Yazarkafa Dergi Mayıs-Haziran 2016 | Page 23

Müzik tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Özgür Müzik, istediğim her tür müziği yapıyorum. Jazzcıyım, Rockçıyım diyemem. Funk, Latin, Brasil, Jazz, Rock, Pop da dahil olmak üzere pek çok şarkı var repertuvarımda. Geçmişte, projeler olusturup, ve ya geçmişte pek çok farklı projeye dahil olup, farklı stillerde ve dillerde şarkılar söyledim. Halen, konser akışlarımı, kendi şarkılarımın yanına bu zengin listeden şarkılar seçerek hazırlıyorum. Dinlediğiniz, etkilendiğiniz müzisyenlere örnek vermek gerekirse... Bunlar kimler olur? Bir müzisyen dinlediği her şeyden etkilenir zaten, kulağına kaçar çünkü; iyisi de kötüsü de. Sırf bunun için dışarıda denk geldiğim kötü müzikten kaçarım, dinlemem, duymamak için elimden geleni yaparım. Ülkemizde harika müzikler yapılıyor. Fakat, özellikle son yıllarda pop piyasasında pek de öyle parlak, beni peşinden sürükleyen bir albümle karşılaşmadım. Hani eskiden daha sık olurdu; bir albüm çıkardı, alırdık, günlerce çevire çevire dinler eskitirdik. Uzun zamandır başıma öyle birşey gelmedi. Genellikle müziğin, bizdekine oranla daha çok, sanat olarak tüketildiği kültürlerde bu tip albümler daha sık çıkıyor. Akustik de dijital de olabilir, fark etmez. Daft Punk plağı aldığımda çevire çevire dinlemiştim. Aynı şeyi bir Türkçe Pop plağı alarak da yapabilmek isterim. Türkiye’den Mirkelam’ı çok beğenirim. Yeni neslin onun mizah ve müzik anlayışından yoksun kalmış olması çok acı bence. Arayıp Mirkelam’ı bulmaları lazım. Teoman’la uzun süre çalıştığım ve o harika şarkılarını uzun süre, sahnede, bire bir yaşadığım için kuşkusuz ki üstümde etkisi vardır. Barış Manço’ya da çok hayranım, o özgür ruh kolay bulunur birşey değil, onu özledikçe şarkılarını dinliyorum. Repertuvarım şarkılarıyla dolu. MFÖ müthiş bir isim. İyi ki Türk olarak doğup Türkçe müzik yapmışlar. Çok sesli müzikleri, eserlerindeki harika armonileriyle çığır açıp hepimizin hayatını değiştirdiler. Yakın zaman önce kaybettiğimiz çok değerli Attila Özdemiroğlu bana çok büyük ilham verir. İstanbul Gelişim Orkestrası’nda birlikte sahnede geçirdiğimiz 1,5 yıl ve sonrasındaki sohbetlerimizde, yaşam felsefesinin avuçlarımda biriktirebildiğim kırıntıları gibi eserleri de; her biri birbirinden farklı stilde ve kendi içinde eşsiz bir bütünlüğe sahip olmasıyla, her çeşit müziği yapabileceğime olan inancımın yapı taşlarıdır. Ve tabiki İskender Paydaş; birlikte çalışmaya başladığımızdan 23 beri kendisinden pek çok şey öğrendiğim ve ne mutlu ki öğrenmeye de devam ettiğim değerli hocam, yol arkadaşım. Bunlar dışında, esasında, yabancı sözlü batı müziği dinleyerek geçirdim hayatımı. Çocukluğumdan beri evde çok güzel müzikler dinlendi. Michael Jackson vazgeçilmezim. Latin ve Brasil müziğini çok severek dinlerim ve sahnede de İspanyolca ve Portekizce şarkılar seslendiririm. Funk müziği senelerce dinleyip takip ettim; Chaka Khan, Erykah Badu, Jill Scott, Steve Wonder, Prince, pek çok müzisyenin olduğu gibi sanatlarına tabiki benim de hayranlık duyduğum isimler. Ruhumu dinlendirmek istediğimde Richard Bona albümleri dinlerim. Morcheba, Beady Belle de beni özellikle bundan 10 yıl önce İstanbul’a ilk taşındığım dönemlere götürür, iyi gelir.. Yeni dönem pop kültüründen Bruno Mars var mesela.. Böyle saymaya devam edersem sayfalarca yazabilirim. Güzel müzik o kadar çok ki... Kötüsüyle vakit kaybedilemeyecek kadar çok. Yakın bir zamanda İskender Paydaş ile bir ortak çalışmanız oldu. Bu çalışma nasıl gelişti ve beklentileriniz nelerdir? Hızlı karar verildi, kısık ateşte kokusu çıkana kadar kavruldu, şu aralar çok leziz bir hal aldı ve servise hazır. Hatta belki de bazılarımız şu an bunu okurken klibimiz dönmeye başlamış bile olabilir. İskender Paydaş çok yüksek düzeyde bir müzikal kültüre ve bilgi birikimine sahip bir isim, piyasadaki pek çok müzik adamının da hocası. Projenin böyle bir ismin ellerinden çıkıyor olması çok büyük bir gurur ve huzur kaynağı. Bu projeden beklentim bu zamana kadarki projelerimin çok üstünde haliyle. Fakat tabiki ne olacağını hep birlikte izleyip göreceğiz. yorumlarsınız? İnternetin ve sosyal medyanın günümüz müziğine etkisini nasıl Şu anda bulunduğu yere sosyal medyanın da etkisiyle gelmiş bir müzisyen olarak tabiki önce olumlu tarafından “ Bir müzisyen dinlediği her şeyden etkilenir zaten, kulağına kaçar çünkü; iyisi de kötüsü de. Sırf bunun için dışarıda denk geldiğim kötü müzikten kaçarım, dinlemem, duymamak için elimden geleni yaparım. Ülkemizde harika müzikler yapılıyor.