Leyla Bahtiyar |
leyla. bahtiyar @ gmail. com
TEHLİKE KAPIDA( BANA OLMAZ DEME)
Uzak sanırdık...
Hiç olmayacak, bizi asla kucaklamayacak gibi gelirdi.
İran’ da, Pakistan’ da, Yugoslavya’ da yaşananları okudukça, kurgulanmış romanlar gibi düşünür, bu gerçeklerin bir gün gelip bizleri de bulacağı ihtimalini aklımıza bile getirmezdik.
Savaşları hep geçmişte bırakmıştı beynimiz...
Tarih olmuştu savaş ve artık günümüzde yaşanacağı, yaşanabileceği düşünülmezdi.
İç savaşlara ihtimal bile vermezdik...
Bir ülkede iç savaş olduğunu duyarsak, milletin sevgisizliğinden, birliktelik duygusunun aşılanmamış oluşundan söz ederdik.
Biz kendimizi daima ayrı tutardık...
Kanserli bir yakınımızı ziyarete gittiğimizde oluşan“ bana olmaz” duygusu gibi, başka ülkelerde yaşananlar“ bize olmaz“ duygusuyla yansırdı beynimize...
Bize olmaz, bizde böyle şeyler yaşanmaz derdik her seferinde...
Çünkü bizim etnik ayrılıklarımız yoktu...
Arnavut’ u, Çerkez’ i, Laz’ ı, Boşnak’ ı, Kürt’ ü bir arada yaşardık. Birbirimizle yeni yuvalar kurmuş, tamamen bütünleşmiştik.
Düşünmezdik, sorgulamazdık.
Kimse, kimsenin Alevi mi, Sünni mi olduğunu bilmezdi.
Biz bütündük. Ülkemiz Türkiye idi ve hepimiz TC vatandaşıydık.
Biz, siyasetle de ilgilenmezdik...
Sohbet ortamlarında bile, övünerek siyasetle ilgilenmediğimizi söylerdik.
Bir takım değişiklikler fark etsek bile, suskun kalırdık.
Büyüklerimiz bilir diye düşünürdük.
Bunca zorluklarla kazanılmış olan Cumhuriyet’ imizi
|
ve bizleri mutlaka korur büyüklerimiz derdik.
Asla sesimizi çıkarmazdık...
Zaten Osmanlı’ dan kalma biat kültürümüzle, iktidardakileri sorgulayamazdık.
Birey olarak, hata yapmaktan ödümüz kopar ama başımızdakiler hata yaptıklarını kabul etseler bile bağrımıza basardık...
Hatta savunmaya geçer, yapılan hatayı küçültmeye çalışırdık.
Siyasiler, kendilerini savunmaya gerek duymazken, bizler hepsini temize çıkarmaya uğraşırdık.
Bazen takım tutar gibi taraf olurduk.
Düşünmeden, sorgulamadan, hesap sormadan...
Oysa,
Bilinçli ya da yönlendirmelerle bir takım değişiklikler yapılıyordu.
Sahne arkasındakiler hiç boş durmuyor, senaryolarını sahneye koymak için can atıyorlardı.
Alevi-Sünni dediler tutmadı.
Modern-Muhafazakar dediler tutmadı.
Türk-Kürt dediler tutmadı.
Hatta futbol takımlarını öne sürdüler yine tutmadı...
Sonunda toplumun en hassas olduğu konuya el attılar.
Her kesimin yürekten bağlı olduğu Din’ imizi kullandılar.
Cemaatleri öne çıkardılar, Atatürk ve düşüncelerini karalamaya çalıştılar.
Atatürk ilkelerini ve laikliği, dinsizlikle eşleştirip Atatürk ve silah arkadaşlarının büyük gücüyle kurulmuş olan Cumhuriyetimizi yok saymaya çalıştılar.
Ve sonunda;
Atatürkçü-Dinci olarak karşı karşıya getirmeyi başardılar.
Amaç tamamen başkaydı aslında...
Sahne arkasındakilerini, ne bir ülkenin vatandaşlarının duyguları, ne de inançları ilgilendirmiyordu bile.
Onlar, sadece kendi ekonomik çıkarları ile ilgileniyordu...
Çıkarları için her şeyi yapabilir ve yaptırabilirlerdi. Hedefledikleri ülke içindeki karmaşalar onları sevindiriyor, verilen şehitler sadece sayı olarak görülüyordu.
|
Sabırlıydılar...
Bugün olmazsa, yarın diye diye kendilerine en uygun zemini hazırladılar.
Halkın siyasetten iyice uzaklaşmasını, ekonomik olarak güçlüymüş gibi görünüp ama her kalemde dışa bağımlı hale gelmesini, yapılan yollar-köprülerle gözlerini boyayıp zenginleşmiş havası yaratırken, bir torba kömüre muhtaç hale gelecek kadar fakirleşmesini beklediler.
Millet geçim derdine düşünce de saldılar güçlerini.
Ve şimdi... Tehlike kapıda...
Kapıyı çalmaya falan da niyeti yok. Tekmeyi atıp, içeri dalmasına ramak kaldı.
Beklenen son nokta,
Anayasa’ nın değiştirilmesi ile gelecek olan Başkanlık rejimi ve sistem değişikliği...
Şimdi sorgulamak gerek...
Milletçe elele verip, ayrışmadan bir bütün olarak dimdik durmak ve sorgulamak gerek.
