BAYBURT HİKAYELERİ
DİKMETAŞ EFSANESİ : Bayburt’tan 20 km. uzaklıkta bulunan Değirmencik köyü yol güzergahında Buğdaylı
yol ayrımı üzerinde, hemen Çoruh nehrinin yanında ilk bakışta bir ot yığınını andıran ve dikme taş adı verilen bir
taş yığını vardır. Rivayete göre bu taş yığını, önceden bir ot yığını imiş, otlar zengin bir Keşişe aitmiş, çok
şiddetli geçen bir kış mevsiminde kışın uzun sürmesi çevre köy çiftçilerini zor bir duruma düşürmüş.
Çiftçilerden birisi hayvanlarını kurtarmak için, bu keşişten ot istemiş keşiş önce vermek istememişse de sonra ot
isteyen çiftçinin güzel kızına karşılık ot verebileceğini söylemiş.
Çiftçi kızına; birkaç bağa karşılık kendisini almak isteyen keşişin teklifini bildirmiş. Fakat gece sabaha kadar
ağlayıp keşişe beddua etmiş, türküsünde şöyle demiş:
Estir kaba yel estir
Bugün dağlara destur
Gavurun yığınını
Sabahınan daş kestür.
Gerçekten o sabah bir mucize olmuş, güneyden bir kaba yel esmiş, bütün çevreyi sarsmış, karlar erimiş ve otlar
meydana çıkmış. Keşişin ot yığını ise bir taş yığını haline gelmiş. Efsanede adı geçen taş yığını halen varlığını
muhafaza etmektedir.
EJDERHA EFSANESİ :
Doğu Anadolu’yu kuzeye bağlayan en önemli yol Erzurum-Trabzon transit yoludur. Kış aylarındaki kar
fırtınaları ile tanınan Kop ve Zigana geçitleri gibi zorlu tepelerden geçen bu yol ayrıca tabii güzellikleriyle de
dikkati çekmektedir. Yol üzerinde ki sakin yerleşme merkezleri gelip geçenlerin hafızalarında unutamayacak
izler bırakacak yurt köşeleridir.
Bayburt’u Gümüşhane’ye bağlayan yolun 18.Km.’sinde, sağ taraf da bir dağın eteğinde kurulmuş Nişantaşı
(Osluk) köyü vardır. Köyün eteğinde kurulduğu dağın üzerinde, yılan şeklinde ve kıvrıla kıvrıla köyün üzerine
doğru gelen bir taş yığını vardır. İskelet de diyebileceğimiz şekil şaşılacak derecede bir yılana benzemektedir.
Köyün içerinsin de son bulan baş kısmı tam bir yılan başını andırmaktadır. Boyu ise yüz metre kadardır.
Bu yılan-Ejderha üzerine muhtelif efsaneler anlatılmaktadır. Bunlardan bir iki tanesini sunuyoruz: Halk ejderha
dediği büyük bir yılanın köye gelmekte olduğunu görür evlerini terk edip kaçmaya başlarlar. Yaşlı olduğu için
fazla uzaklara gidemeyen bir kadın çaresizlik içinde bir yere çömelir. İhtiyar kadın burada ejderhanın gelip
kendisini yemesini beklemeye başlar. Diğer taraftan da Allah’a dua eder, şöylece yalvarır: “Allah’ım, ya beni taş
kes, ya onu” İhtiyar kadının duaları kabul olur ve ejderha gelebildiği son noktada taş kesilir.
Benzer bir anlatmada ise; yaşlı kadının yerini hamile bir kadın alır. O da dua eder, dualarının kabul olması ile
ejderha taş kesilir.
Bahsedilen ejderha şekli halen bütün heybetiyle köyün üzerinde durmaktadır. Yalnız önceleri samanlık olarak
kullanılan ağız boşluğu ve çene kısımları kırılarak taş temini amacıyla tahrip edilmiştir. Bayburt-Trabzon
istikametinde seyreden yolcular dikkatli bakarlarsa anayoldan bu ejderhayı görebilirler.
BAYBURTLU ÜNLÜLER
Bayburtlu Zihni (d. 1795 - ö. 1859), hem Divan hem de halk şiiri türündeki yapıtlarıyla tanınmış bir şairdir.
Asıl adıMehmed Emin’dir. Zihni onun takma adıdır ve Bayburt’ta doğduğu için Bayburtlu Zihni olarak anılır.
Erzurum ve Trabzon medreselerinde okudu. Ardından İstanbul'a gitti ve çeşitli yerlerde kâtiplik yaptı. Divan şiiri
türünde yazdığı şiirler ve kasidelerle tanındı. Daha sonra Bayburt'a döndü. 1828'de Ruslar kenti işgal edince
buradan ayrıldı. İşgalden sonra yeniden Bayburt’a döndü. 1834'te hacca gitti, oradan Mısır'a uğradı. Daha sonra
Erzurum'da, yeniden İstanbul’da bulundu. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde memur olarak çalıştı. Bayburt'a
dönerken Trabzon yakınlarındaki Olasa (bugün Bahçeyaka) köyünde öldü.