9
İklim değişikliği günümüzde küresel sorunların en başında yer alıyor ve insanlığın topyekün bir mücadele alanı olarak kabul görüyor. Yıllardır uygulamada olan uluslararası iklim sözleşmelerinin yanı sıra, en son Kasım 2016’da yürürlüğe giren Paris İklim Anlaşması ile iklim değişikliğinin toplumsal cinsiyet bağlantısı açıkça kabul edildi. Birleşmiş Milletler nezdinde yapılan bu beyan, kadınların iklim değişikliği politika alanlarındaki (düşük karbon ekonomisi, yenilenebilir enerji, iklim-akıllı tarım, iklim dostu kentler vb) rollerinin güçlendirilmesi açısından önemli bir fırsat olarak görülüyor.
İklim değişikliği ile mücadele alanında kadının rolü dünya gündemini giderek daha çok meşgul ediyor. Paris Anlaşmasını imzalamış olan Türkiye’de bu alandaki politikalar da toplumsal cinsiyet eşitliği bakış henüz yeni yer bulmaya başladı. Bu süreci hızlandırmak amacıyla “Türkiye’de İklim Değişikliği Mücadelesinde Kayıp Bileşen: Kadın” Projesi konusu itibariyle Türkiye’de ilk kez ele alındı ve yaklaşık bir yıllık bir emekle Küresel Denge Derneği ve Türk Kadınlar Birliği lojistik ortaklığında tamamlandı. Proje Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Küresel Çevre Fonu ve Küçük Destek Programı (GEF/SGP) hibesiyle destekleniyor.
8 Şubat 2018 günü, Ankara’da başta kadın sivil toplum örgütleri olmak üzere, iklim değişikliği ile mücadele eden toplumun birçok kesiminin katıldığı kapanış toplantısıyla “Türkiye’de İklim Değişikliğine Kadın Çözümleri” başlıklı proje sonuç raporu katılımcılarla paylaşıldı. Rapor; Türkiye’de iklim mücadelesine konu olan bir dizi sektör ve politika, iklim ekonomisi ve finansmanı, enerji, tarım, gıda, kent planlaması, doğa koruma, su yönetimi, sağlık gibi alanlarda kadınların karar vericiler olarak nasıl yer alacaklarına dair bir yol haritası sunuyor.
İklim meselesi sadece kadının değil, herkesin sorunudur, ancak bu girişimde sorunun çözümünde özellikle kadınların önderliği vurgulanıyor. Böylece kadınların, köyden kente toplumsal cinsiyete duyarlı, iklim politikalarının şekillenmesinde aktif aktörler oldukları hatırlatılıyor. Türkiye’deki kadın hakları örgütlerini iklim değişikliği ile mücadeleye hazırlayacak olan bu çalışma, ayrıca, ülkede cinsiyete duyarlı iklim politikalarının uygulanmasındaki engelleri de tespit ediyor. Kadın hakları örgütlerinin mücadele alanlarına yeni bir politika alanı açacak böyle bir süreç, bu açıdan Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor.