Yeni Ufuklar Ağustos 2019 | Page 15

13

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile Oxford Yoksulluk ve İnsani Gelişme İnisiyatifi’nin (OPHI) yayımladığı rapora göre, geleneksel yoksulluk kavramı artık geçmişte kaldı. Yeni veriler, ülkeleri veya hatta haneleri zengin ve yoksul olarak etiketlemenin aşırı basite indirgeme olduğunu bugüne kadar görülmemiş açıklıkla ortaya koyuyor.

2019 Küresel Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE), insanların yaşadığı yoksulluk ve eşitsizliklere ışık tutuyor, ülkeler arasında ve yoksulların kendileri arasındaki büyük eşitsizlikleri açığa çıkarıyor.

“Yoksullukla mücadele etmek için, yoksul insanların nerede olduğunu bilmek gerek. Yoksullar, ülkede dengeli dağılmıyor, aynı hane içinde dahi dengeli dağılmıyor” diyor UNDP Başkanı Achim Steiner. “2019 Küresel Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE), politika belirleyicilerin politikalarını daha etkin biçimde hedefe yönlendirmek için ihtiyaç duydukları ayrıntılı bilgileri veriyor.”

ÇBYE, yoksulluğun tek göstergesi olarak alınan gelir kavramının ötesine geçiyor; insanların sağlık, eğitim ve yaşam standardı boyutlarında yoksulluğu nasıl yaşadıklarını araştırıyor.

Geçen yılın ÇBYE sonuçlarına göre, 1,3 milyar çok boyutlu yoksul insanın 886 milyonu (toplamın üçte ikisinden fazlası) orta gelirli ülkelerde yaşıyor. ÇBYE yoksullarının yaklaşık üçte biri (440 milyon) düşük gelirli ülkelerde yaşıyor. Veriler, her iki grup için basit ulusal ortalamaların, ülke içindeki yoksulluk örüntülerindeki çok büyük eşitsizliği gizleyebileceğini gösteriyor.

Örneğin, Uganda'da nüfusun %55’i çok boyutlu yoksulluk içinde ve bu oran, Sahraaltı Afrika ortalamasına yakındır. Ancak başkent Kampala’da ÇBYE %6 iken, Karamoja bölgesinde %96’ya yükseliyor. Buna göre Uganda, Sahraaltı Afrika’nın her iki aşırı ucu dahil olmak üzere tüm yelpazesini kapsıyor.

Aynı hane içinde dahi eşitsizlik var. Örneğin Güney Asya’da 5 yaş altındaki çocukların yaklaşık dörtte biri, en az bir çocuğun kötü beslendiği, en az bir çocuğun da kötü beslenmediği hanelerde yaşıyor.