KONUK YAZAR

Saygı ÖZTÜRK

T. C. yazılmadan bu tartışma bitmez

Kamu bankası olan Ziraat Bankası tabelasından T. C. harflerinin çıkarılması her zaman tartışma konusu olmaya devam ediyor. Sanırsınız memlekette aynı adı taşıyan iki banka var, birisinde T. C. yazan, diğerinde yazmayan … TBMM KİT Komisyonu’ nda Ziraat Bankası’ nın hesapları ele alındığında, T. C. konusu tabii ki gündeme getirildi. Bugüne kadar bakanların cevaplandırması istemiyle 900 civarında soru önergesi veren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’ in de, Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ a, ilk sorusu“ Siz hangi Ziraat Bankası’ nın

genel müdürüsünüz?” oldu. Tabii ki genel müdür de, bazı milletvekilleri de şaşırdı.

T. C.’ DEN RAHATSIZLIĞINIZ NEYDİ?

CHP’ li Gürer’ i böyle bir soru yöneltmeye iten nedenler vardı. Ziraat Bankası’ nın tabelalarından“ Çözüm süreci” döneminde T. C. silindiği zaman yurttaşlar o tabelalara T. C. çıkartmaları yapıştırmıştı. Gazete ve televizyonlara reklam dağıtımında da yanlı tutumu bilinen Ziraat Bankası’ nın yöneticileri TBMM’ de hayli eleştiri aldı. Tutanakları okuyalım, bakalım genel müdür T. C.’ yi niçin sildirmiş: – Milletvekili Ömer Fethi Gürer: Şimdi, sizi Ziraat Bankası’ nın Genel Müdürü olarak mı dinliyoruz, yoksa Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası’ nın Genel Müdürü olarak mı dinliyoruz? Acaba iki banka mı var? Türkiye’ nin yarısında T. C. Ziraat Bankası diye tabelanız asılı, yarısında Ziraat Bankası diye asılı. Şu anda biz hangi bankayı dinliyoruz? T. C. yazısı niye kalktı? T. C.’ den ne rahatsızlık vardı? Niçin T. C. ifadesi kaldırıldı? Oradan işe başlayalım.

– Genel Müdür Hüseyin Aydın: Ziraat Bankası’ nın hukuki statüsü bellidir. Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası anonim şirkettir. Sözleşmelerinde, yasada, hepsinde bu yazar. Ziraat Bankası’ nın reklam yüzü Ziraat Bankası’ dır. Ortada kaldırılmış ne T vardır ne C vardır. – Arkanıza bakın, Ziraat Bankası yazıyor. – İsim olarak Ziraat Bankası yazıyoruz ama bütün dosyalarınıza bakın, normal yazışma dilimiz Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası’ dır. – Sayın Genel Müdür, arkanızdaki sunumunuzda bakın Ziraat Bankası yazıyor, T. C. Ziraat Bankası yazmıyor.

T. C. OLUNCA UZUN GELİ- YORMUŞ!

– Tabii, bütün hiçbirinde T. C. yazmıyor. – Ama burada, dosyada yazıyor. – T. C. dediğimiz zaman Ziraat Bankası’ nın normal, teşhir edilmiş ticaret unvanıdır. Ticaret unvanı ile reklamasyon unvanı farklıdır. – Peki, bu, son on yılda mı değişti? Ondan önce hepsinin önünde vardı.

– Şu bildiğimiz Ziraat Bankası tabelasını yaptırdığımız zaman çok uzun oluyor.‘ Ziraatbank’ diye yazabilsek Türkçe olarak oturmuyor. Halk Bankası Genel Müdürlüğü yaptım, hep‘ Halkbank’ yazdım. Kimse‘ Önüne niye Türkiye yazmıyorsunuz?’ demedi. Bizim Ziraat Bankası’ nın normal, teşhirli ticaret unvanı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası’ dır. Asla ve kata böyle bir şeyi değiştirmedik. Ziraat Bankası’ nın reklam yüzü olarak kullandığında sadece‘ Ziraat’ kullandığımız yerler var. Bazılarında‘ Ziraat Bankası’ diyoruz, uzun yazılıyor. Kısaltılmış adımız da yok. Biz böyle kısaltarak tabela yaptık. Yoksa bizim T. C.’ ye karşı olmamız mümkün değil. – Bizim oradaki tabelada T. C. Ziraat Bankası diye yeterli ölçüde vardı, aynı boyda tabelada T. C. kalmadı. Yapmayın! Yüzlerce tabela değişti ve milyonlarca lira para harcandı. Şimdi, başka bir şey söyleseniz belki mantıklı gelir. Hani‘ Açılım döneminde böyle açıldık’ filan deseniz aklım alır. – Benim dönemimde asla ve

kata biz böyle bir şey düşünmedik.

