Tepesi adıyla anılan bir sivri yükselti vardır.
Seyit Tepesi’nin kuzey-doğu yamacında bir kayak suyu vardır. Etrafta hiçbir ağaç bulunmayan, sanki Seyit Tepesi’nin böğründen fışkırmış bu
kaynak suyuna Çoban Bağırtan denir. Çambaşı’na çıkıp da piknik için bu suya gelmeyene pek rastlanmaz. Rivayete göre, Çoban Bağırtan
suyunun şöyle bir efsanesi bulunmaktadır. Bir yaz günü, sürüsünü Seyit Tepesi eteklerinde otlatan bir çoban, hastalanan koyunlarından
birini keser, etini kavurur.
Kaynağın başında, bir yandan yağlı koyun etini yer, öte yandan da kaynağın soğuk suyundan içer. Fakat yağlı kavurma soğuk
soğuk kaynak suyu da içilince çobanın boğazını tıkar, donar ve çobanın nefesini keser. Böğürmeye çalışan çoban, bir ara can havliyle bağırır