Cem ve Ayhan
Mob: 0450 624 714
YENİ VATAN TURKISH NEWSPAPER yenivatan. com. au 13 Mart 2017
leyla. bahtiyar @ gmail. com
TAKTİK
Leyla Bahtiyar
Bazen öyle şaşırıyorum ki … Biri geçiyor karşıma ve birkaç gün önce söylediğinin tam tersini söylüyor, hem de birkaç gün öncesinde benim savunduğum cümleleri bana karşı kullanarak … Sendeliyorum önce … Acaba mı diyorum … Kendimden şüpheye düşüyorum hatta … Karşımdaki daha da hararetleniyor, kendi yaptıklarını ben yapmışım gibi anlatıyor. Tereyağından kıl çeker gibi ustalıkla cümlelerini tamamlıyor ve zeytinyağı gibi suyun üstüne çıktığından emin, alaycı bir gülümseme takınıp yanımdan ayrılıyor. Öylece kalakalıyorum … Yanlış mı hatırlıyorum diye geçiriyorum içimden … Ama olamaz. Mümkün değil, aynı konu üzerinde aynı hararetle bana bugün söylediklerinin tam tersini söylemişti. Hem de çok inanarak. Hem de onun gibi düşünmediğim için beni suçlayarak … O konuştuğum arkadaşım, bugün konuştuğum kişi değil miydi diye düşünüyorum … O da olamaz. Ben bu konuyu bir tek onunla konuşmuştum. Kesinlikle aynı kişi … Belki de düşüncesi değişmiştir diyorum … İyi de … Düşüncesi değişip, benim söylediklerimin doğruluğuna inandıysa neden benim, onun eski düşüncelerini savunduğumu iddia ediyor? Hiç görüşmediğim, hatta o görüşürken“ çok sıkı-fıkı olmasan“ diye defalarca uyardığım halde, şimdi karşıma geçip, benim o hiç görüşmediğim insanla çok yakın dost olduğumu nasıl bu kadar rahatlıkla dillendirebiliyor? O kadar, aldatıcı, o kadar yanıltıcı konuşuyor ki, kendisiyle polemiğe bile girmek istemiyorum. Susuyorum … Doğru yolu bulmuş ya, önemli olan da bu diyorum … Bir daha da konuyu açmıyorum. Ta ki … Üçüncü kişilere beni hedef gösterip, hiç görüşmediğim o insanlarla yediğimin-içtiğimin ayrı gitmediğini söyleyip, halen de onunla dost olduğum yalanını tekrarladığını duyuncaya kadar susuyorum, Sonra … Sonra, hiç gerek olmadığı halde kendimi savunmaya geçiyorum … Eski fotoğrafları buluyorum, konuştuklarını hatırlıyorum, cümleleri yeni baştan düşünüyorum ve kendimi aklamak için boşu boşuna bir sürü zaman harcıyorum. Bir yandan kendimi savunmak için zaman harcarken bir yandan da“ ne gerek var bunlara” diye hayıflanıyorum,,,
Sahi ne gerek var? Sonra anlıyorum ki; işin ucunda“ menfaat” varsa, bazı insanlar her yola başvuruyor. Hatta öylesine hatipliğe soyunuyorlar ki; bir süre sonra kendi kurguladıkları şeylere kendileri de inanıyorlar … Hepimiz böyle insanlarla karşılaşmışızdır zaman zaman … Farkedinceye kadar arkadaşlığımızı sürdürür, fark ettiğimiz anda hayatımızdan çıkarırız olur biter. Belki bireysel olarak bize faydası bile dokunmuş olabilir hayatımızdan çıkıp giderken … Belki, bu tecrübe ile daha dikkatli arkadaş seçmeye başlamışızdır ya da herkesle dost olunmayacağını anlamışızdır. Bunlar; kişiler üzerinde olunca basit deneyimler sonuçta … Ama Toplumsal konularda ve siyasette böyle davranışlar olursa … İşte o zaman çok dikkatli olmak gerekiyor. Zamanında İmam-Hatip okullarından eğitim almış olan siyasetçiler; öyle bir hatiplikle karşı tarafı suçluyorlar ki, dinleyenler şaşkınlık içinde kalıyor. Uzun yıllar yere göğe sığdıramadıkları Fethullah Gülen ve taraftarları ile olan bağlarını basit