YENİSÖYLEM 1 | страница 5

5

24 mayıs 1984

Yeni Söylem

büyük erotİzm tehlİkesİ!

Okyanusya'da en büyük tehlikelerden biri cinsellik alanında.Partinin amacı kadınlarla erkekler arasında bağlılıkların oluşmasını önlemekten ziyade beraber olmaktan hoşlanmayı yok etmek.Erotizm artık düşman olarak görülüyor.Parti üyeleri arasındaki evliliklerin bir kurul tarafından onaylanması önemli bir koşul.Bu kural açık bir şekilde dile getirilmez lakin kişiler birbirlerini çekici buldukları anlaşılırsa evlenmelerine müsaade edilmez.Evlilik ancak tek bir şartla kabul ediliyor.Bu şart ise partiye hizmet edecek çocuklar dünyaya getirmek.Bundan dolayı cinsel ilişkiye “ lavman yapmaktan farksız,hiç de iç açıcı olmayan sıradan bir işlem” tarzında bir bakış açısı hakim.Üstelik bu düşünce açıkça dile getirilmiyor.Bunun yerine çocuklarından başlayarak parti üyelerinin beynine işleniyor.Dolayısıyla manipüle ediliyorlar.

Düşünce Özgürlüğüne Son!

Şüphesiz ki dil kültürün ifadesi için, iletişim için ve daha da ötesi, daha derinlemesine düşündükçe yaşam için elzem bir enstrüman. İnsanı diğer canlılardan ayıran iki temel şey; düşünme ve idrak etme ile birleşen dil, insanlık var olalı en önemli araç olmuştur. Fakat günümüzde, insanların dille birlikte kültüre ve düşünceye bağlılıklarını zedeleyerek, genel itirbariyle mevcut devlet düzeninin aksine düşünmelerini engellemek amacıyla birçok “ yeni söylem” ortaya çıktı. Bu söylemler “sözdarcığı” ya da “sözdarcıkları” adı verilen, bir parti üyesinin dilediği gibi anlatmak veya açıklamak isteyebileceği her anlamı tümüyle doğru, çoğu zaman da ustaca karşılayacak, buna karşılık tüm öteki anlamları ortadan kaldıracak ifadeler oluşturuldu. İlk sözdarcığı A, ikincisi B ve üçüncüsü C sözdarcığı adını aldı. Bunlardan ilkinde; yemek, içmek, uyumak...vb. temel ihtiyaçlar yer alırken, ikincisinde; pek çoğu örtmeceli, “keyifkamp (zorunlu çalışma kampı)”, “barbak (Savaş Bakanlığı)” vb. ifadelere ve son olarak üçüncüsünde; cinsellik içeren ifadelere (iyiseks, sekssuç...vb.) yer verildi. Bu ortaya çıkan yeni söylemleri desteklemek amacıyla da Shakespeare, Milton, Swift, Byron, Dickens gibi yazarlara epeyce yer verildi. Toplumun gözü boyandı ve düşünce özgürlüğü elinden alındı, bunu fark eden insanlar da ya susturuldu ya da buharlaştırıldı!