e-ticarette
insanların
genellikle
ucuz
ve
beklentilerini karşılayacak
kadar iyi ürünler aradığını
unutmayın.
Bu hedefte her gün
yaklaşık 700 bin arama
gerçekleştiren tüketiciler,
ziyaret ettikleri siteleri çok
hızlı bir biçimde filtreleyen
ve sandığınızdan çok daha
seçici bireylerdir.
“Buldum” etkisi yaratmak
“Ucuz”, “kaliteli” ya da
“beklenenden daha iyi”
alternatiflere daima açık
olan tüketiciler, temelde
bir anlamı olmayan ancak
iş modeli ile anlamlı hale
getirilen alan adları ile
karşılaştıklarında,
şartlı
reflekslerinden
arınmış
halde web sitenizi incelerler.
Örneğin aradığı ürünün
en ucuz karşılığını sizde
bulmuş ise artık onun
için “en ucuz” site sizin
sitenizdir. Benzer biçimde
ziyaretçilerinizin
diğer
şahsi önceliklerine de
yaklaşımları, yukarıdaki vaka
ile paralel gelişecek ve bu
sayede her kullanıcı için iş
20
modelinize öznel anlamlar
kazandırmak
mümkün
olacaktır.
Bu
yöntem,
dikey
domainin verdiği baskıdan
sizi
kurtaracağı
gibi
pazarlamayı bireye indirip,
kitlesel kırılım riskinizi de
minimize edecektir.
“Buldum” etkisi sosyal
pazarlamayı da tetikler
Her ne kadar geriye
itilmeye çalışılsa da insanlar
egoları ile hareket ederler.
Aynı ürünü arkadaşlarından
daha ucuza ve farklı bir
siteden bulmuş bir kişi,
kendini daha iyi hissedecek
ve sarsılmaz bir irade ile
bu başarısını çevresi ile
paylaşacaktır.Üstelik
bir
sonraki alış-verişinde de sizi
mutlaka gözden geçirmek
isteyecektir. En nihayetinde
sitenizi kendisi bulmuş ve
sonucunda da net bir fayda
elde etmiştir.
Geçtiğimiz yıl Türkiye
pazarından çekilen dünya
devi Rocket Internet‘in de
“buldum” etkisiyle hareket
ettiğini hatırlatarak, en
iyi domain seçiminin iş
mantığınız ve hedeflerinizle
örtüşen seçim olacağını
unutmamanızı
tavsiye
ediyorum.