O ZAMAN DÜZELTMENİN ZAMANI

CHP Denizli Milletvekili Melike Basmacı da konuşmaya katılıyor, genel müdüre,“ Siz de bankayı kullanmayıp T. C.’ yi bıraksaydınız o zaman” diyor. Genel müdür“ Yani, keşke öyle yapsaydık” diyor. Basmacı da,“ Yapabilirsiniz hâlâ, bir karara bakar” açıklamasını getiriyor. Genel müdür tabeladan T. C. kaldırmakla bir kasıtlarının olmadığını öne sürüyor. MHP Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya da söze giriyor. Bankaların güven müesseseleri olduğunu belirtiyor,“ T. C.’ nin Ziraat Bankası’ na ve T. C.’ yi taşıyan kurumlara ticari anlamda da bir eksiltme değil, çok ciddi katkıları vardır” diye ekliyor. T. C. Ziraat Bankası’ nın bazı şubelerinde tabelada T. C. yazarken bazılarında yazmaması, bu tartışmayı her zaman gündeme getirecektir. Tabelaya T. C.’ nin uzun geldiğini söylemeyin, bu çok komik oluyor.

Dışişleri bakanı Julie Bishop, Katar ' ın başkenti Doha’ da açılan Avustralya elçiliğini ziyaret etti.

Ülkesinin Orta Doğu ' daki ülkelerle olan ilişkisinin öneminin büyük olduğunu söyleyen Bishop, bu bağlamda Katar ' da Avustralya elçiliği açtıklarını söyledi.

El Cezire haber televizyonuna konuşan Dışişleri bakanı Julis Bishop, Avustralya’ nın mülteci politikasını da savundu.

Doha’ nın stratejik konumu itibariyle Avustralya ekonomisine güç katacağını söyleyen Bakan, iki ülkenin de ortak

sorununun terör grupları olduğunu belirtti. Ortadoğu’ da güçlü bir ülke ile iyi ilişkiler içinde olmak istediklerini söyleyen Bishop,‘ Irak ve Suriye’ de devam eden askeri çalışmalarda Katar hükümeti ile birlikte hareket etmekteyiz

. Bu ortak yönlerimiz ile bölgede bize yardımcı olan ülkelerinde başında Katar gelmektedir’ dedi.

Avustralya’ nın mülteci politikasını savunan Bishop, uygulanan politika ile insan kaçakçılarını engellediklerini savundu.

Bakan Bishop,‘ insan kaçakçıları bizden önce rahat hareket ediyorlardı. Masum insanları büyük paralar karşılığında gemilere doldurup onları tehlikeli bir yolculuğa salıveriyorlar. Birinci önceliğimiz bu oldu ve kaçakçıları durdurduk.’ Dedi.

Bu zamana kadar 17 mülteci kampını kapattıklarını söyleyen Julia Bishop, çocukları kamplardan kurtardıklarını ifade etti.

Bir çok Avustralyalı Papua New Gine’ de yaşamakta

Bazı mülteci adaylarının Nauru adasına yerleşerek ticarete dahi başladıklarını söyleyen Bishop, bir çok Avustralyalı Papua New Gine ülkesinde yaşamakta olduğunu mültecilerin kaldığı ülkeler arasında olan Pupua New Gine’ nin de bir çok iş imkanlarına açık olduğunu belirtti.

Bakan, mültecilerin yerleştirildikleri adalarda çalışma ve iş kurma imkanlarının bulunduğunu söyledi.

Birleşmiş Milletler ise Avustralya’ nın cezalandırıcı tutumunu doğru bulmadı. BM sözcüleri, Avustralya’ nın deniz yoluyla ülkeye ulaşan mültecilere karşı uygulamaya koymak istediği yasalarının temel hak ve özgürleri aykırı olduğunu açıkladı.

Federal hükümet, ülkeye teknelerle ulaşmayı başardıktan sonra yakalanan sığınmacıları Papua Yeni Gine’ de bulunan Manus Adası ile Pasifik ülkesi Nauru’ da kurduğu gözaltı merkezlerinde tutmakta kararlı.

Yaklaşık 3 yıldır merkezlerde tutulan mülteci ve sığınmacıların hiçbir zaman Avustralya’ ya alınmayacaklarını ilan eden Federal yetkililer, uzun zamandır üçüncü bir ülkeye nakil üzerinde çalışmalar yürütmekte.

Son verilere göre, mülteci

hakkı elde eden 941 kişi Manus’ ta, 675 kişi ise Nauru’ da kalıyor. Merkezlerde tutulan 500 kişinin ise durumu henüz belirsiz.

Ülke içinde ve dışında sert eleştirilere hedef olan gözaltı merkezleri hakkında, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği( BMMYK) mülteci ve sığınmacıların derhal insani koşulların sağlandığı bir yere götürülmesi çağrısında bulundu..

Federal hükümetin en fazla eleştirildiği politikaları arasında yer alan söz konusu merkezler, saldırı, taciz, tecavüz ve intihar vakalarıyla gündemden düşmüyor.

Başbakan Turnbull yönetimindeki koalisyon hükümeti, merkezlerde kalanların ömür boyu Avustralya’ ya girmelerini engelleyecek vize yasağı tasarısı hazırlamış ve tasarıyı hafta içinde çoğunlukta bulunduğu mecliste onaylatmıştı.

Tasarının kanunlaşabilmesi için senatodan da onay alması gerekmekte.