Farklı Şehirler Tanıdık Hikayeler: Berlin
EKİM 2014 - XXI 6
GÜNCEL
BERLIN’DEKI ESKI HAVAALANI TEMPELHOFER FELD IÇIN
YAPILAN MASTER PLAN ÇALIŞMASI VE ARDINDAN GELIŞEN
KATILIMCI BIR SÜREÇLE BU BÜYÜK KAMUSAL ALANA DAIR
KARARIN NASIL ALINDIĞINI, BIR SÜRE BERLIN’DE YAŞAYAN
ZELAL ZÜLFIYE RAHMANALI ANLATTI.
Zelal Zülfiye Rahmanalı Berlin’deyim.
Şehirle ilk tanışıklık tam bir turistik
ziyaret oluyor. Ardından ikinci kez gidiş
ve daha uzun kalış. Bu sefer oralı
arkadaşlar var. Tanıdık çevrenin
gündelik hayatı nasıl akıyor diye
deneyimleniyor. Üçüncü gidiş, derken
dördüncü ve iyiden iyiye gündelik
yaşamın içine girilmeye başlanan bir
hal alıyor burada bulunmak.
Son sefer, uzun süreli kalış. Az biraz
daha ziyaretçi olmaktan çıkılıyor,
araştırma projesi, konferanslar, sergiler,
arkadaş etkinlikleri ile beraber kenti salt
bir ziyaretçi olma haliyle
deneyimlemekten çıkıyorum. Kentte
yaşamaya çalışmanın bürokrasisine,
gündelik hayatın ve kentin işleyişinin
kendi olağan döngüsü içine dahil
olmaya başlıyorum.
İstanbul’dan ve Türkiye’den tam da
Gezi Parkı tartışmalarının çokça ve
sıklıkla yapıldığı sıralar ayrılıyorum.
Sadece Gezi Parkı ve Taksim Meydanı
değil 3. Köprü, Yedikule Bostanı, Kanal
İstanbul, HES’ler, kentsel dönüşüm,
Tarlabaşı, Emek Sineması, kent, tarih,
kent hafızası, değişim, dönüşüm, kentli
olmak …. Ve daha birçok kavram ve
konu tartışılıyor.
Kulağımda en bildik klişe çınlıyor.
Avrupa’da böyle şeyler yok. Fakat
Bauhaus-Dessau ve Berlin’de
geçirdiğim süre içinde kulağıma çalınan
başka şeyler oluyor. Berlin duvarından
kalan parçaların olduğu bir alanda
yapılmak istenen inşaat için sabahın
erken saatlerinde yıkım makinalarının
alana girip henüz ortalık sakinken ve
gün başlamamışken alanı hazırlamaya
başlaması hikayesi. Açılışı altı senedir
yapılamayan ve ertelenen yeni
havaalanı inşaatı, ihya edilen Berlin
Kraliyet Sarayı ve daha başka şeyler...
Arkadaş sohbetlerinde konu bazen bu
mevzuya takılıyor. Herkes birbirine
soruyor evet mi, hayır mı? Neden
hayır? Neden evet? Gazetelerde,
sokaklarda hep bir logo gözüme
çarpmaya başlıyor. Ve ev
arkadaşlarımdan biri yapılan
referandumda gözetmenlik yapıyor.
Bir yerlerden tanıdık gelen hikayeler
bunlar, aşina olunan. Bir şekilde, son
zamanlarda Türkiye’de olup bitenlerle,
hatta sadece Türkiye’de değil, tüm
dünyada olup bitenlerle, gördüğüm,
okuduğum, haber aldığım durumlarla
karşılaştırmaya, kıyaslamaya,
benzeştirmeye ya da birlikte okumaya,
anlamaya çalışıyorum.
ÖNERILEN MASTER PLAN VE %100 THF
KAMPANYASININ ORTAYA ÇIKIŞI
Ardından bakıyorum etrafta harıl harıl
bir imza kampanyası dolaşıyor.
Arkadaşlarımdan biri elinde imza
pusulası sokaklarda, kafelerde dolaşıp
kent sakinlerine bir şeyler anlatıp imza
desteği istiyor.
%100 ThF kampanyası, Tempelhofer
Feld diye anılan ve Tempelhof
Havaalanı’nın kapatılmasının
ardından kamuya açık bir park olarak
kullanılan alanın %100‘lük
bölümünün şu anda kullanıldığı gibi,
halkın kullanımına açık park olarak
bırakılması ve kamu kullanımı
amacıyla, işleviyle olsa bile alana
herhangi bir müdahalede
bulunulmaması gerektiğini savunan
kampanyanın adı.
Bu kampanyanın ortaya çıkış nedeni
ise Berlin Şehir Yönetimi Yürütme
Organı’nın alanın gelecek planlaması
amacıyla hazırlamış olduğu yeni
master plan çalışması ve bu planda
önerilen yeni kullanım. Kampanyanın
amacı ise bu alan için verilecek
kararın demokratik bir süreç dahilinde
ve katılımcı demokrasi yöntemini
benimseyerek kullanıcılara yani halka
sorulması gerektiğinin savunulması.
Yapılan planlama çalışması alanın
gelişim planının oluşturulması için
stratejik amaçlı oluşturulmuş bir proje
niteliğinde. Bu bağlamda alanın
çeperlerinde konut ve ticari alanlar ile
güney bölgesine yani şehir merkezine
doğru da kültür, eğlence ve rekreasyon
alanları öneriliyor.