Tabii biz o sözleşmeleri
okumadığımız için, bundan
benim haberim yoktu vb.
tepkiler verebiliyoruz.Ancak
birçok alanda, bubilgilerimizi
verirken dikkatli davransak
dahi, internet, telefon vb.
herhangi bir hizmet alırken
sadece
bir
tanesinde
bu bilgilerin tamamını
verdiğimizde dahi, nerelere
ulaşabileceğini ve ne kadar
şirket ile paylaşılabileceğinin
haddi hesabı yok maalesef.
Çünkü sonrasında bu
bilgiler, çeşitli kurum ve
kuruluşlara, izinli bilgiler
şeklinde
satılıyor
ve
bilgileriniz üzerinden kazanç
sağlanıyor.Hem de defalarca
ve defalarca...Aynı bilgiler
onlarca ve hatta belki de
yüzlerce şirkete satılıyor
çünkü.Sonra gelsin telefonlar,
sms ‘ler, mailler...
Ancak bu izinli diye
pazarlanan
bilgilerin
kaç tanesinin sahibinin
gerçekten izni var ve
bilgilerinin
paylaşılacağı
bilgisini okuyarak onaylamış
ve imzalamış.Bu durum
maalesef en başta bizim
dikkatsizliğimiz ve şimdi
oturup kim okuyacak bu
sözleşmeyi yaklaşımımızdan
kaynaklanır.Yani direk ilgili
şirketi de suçlayamıyorsunuz.
300 TL civarı rakamlardan
söz ediliyor.
Ancak son dönemde bu
işin ucu biraz fazla kaçtı.
Çünkü artık telefonda satış
sektörü coşmuş durumda ve
önüne gelen telefon edip
ürün anlatmaya kalkışıyor.
Bu da, bilgilerin ne kadar çok
yere ulaştığının da en büyük
kanıtlarından birisi aslında.
“İstemiyorum teşekkür
ederim” şeklinde bir cevap
veriyorsunuz, ama... diye
başlayan ve ikna etmek
için beyninizi ütüleyen bir
konuşma ile herşeye tekrar
baştan başlanıyor.
Kariyer sitelerine şöyel
bir göz atarsanız, onlarca
telefonda satış elemanı
arandığını
görebilirsiniz.
Resmen kocaman bir sektör
haline dönüşmüş durumda.
Haydi ona da tamam
diyelim.Bu şirketler ve
sattıkları ürünleri nasıl
pazarladıkları
hakkında
bir denetim yok.Adamın
biri arıyor, daha selam
verdikten sonra banka
hesap bilgilerinizi soruyor
ve Türkiye devleti tasarruf
biriminden arıyorum diyor
ve size elektrik faturasını
düşüren bir cihaz satmaya
çalışıyor, yanında da cep
telefonu veya fotoğraf
makinesi hediye edeceğini
söylüyor.Marka sorarsanız,
satın almadan bilgi veremem
diyor.Bedel olarak da 250-
“İlgilenmiyorum...” diye
tekrar
belirtiyorsunuz,
kızgın bir ifade ile telefonu
kapatıyorlar ve 2 dk.
geçmeden aynı yerden tekrar
telefon geliyor, açtığınızda
o şirketin falanca şefi
veya sorumlusu olduğunu
söylüyor ve neden almak
istemediğimin
hesabını
soruyor.
“Kardeşim,ilgilenmiyorum
ve
istemiyorum
işte...”
şeklinde
tekrar
cevap
veriyorsunuz
dişlerinizi
sıkarak ve adam “istemiyorum
demekten başka birşey
bilmiyorsunuz”
şeklinde
çıkışarak
azarlarcasına
konuşmaya başlıyor.Bak bir
de suçlu oldum almadım
diye, kızdı beyefendi...
Bu
hakkı
nereden
buluyorsa kendinde ve
kendini ne sanıyorsa artık...
47