Yıldız İşletme Kulübü Profil Dergisi 2015 | Page 92

Profil 2015 Gezi Yazısı W WORK and TRAVEL ork and Travel programı; Amerikan Hükümetinin kontrolünde yapılan, dünyanın değişik yerlerinden üniversite öğrencilerinin yaz tatilleri boyunca Amerika’da çalışıp İngilizcelerini geliştirme imkanları buldukları, dünyayı ve farklı kültürleri tanımalarını sağlayan bir kültürel öğrenci değişim programıdır. Amerika’yı turist gibi değil, içinden biri gibi yaşamanızı sağlayan ve bunu yaparken de seyahat harcamalarınızı karşılayan WAT, yanınızda bir miktar parayla dönebilmenizi de sağlamaktadır. Work and Travel programına her yıl Avrupa ve Asya ülkelerinden birçok öğrenci katılıyor. Bu durum, öğrencilerin Amerika’daki zamanlarını sadece işe gidip gelmekle veya bir iki arkadaş ile zamanlarının çoğunu geçirmelerini engelliyor ve anı eğlenceli kılıyor. Program, farklı ülkelerden öğrencileri ve aynı yaş grubuna sahip insanları da aynı ortamda barındırdığı için keyifli ve kültürel kazanıma açık bir ortam sağlayan bir platforma dönüşüyor. Genelde bu programla ilgili herkesin merak ettiği sorularla devam etmek istiyorum. En çok merak edilen unsur, ücret. Bu deneyimi yaşamak istiyorsanız yaklaşık 6 bin lirayı (Dolar artarsa fiyat da artar) gözden çıkarmanız gerekiyor. Fakat en az 3 ay süre Amerika’da bulunacak şekilde programınızı denk getirebilir ve başvuru sürecine erkenden başlayıp iyi bir yere kapak atabilirseniz bu paranın fazlasını kazanabilirsiniz. Bir diğer merak edilen ise ikinci iş olanağı. Eğer ikinci bir işe girerseniz çok iyi paralar kazanabilirsiniz fakat bunun için şehir merkezi gibi bir yerde bulunmanız gerekiyor. Örneğin, ben kendi WAT programımda bir milli parkta çalışıyordum ve ikinci bir iş bulma şansım açıkçası yoktu. Bu durumda yapabileceğim en makul şey, çalıştığım otelin farklı bir departmanında ek saat almak olabilirdi ancak işverenler bu seçeneğe çok yanaşmıyor çünkü yasalar gereği bir şirket sizi haftada belli bir saatten fazla çalıştırırsa 48 saatten sonraki her saat için %50 daha fazla para kazanıyorsunuz. İngilizce konusuna gelecek olursak; bu programa katılmanız için belli bir seviyede İngilizcenizin bulunması gerekiyor. Yalnız kaldığınızda derdinizi 92 bir şekilde anlatmak zorundasınız. Örnek verecek olursak; ilk uçuşum Amsterdam’dan aktarmalıydı ve ben Atatürk Havalimanı’nda uçağımı bekliyordum. Her şey çok güzeldi ve hiçbir sorun yaşamadım. Uçağıma bindim, yine her şey yolunda. Ta ki uçaktan inene kadar! Uçaktan indiğimde hiç kimseyle Türkçe konuşamazdım ve bu beni çok zorladı. Yaklaşık bir iki saat öncesine kadar her şey Türkçe iken artık İngilizce konuşmak zorundaydım. Yani siz isteseniz de istemeseniz de İngilizceniz gelişiyor, gelişmek zorunda kalıyor çünkü yemek isterken dahi kendinizi İngilizce anlatmak zorundasınız ve bu sizi konuşmaya, anlamaya zorluyor. Ama size bir uyarı! Amerika’daki İngilizce ile bizim ülkemizde öğrendiğimiz İngilizce bir hayli farklı. Çok hızlı konuşuyorlar ve kendilerine özel birçok kısaltmaları mevcut. Hepimizin bildiği, “want to - wanna, going to - gonna” gibi. Bu kısaltmalara film ve dizilerden aşikarız fakat film yıldızı gibi konuşan arkadaşlarının olması çok daha farklı bir duygu. Bir diğer merak edilen şey ise farklı bir ülke ve farklı ülkelerden gelen insanların bulun- G