bir aldanmışlık gibi gösterip, sorumluluklarından sıyrılıveriyorlar. Çözüm süreci adını verdikleri süreç içerisinde terörist başı Abdullah Öcalan’ dan aldıkları tavsiyeler ve Oslo görüşmeleri ile iyice şımarttıkları PKK terör örgütüne verilen imtiyazları unutup, O dönemlerde, bu yapılanların yanlış olduğunu ifade edenleri cezalandırırken, şimdi aynı kişileri bu terör örgütleri ile işbirliği içinde oldukları şüphesi ile yargılıyorlar ve her cümlelerinde, hangi konuda olursa olsun kendilerinden farklı düşünenleri“ teröristlikle” suçluyorlar … Suçlayan taraf, suçu üzerinden atmanın rahatlığı ile konuştukça konuşuyor … Suçlananlar, Önce şaşırıyor, öylece kalakalıyor … Sendeliyor … Acaba mı diyor?“ Bunlar değil miydi, devletin en kilit noktalarına Gülen’ in adamlarını yerleştirenler? Fethullah Gülen’ in yanına girebilmek için sıra bekleyenler, dizinin dibine oturabilmek için itişip kakışanlar bunlar değil miydi?” diye soruyorlar kendilerine … Sonra Kendilerini savunmak, üzerlerine atılan bu kara iftiralardan aklanmak için uğraştıkça uğraşıyorlar … Fotoğraflar bulunuyor, eski konuşma kayıtları çıkarılıyor, videolar aranıyor … Zaman boşu boşuna akıp gidiyor. Millet, bir onu, bir diğerini dinliyor, asıl incelemesi, araştırması gereken meseleden uzak kalıyor. Bu arada; yapılması planlanmış ama zamanında karşı çıkılmış ya da tepki gösterilmiş bir proje“ pat” diye yapılıveriyor … Ne diyelim? Belki de yeni Türkiye’ nin yeni bir taktiği …
Kaybolan Malezya uçağı için yeni bir umut!
2014 yılında kaybolan ve tüm çalışmalara rağmen enkazına ulaşılamayan Malezya Havayolları ' nın 370 sefer sayılı kayıp uçağı için yeni bir çalışma başlatılabilir. Avustralya ' da uluslararası uzmanlardan oluşan bir ekip dünyanın en büyük havacılık gizemini aydınlatmak için geniş çaplı bir araştırmaya başladı.
8 Mart 2014 ' te nedeni bilinmeyen bir şekilde kaybolan ve daha sonra yıllarca sürdürülen çalışmalara rağmen enkazına ulaşılamayan Malezya Havayolları ' nın 370 sefer sayılı Kuala Lumpur-Pekin uçuşunu yapan kayıp uçağıyla ilgili yeni gelişmeler yaşanıyor.
Geçtiğimiz ocak ayında, Hint Okyanusu ' nun Avustralya kıyılarına yakın bölgesinde yıllar süren su altı arama kurtarma çalışmalarının kayıp uçaktan hiçbir iz bulunamadan sona erdirildiği açıklanmıştı. Toplam 160 milyon dolara mal olan arama çalışmalarının sona erdirilmesi, uçakta bulunan 239 kişinin aileleri tarafından büyük bir üzüntüyle karşılanmış, aileler çalışmaların durdurulmasına tepki göstermişti.
MALEZYA ULAŞTIR- MA BAKANI: YÜZDE 85 İHTİMALLE...
Cumartesi günü konuyla ilgili bir açıklama yapan Malezya Ulaştırma Bakanı Liow Tiong Lai, uçağın ' yüzde 85 ihtimalle ' Avustralya ' da çalışan uzman ekibin belirlediği yeni 25.000 kilometrekarelik alanda olduğunu açıkladı.( Araştırmacılar daha önceki araştırma bölgesi için de, uçağın o bölgede olduğuna emin olduklarını belirtmişlerdi. Ancak uçak o bölgede bulunamamıştı.)
AİLELER PARA TOP- LAMAYA ÇALIŞIYOR
En büyük engel ise
' arama çalışmalarının maliyeti '. İlk arama çalışmasının maliyetini üstlenen Çin, Avustralya ve Malezya, uçağın lokasyonuyla ilgili kesin bir kanıt olmadan bu konuya herhangi bir bütçe ayırmayacaklarını duyurdular.
