başladı. Ancak Osman o kadar hızlı koşmuştu ve ateş etmişti ki adam yeri
boyladı. Başarmıştı. Artık neşeli bir kumarbazın kazandığı paraları havaya
saçtığı gibi olduğu yerde dans edebilirdi, şarkılar söyleyebilirdi. Koşarak
sevgilisine gitti. Her şey son bulacaktı. Başarısını akşam evde kutlayacaklardı.
Ona en sevdiği yemeği hazırlayacaktı. Ancak her şey berbat bir şekilde gelişti.
Sevgilisi bulunduğu odadan kaçmıştı. Kurtarmaya geldiği sevgilisi kendisinden
kaçtı. Neden kaçmıştı? Kendisini sevmiyor muydu? Bir anlık paniğe mi
kapılmıştı? Ancak paniğe kapılması ve heyecandan kaçması için bir sebep
yoktu. Gülsümün sevgisinden şüphe edilmezdi. Hatta ilk çıkma teklifini ona
Gülsüm etmişti. İlk sevişmeleri onun sayesinde olmuştu. İlk öpüş ondan
gelmişti. Şimdi ise kaçıyordu. Kendisinden kaçıyordu. Aşka inanmasını
sağlayan Gülsüm elinden uzaklaşıyordu. Şimdi nefret tohumları saçılmaya
başlamıştı. Gülsümü bulup işini bitirecekti.
Hemen pencereden dışarı baktı. Tahmin ettiği gibi Gülsüm oradaydı ve
koşuyordu. Merdivenlerden inmeyi beklemeden balkondan atladı. Gülsümle
arasında 100 metre kadar vardı. Arkasından ateş ediyordu. Sevdiği kişiyi
ateşliyordu. Çok garip bir durumdu. Belki kendisini tepeden seyretse lanet
eder, suratına tükürürdü. Bir ay kadar önce birbirlerine sürekli sarılan ikisi
şimdi birbirlerinden kaçıyorlardı. Birinci atış isabet etmedi. İkincisini de
ıskaladı. 3.sü tam bacağına isabet etti ve topal yürümesini sağladı. Osman ona
hiçbir açıklama yaptırmadan direk kafasına sıkmayı düşünüyordu. Aşk
kavramını orada öldürmek istiyordu. Bu güne kadar bütün filozoflar
edebiyatçılar aşk hakkında uydurmuşlardı ona göre. Şimdi tüm bu sözlere bir
kurşun sıkmanın vakti gelmişti. Epikür’ün sözleri aklına geliyordu
koşarken:’Bilge olan evlenmez. Evlense bile aşkın vehimlerine kapılmaz. Bir
uygarlığın yetkinliği ve insanlığı ancak kardeşlik ve sevgiyle olasıdır.’ Bu sözü
ona en yakın arkadaşı söylemişti. Epikürcülüğü benimsediği günleri hatırladı.
O dönem tüm dertlerini Salim ‘e açardı. Birlikte uyuşturucu kullandıkları
zaman adeta boşlukta gibi özgür hissederlerdi. .Çok yalnız ve etrafı tarafından
sürekli eleştirilen bir insandı. Nerdeyse her gün evinin manzaralı kısmına geçip
gemileri seyreder ve ağlardı. Sonra gözyaşını dindiren bir şey oldu. Gülsüm ile
sakin bir Pazar günü sahilde tanıştılar. Birbirlerinin telefon numarasını aldılar
ve samimiyeti ilerlettiler. Gülsüm evine davet etti. Osman sade bir takım elbise
pembe kıravat ile Gülsüm’üm lüks evine gitti. Evinde mütevazı bir şekilde
karşıladı Gülsüm. Biraz dekolte kıyafeti ile dikkat çekiyordu. Osman ona orada
12