Yeni Ufuklar Kasım 2018 | Page 9

7

Önemli Doğa Alanları (ÖDA’lar), küresel ölçekte biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilirliği için önemli ölçüde katkı sunan alanlar. Tatlı su türleri için en büyük tehditlerden biri yaşam alanlarının bozulması veya tamamıyla yok olması ve Türkiye de bu konuda bir istisna değil. Son bulgular Türkiye’de geçen 60 yıl içinde toplamda Marmara Denizi’nin bir buçuk katı büyüklüğünde sulak alanın kaybedilmiş olduğunu gösteriyor.

Dünyanın birçok yerinde bulunan ve henüz envanter çalışmaları devam eden olan Önemli Tatlı su Alanları (ÖTA), doğa korumacılar ve karar vericilerin tatlı su biyolojik çeşitliliğini, planlama sürecinde göz önünde bulundurmalarını sağlayarak tatlı su yaşam alanlarının ve bu alanlarda yaşayan canlı türlerinin nesillerinin yok olmasını önlemek için fırsat yaratıyor. Türkiye’de, küresel ölçekte kriterler kullanılarak tanımlanmış 38 ÖTA bulunuyor. Bu çalışma, söz konusu alanlarda var olan toplamda 84 tür tatlı su balığı ve 33 tür yumuşakça (salyangoz ve midye) üzerine temellendiriliyor.

Türkiye’nin alan bakımından ikinci en büyük gölü olan Beyşehir Gölü ve su toplama havzası Beyşehir Gölü ve Havzası ÖTA'sını meydana getiriyor. ÖTA, nesli tehlike altında olan 12 tür tatlı su balığına ev sahipliği yapmakta. Alan, aynı zamanda günümüzde nesli tükenmiş olan bir balık türüne de ev sahipliği yapmış. Doğa koruma uzmanları, harekete geçilmemesi durumunda hayatta kalan 12 balık türünün de aynı şekilde neslinin tükeneceğine inanıyor. Bu türlere yönelik tehditlerin en başında; su seviyesinin ve doğal yaşam alanı kalitesinin azalması, doğal yaşam alanının tahribatı, bilinçsiz su yönetimi, sudak balığı gibi yabancı yırtıcı türlerin alana bırakılması geliyor. Doğa Derneği (Birdlife Türkiye) ve Magma Dergisi işbirliğinde, Küresel Çevre Fonu’nun (GEF) Küçük Destek Programı (SGP) çerçevesinde yaptığı finansal destek ile küresel ölçekte neslinin devamlılığı tehdit altında olan balık türlerinin ve yaşam alanlarının toplum temelli anlayışla koruma altına alınması için harekete geçildi.