Müzik tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Özgür Müzik, istediğim her tür müziği yapıyorum.
Jazzcıyım, Rockçıyım diyemem. Funk, Latin, Brasil, Jazz, Rock, Pop da dahil olmak üzere pek çok şarkı
var repertuvarımda. Geçmişte, projeler olusturup, ve ya
geçmişte pek çok farklı projeye dahil olup, farklı stillerde
ve dillerde şarkılar söyledim. Halen, konser akışlarımı, kendi şarkılarımın yanına bu zengin listeden şarkılar seçerek
hazırlıyorum.
Dinlediğiniz, etkilendiğiniz müzisyenlere örnek vermek
gerekirse... Bunlar kimler olur?
Bir müzisyen dinlediği her şeyden etkilenir zaten, kulağına
kaçar çünkü; iyisi de kötüsü de. Sırf bunun için dışarıda denk
geldiğim kötü müzikten kaçarım,
dinlemem, duymamak için elimden
geleni yaparım. Ülkemizde harika
müzikler yapılıyor. Fakat, özellikle
son yıllarda pop piyasasında pek de
öyle parlak, beni peşinden sürükleyen bir albümle karşılaşmadım. Hani
eskiden daha sık olurdu; bir albüm
çıkardı, alırdık, günlerce çevire çevire dinler eskitirdik. Uzun zamandır
başıma öyle birşey gelmedi. Genellikle müziğin, bizdekine oranla daha
çok, sanat olarak tüketildiği kültürlerde bu tip albümler daha sık çıkıyor.
Akustik de dijital de olabilir, fark
etmez. Daft Punk plağı aldığımda
çevire çevire dinlemiştim. Aynı şeyi
bir Türkçe Pop plağı alarak da yapabilmek isterim.
Türkiye’den Mirkelam’ı çok
beğenirim. Yeni neslin onun
mizah ve müzik anlayışından yoksun kalmış olması çok acı bence.
Arayıp Mirkelam’ı bulmaları lazım.
Teoman’la uzun süre çalıştığım ve o harika şarkılarını uzun
süre, sahnede, bire bir yaşadığım için kuşkusuz ki üstümde
etkisi vardır. Barış Manço’ya da çok hayranım, o özgür ruh
kolay bulunur birşey değil, onu özledikçe şarkılarını dinliyorum. Repertuvarım şarkılarıyla dolu. MFÖ müthiş bir
isim. İyi ki Türk olarak doğup Türkçe müzik yapmışlar.
Çok sesli müzikleri, eserlerindeki harika armonileriyle çığır
açıp hepimizin hayatını değiştirdiler. Yakın zaman önce
kaybettiğimiz çok değerli Attila Özdemiroğlu bana çok
büyük ilham verir. İstanbul Gelişim Orkestrası’nda birlikte
sahnede geçirdiğimiz 1,5 yıl ve sonrasındaki sohbetlerimizde, yaşam felsefesinin avuçlarımda biriktirebildiğim
kırıntıları gibi eserleri de; her biri birbirinden farklı stilde ve
kendi içinde eşsiz bir bütünlüğe sahip olmasıyla, her çeşit
müziği yapabileceğime olan inancımın yapı taşlarıdır. Ve
tabiki İskender Paydaş; birlikte çalışmaya başladığımızdan
23
beri kendisinden pek çok şey öğrendiğim ve ne mutlu ki
öğrenmeye de devam ettiğim değerli hocam, yol arkadaşım.
Bunlar dışında, esasında, yabancı sözlü batı müziği dinleyerek geçirdim hayatımı. Çocukluğumdan beri evde çok
güzel müzikler dinlendi. Michael Jackson vazgeçilmezim.
Latin ve Brasil müziğini çok severek dinlerim ve sahnede
de İspanyolca ve Portekizce şarkılar seslendiririm. Funk
müziği senelerce dinleyip takip ettim; Chaka Khan, Erykah
Badu, Jill Scott, Steve Wonder, Prince, pek çok müzisyenin
olduğu gibi sanatlarına tabiki benim de hayranlık duyduğum
isimler. Ruhumu dinlendirmek istediğimde Richard Bona
albümleri dinlerim. Morcheba, Beady Belle de beni özellikle bundan 10 yıl önce İstanbul’a ilk taşındığım dönemlere götürür, iyi gelir.. Yeni dönem pop kültüründen Bruno
Mars var mesela.. Böyle saymaya devam edersem sayfalarca yazabilirim. Güzel müzik o kadar çok ki... Kötüsüyle vakit kaybedilemeyecek kadar çok.
Yakın bir zamanda İskender
Paydaş ile bir ortak çalışmanız
oldu. Bu çalışma nasıl gelişti ve
beklentileriniz nelerdir?
Hızlı karar verildi, kısık ateşte kokusu çıkana kadar kavruldu, şu aralar
çok leziz bir hal aldı ve servise hazır.
Hatta belki de bazılarımız şu an bunu
okurken klibimiz dönmeye başlamış
bile olabilir. İskender Paydaş çok
yüksek düzeyde bir müzikal kültüre
ve bilgi birikimine sahip bir isim,
piyasadaki pek çok müzik adamının
da hocası. Projenin böyle bir ismin
ellerinden çıkıyor olması çok büyük
bir gurur ve huzur kaynağı. Bu projeden beklentim bu zamana kadarki
projelerimin çok üstünde haliyle.
Fakat tabiki ne olacağını hep birlikte
izleyip göreceğiz.
yorumlarsınız?
İnternetin ve sosyal medyanın
günümüz müziğine etkisini nasıl
Şu anda bulunduğu yere sosyal medyanın da etkisiyle
gelmiş bir müzisyen olarak tabiki önce olumlu tarafından
“
Bir müzisyen dinlediği her şeyden etkilenir
zaten, kulağına kaçar çünkü; iyisi de kötüsü
de. Sırf bunun için dışarıda denk geldiğim
kötü müzikten kaçarım, dinlemem, duymamak için elimden geleni yaparım. Ülkemizde
harika müzikler yapılıyor.