Uçaktaki 239 yolcunun aileleri kendi imkanlarıyla para toplayarak, arama çalışmalarını başlatmak için harekete geçti. Aileler, 15 milyon dolar hedefiyle başladıkları bağış kampanyası için internetten ve büyük şirketlerden yardım bekliyor.
AFRİKA KIYILA- RINDA ENKAZ- DAN PARÇALAR
Havacılık tarihinin gelmiş geçmiş en gizemli olayı olarak kabul edilen Malezya Havayolları ' nın 370 sefer sayılı kayıp uçağı ile ilgili en somut bulgular ise Afrika kıyılarında elde edilmişti. Hint Okyanusu ' nun Afrika kıyılarında yer alan St. Andre plajinı temizleyen bir grup gönüllü, karaya vuran 20 ' ye yakın parça bulmuş, daha sonra bu parçaların kayıp uçağa ait olduğu anlaşılmıştı.
Ancak bu parçaların araştırmaların yoğunlaştığı bölgeyi değiştirecek büyüklükte olmadığını söyleyen araştırmacılar, aynı bölgede araştırmalarına devam etmişlerdi. Aynı araştırmacılar, uçağın düştüğü sırada kanatlarının iniş pozisyonunda olmadığını ve bunun da uçağın kontrolsüz bir biçimde spiral çizerek Hint Okyanusu ' na çakıldığı teorisini güçlendirdiğini söylediler.
Son radar görüntüsünde rotasından tamamen ters bir yöne ilerlediği tespit edilen uçağın, rotasından çıkaran durumun ne olduğu ve gerçek düşme sebebi ise ancak kara kutunun bulunmasıyla mümkün olacak.
3
2 KİŞİ SAHTE PASA- PORTLA BİNMİŞ, 4 KİŞİ BİNMEMİŞTİ
Akıbeti gizemini koruyan kayıp Malezya uçağında 153 ' ü Çin, 38 ' i Malezya vatandaşı olmak üzere toplam 227 yolcu ve 12 kişilik mürettebat bulunuyordu.
Uçakla ilgili gizemi çözmek isteyen yetkililer, yolcularla ilgili geniş çaplı inceleme yapmış ve bu inceleme sonucunda uçaktaki 2 İran vatandaşının sahte pasaportla yolculuk ettiği anlaşılmıştı. Ancak araştırmanın derinleştirilmesinin ardından, iki İranlının herhangi bir terör grubuyla hiçbir bağlantılarının olmadığı belirlenmişti.
Malezya Havayolları, kazanın ardından yaptığı açıklamada, 4 yolcunun uçuş için ' check-in ' yaptığını ancak uçağa binmediğini açıklamıştı.
BİLMENİZ GE- REKENLER
* Uçak 8 Mart 2014 ' te yerel saatle 00.41 sularında Pekin ' e gitmek üzere havalanmıştı.
* En son 01.21 ' de irtibat kurulan uçakla, 4350 km mesafe kat ettikten sonra bağlantı kesildi.
* Uçakla bağlantının kesilmesinin ardından Malezya orudusuna ait radarda görüldü. Radara göre, uçak 45 bin fit yükseklikte uçarken batıya doğru keskin bir dönüş yaparak rotasından tamamen çıktı.
* Uçak, Penang Adası semalarında 23 bin fite düştü. Daha sonra kısa bir süre içerisinde yeniden 35 bin fite yükselerek Hint Okyanusu ' nda kuzey-batıya doğru seyretti.
* Arama çalışmalarında Hint Okyanusu ' nun güneyinde toplam 4.5 milyon kilometrekare alan arandı.
Translink Travel
Airline Tickets | Cruises | Holidays / Tours
Uçak biletleri | Turlar / Gemi Seyahatleri | Türkiye Kültür / Saglık turları
Tüm hava yollarının biletleri satılır Özel fiyatlarımız için bizi arayın
Cem ve Ayhan
Mob: 0450 624 714
Ph: 02 9649 7430 Mob: 0450 624 714
53 Rawson Streen Auburn NSW 2144