Yıldız İşletme Kulübü Profil Dergisi 2015 | Page 99

Profil 2015 Röportaj Asena ERGENEKON & Selin ÇAKIR [email protected] & [email protected] Onur Bilgin: Var ama çok aleni değil. Herkes her şeyi yapabiliyor. Bir arkadaşımız reklam bürolarına gidiyor. Hakan artık çok fazla siteyle içli dışlı olamıyor. İşin diğer kısımlarıyla ilgilenmek zorunda kalıyor, yoğun oluyor. Özer, ben ve bir arkadaşımız daha, üçümüz haber içeriklerine ve diğer içeriklere yoğunlaşmış oluyoruz. Diğerleri boş olursa da 5 kişi birden çalışıyoruz. Gün geçtikçe artan bir takipçi kitleniz var. Bunu sağlayan en önemli faktör nedir sizce? İlk zamanlarda haberlerinizdeki mizahı ve ironiyi anlayamayan insanlar tarafından aldığınız tepkiler nasıldı? Onur Bilgin: Toyota ile ilgili bir haber vardı o zamanlar. Toyota, bazı sorunlar nedeniyle araçlarını geri çekiyordu. Biz de onunla ilgili bir haber yapmıştık. Bir tane mesaj geldi; “Sen nasıl Toyota’ya böyle dersin, kaç kişinin çalıştığını biliyor musun?” gibi. Bu tarz tepkiler almıştık Toyota ile ilgili haber yaptığımız gün. Onun dışında inananlar oldu. Ben çok yadırgamıyorum onları çünkü haberin içeriğini görmemişse başlığı yanlış anlayabilir. Zaten bizim temel amacımız, gerçeğe biraz yakın haberler yapmak. Gerçek gibi olması, ciddiyeti önemli. Zaytung’un işleyişinden biraz bahseder misiniz? Özer Uzun: Her gün 12’de toplanıyoruz. 1-2 gibi herkes gazetesini okuyor. Haber gönderiliyor, onlara bakıyoruz, eliyoruz. Üzerinde düşünüyoruz. İlgimizi çeken bir şey varsa onun altını biz doldurup yayına alıyoruz. Herkes aklına geleni söylüyor ya da haberin kayabileceği mecralara kayıyor. Bir gün Onur giriyor haberi, bir gün ben giriyorum. Sonra yayına verip gelişmeler varsa onları yapıyoruz. 5 kişilik bir ekipsiniz. Aranızda belli bir görev dağılımı var mı? 99 Özer Uzun: Ekşi Sözlük’te çok iyi içerik vardı, Ekşi Sözlük’ten tanışıyoruz ama çok fazla insan çok fazla şey koyuyor içine. Ama biz tamamen beş kişinin belirlediği ve ortaya çıkan manzaradan da görüldüğü gibi kaliteli içerik sağlıyoruz insanlara. O yüzden belli bir seviyenin altında, kötü bir mizahla karşılaşmıyorlar. Bence bu en önemli faktörlerden biri. Zaytung Almanak’tan bahsedebilir misiniz? Nasıl bir çalışma, ilgi beklediğiniz gibi miydi? Onur Bilgin: İlgi beklediğimizden fazlaydı. Bayağı bir baskı yaptık. Almanak için yılsonunda en beğendiğimiz haberleri seçiyoruz. Zaten onlar da az çok Facebook’ta, Twitter’da gelen tepkilerden, like ve retweet sayısından anlaşılıyor. Ya da özel olarak sevdiğin bir haberse onları seçiyorsun. Elenmiş içeriği bir daha eliyoruz aslında. Öyle basıma gidiyor. Özer Uzun: Onun da şöyle bir anlamı var. İnternette yaptığın içerik, en nihayetinde denize atılmış bir taş ve geri gelmiyor. Bir daha eline alıp okuyamıyorsun. Almanak’ın da kitaplığında durması; istediğinde okuyabilmen, tekrar görebilmen açısından güzel bir şey. Haberlerinizdeki mizahın çoğunun insanlar tarafından beğeniyle karşılanmasına rağmen zaman zaman olumsuz tepkiler aldığınız da oluyordur. Bu tepkiler genelde ne konuda geliyor? Özer Uzun: Futbolla ilgili olanlardan çok geliyor. İçeriğini okumadan, bilmeden böyle tepkiler veriyorlar. Her insanın farklı hassasiyeti var ve hakikaten bir konuyla ilgili mizah yaptığın zaman birinin hassas bölgesine dokunmuş oluyorsun. Bu iş A’dan Z’ye herkes için sıkıntı olur diyebilirim.