Evet.
Değiştirilmesi gereken bir Anayasa var. Ama bu acelecilik, bu oldubittiye getirmek neden?
Ülkenin bir sürü problemi varken, istense de istenmese de Başkanlık Sistemi’ ni dayatmak neden?
Yurdun çeşitli yerlerinde, Suriye’ de El-Bab’ da her gün onlarca şehit verdiğimiz halde, iktidar tarafından her durumda, sadece 15 Temmuz Şehitleri’ nin anılması ve diğer şehitlerimizin yok sayılması neden?
Koalisyon güçlerinin, Suriye konusundaki davranışı; önce Türkiye’ yi savaşın içine çekmek için uğraşması, sonra geri çekilip, bölgede Türkiye’ yi yalnız bırakması neden?
Kapalı kapılar ardında neler dönüyor?
Neler, ne adına ve ne için yapılıyor?
Her gün onlarca sorun çıkıyor da neden hiç sorun yokmuş gibi davranılıyor?
Ve daha onlarca soru...
Biat etmeden, taraf tutmadan, sorunun çözümü sadece bizde imiş gibi sahiplenmek ve sorgulamak gerek.
Çünkü, Tehlike kapıda...
|
Avustralya vatandaşı dört kişi listede
ABD hükümeti, terör örgütü DEAŞ ' ın liderleri ve üyeleri olduğu gerekçesiyle Avustralya ve Endonezya vatandaşı 4 kişiyi yaptırım listesine ekledi.
ABD Hazine Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, DEAŞ ' ın küresel finansal ve üye toplama faaliyetlerini sekteye uğratmak amacıyla yeni yaptırım kararları alındığı bildirildi.
Buna göre, DEAŞ ' ın Avustralya ' daki en üst düzey yöneticisi olduğu iddia edilen Neil Christopher Prakash, örgüte yabancı savaşçı toplama faaliyetleri nedeniyle kara listeye eklendi.
Açıklamada, Prakash ' ın 16 sosyal medya hesabından örgüte katılmayı özendirici videolar yayınladığı ve bunu isteyenlerin Suriye ve Irak ' a seyahat etmelerine yardımcı olduğu kaydedildi. Ayrıca, Avustralya hükümetinin, Prakash ' ı Haziran 2015 ' te terörist listesine aldığı bildirildi.
Yaptırım listesine alınan diğer Avustralya vatandaşı Khaled Sharrouf ' un ise 2014 ' den beri Musul ' da DEAŞ için savaştığı ifade edildi. Sharrouf ve oğlunun örgütün " kafa kesme "
fotoğraflarında görüldüğü belirtilen açıklamada, Sharrouf ' un Avustralya ' da Ağustos 2009 ' da terörizmle ilişkili suçlamalardan 5 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldığı ancak Ekim 2009 ' da şartlı tahliye edildiği bilgisine yer verildi.
Endonezya lideri 2010 ' dan beri hapiste ABD Hazine Bakanlığı, ayrıca Endonezya vatandaşları Oman Rochman ve Bachrumsyah Mennor Usman hakkında yaptırım kararı aldı.
Açıklamada, Endonezya ' da 2010 ' dan beri hapiste bulunan Rochman ' ın buna karşın DEAŞ ' in ülkedeki tüm faaliyetlerinden sorumlu sözde lideri olduğu belirtildi.
Ocak 2016 ' da başkent Cakarta ' da gerçekleştirilen terör eyleminin emrini
veren Rochman ' ın DE- AŞ ' in ideolojisini, örgütün bildirilerini Endonezceye çevirerek sosyal medya ve internet üzerinden yaydığı ifade edildi.
Usman ise Endonezya ' daki DEAŞ militanlarını komuta etmek, terör faaliyetlerini finanse etmek, yabancı savaşçı bulmak ve seyahatlarını koordine etmek suçundan kara listeye alındı. Açıklamada, Usman ' ın Endonezya ' dan Suriye ' ye gitmek üzere Mart 2014 ' te ayrıldığı bilgisine de yer verildi.
ABD Hazine Bakanlığı tarafından yaptırım uygulanan şahıs ve kurumların, ABD ' deki mal varlıkları donduruluyor ve Amerikalıların kara listedekilerle ticari ilişki kurması yasaklanıyor.
Konut Piyasasında Alarm! Konut fiyat endeksleri tahmin edilen rakam 2,3 % gerçek rakam 1,5 %
Avustralya’ da konut fiyat endeksleri son çeyrek salı günü yayınlanan resmi verilerle beklenenden az arttı
Raporda, Avustralya İstatistik Bürosu Avustralya’ da konut fiyat endeksi açıklamasıyla önceki çeyrekte dönemsellik dışı 1,5 % den 2,0 % a arttı.
Analizcilerin beklediği Avustralya’ da konut fiyat endeksi değerleri son çeyrek da 2,3 % artış.
Düşük faizlerin yarattığı konut talebi fiyatları
artırınca birçok ülkede gayrimenkul piyasası aşırı ısındı.
Düşük faizlerin yarattığı konut talebi fiyatları artırınca birçok ülkede gayrimenkul piyasası aşırı
ısındı. Uzmanlar sert bir düzeltmenin yaşanabileceği uyarısı yapıyor. Riskli ülkelerin başında İsviçre, Kanada, Avustralya geliyor.
|