Yeşerim Yıllıkları İÜ Orman Fak. Orman End. Müh. Böl. 1998 Yıllığı | Page 47
Karanlık Köy Sırtları
42; ÇAYIRRAŞINDAN DÖNER
Ormanı, kırı, da ı, a aç ve çiçekleri çok seversin... Zaten
bunun için tabiata & ıksındır bilirim.
Har e yanı bir tabiat parçası ile süslemişsin. Sende ben
tabiatı görüyorum:
Yemek takımlarında çilek, ahududu ve böğürtlenler; çay
takımlarında ada çayları; Likör takımlarında zarren kadehler; mendil ve el-yüz havlularında kekik ve levantinler i
lenmi... Renkli ipliklerle haram takımlarına su gülleri
(Nilüferler), yatak örtülerine gece saf alan, gelinlik takımlarına galin çiçeklerini ne güzel yeki tuna. sın.
Har e yanı bir tabiat parçası ile süslemi sin, sende ben
tabiatı görüyorum:
Kır kilimleri ve açık hava ölen takımlarının cantasında sıra
da lan, kenarlarında çam dalları ve i de yapraklarını; kaynana ve görünce dürülerinde küstüm otlarını, odacı ve
kapıcı hediyelerinde çan çiçeklerini; müzik salonunda
boru çiçeklerini ne güzel nak a ba lamı sın. Her dü me sen
girmi ve har ilmekte sen atılım, sın... Renkler o kadar canlı
ve ahenkli...
Har e yasını bir tabiat parçası ile bezemi, ben tabiatı onda
görüyorum:
Onun her e yası gibi bahtına gül, gülüne gönül; Bakın az
kalsın unutuyordun: - ç gömleğinin ve entarisinin göğsüne
de üç yol “unutma baıi” i lenni ...
Gülü i leşin; gönlü de gönle de i leşin... Fakat “unutma
beni “yi i lenssin. Buna ne hacet var ki?..
Biliyorum unutacağız!
Okula bizi ulaştıranın hep sen olduğunu.
Mavi kartlarla, akbillerle onlarca kere işgal ettiğimizi.
Bahçeköy meydanına sığmayacak kadar peşpeşe gelişini.
Ama unutmayacağız!
Seni beklerken geçirdiğimiz sinir krizlerini.
Tam binebildik derken sıkışarak pastırma oluşumuzu.
Virajlarda üstüste yığılışımızı.
Ani duruş kalkışlarda midemizin ağzımıza geldiğini.
Kuklaya Mevkii
Mendillerindeki nakşın pek beğenildi. Manalarını herkes
düşündü. Hariçten ne kadar güzel düğün hediyeleri dediler. Allah saadet versin geline.
Kayınpedere zakkum, kaynanaya kaynanadili, büyük
görünceye küstüm otu, bekâr ve akran görünceye mor
menekşe, kayınbiradere papatyalı mendil arma an etmişsin... Sen, ev dirliksizği ini imüriffi
42’DE NE SÖYLENİR
Binmeden önce:
-Kardeşim biraz sıkışın. Biz de evimize gideceğiz. Bu
otobüs kimsenin malı değil. Arkalar boş hiç mi arkada
durmadık.
Siz bindikten sonra:
-Kardeşim bundan sonraki otobüsle gidersin. Dünyada
tek otobüs bu değil ya. Millet senin yüzünden bekliyor.
Ortadaysanız:
-Gidecek yer mi var ki, her taraf insan dolu
Arkadaysanız:
-Otobüsün sonuna geldik. Dışarı mı çıkalım?
Laf olsun diye:
-Bu hatta körüklü otobüs koysalardı ne olurdu sanki. O
kadar boş geçiyor, garajlarda bir o kadar daha var. Şu
halimize bak.
Biraz işgüzarsanız:
-Beyefendi bak orada boş yer var. Lütfen ilerletmişiniz?
Gelin kardeşim burada iki kişilik daha yer var. Onlarda
kalmasın.
TASVİR-İ AŞK
Sessizce sızdı damarlarıma yeşil bir ateş
Artık şaha kalkmış atlar anlarsa anlar beni
Duvarlar erir gözbebeklerimin harında
Güneşe tutulmuş yağmur damlası çağırır beni.
Söz güle bitişik yeşerir ilmeğimde aşk
Demir atmış gemide sıtma olmuş bir tayfa
Uçmaya gün biriktiren bir yavrukuş anlar beni.
Çölün en kızgın saatini kalbimde denesinler
Duraklar tanır beni bu coşkulu bekleyişten
Suya hasret dudağın sancısında resmim var
Ya beni öldürsünler, ya ölüme dur diyen iklimde ditilsinler.
Sen pencereleri örtüleri üstüne kapa
Geçitlerin ayak seslerinden çıldır uykunda
Ateşler ateşleri bulup yaktıkça
Dünya boyun bükecek avuçlarında.
Ahmet MERCAN
43