Yrd.Doç.Dr Nuri Sezer
Grafik Sanatçısı
GRAFFFITTI
(GRAFİTİ)
Tarihsel olarak graffitinin oldukça eski bir geçmişe, mağara
duvarlarına çizilen şekiller nedeniyle İlkçağ, 4. veya 5. Yüzyıl
dönemlerine dayandığı sayıldığı söylenebilir. Eski Mısır
döneminde insanların geçtikleri yerlerdeki duvarlara,
kayalara bıraktıkları çeşitli şekil ve yazılardan oluşan,
graffitinin ilk adımları sayılsa da, günümüzdeki anlamıyla
graffitinin ana çıkış noktası 1940'lı II. Dünya Savaşı
günlerine denk gelmektedir. Almanya'yı Doğu ve Batı şeklinde
ikiye bölen Berlin Duvarı'nın her iki yanı protest kişilerce
boyanarak, yazı ve sloganlarla bezendi. 1960'lı yıllarda
ABD'de politik grupların görüşlerini duyurmak için bu
yöntemi tercih etmesi, gençlerden oluşan sokak çetelerinin,
kendi denetimleri altındaki alanları belirlemek için duvar
yazılarını kullanmasına yol açtı. Ardından bağımsız
bireyler graffitiyi geliştirdi. Sosyal içerikli iletiler dışında,
bireysel seçimleri de yansıtmaya başlayan graffitiler
giderek renklendi. 1970'lere gelinirken, bu görsel uygulama,
şehir duvarlarından metro duvarlarına geçerken, New York'tan
ABD'nin hemen hemen tümüne yayıldı.
PAOLO UCCELLO’NUN SAATİ
PANERAI TARAFINDAN
RESTORE EDİLDİ
Floransa doğumlu lüks spor saat markası
Officine Panerai, “İtalyan Saatini” gösteren saatin
mekanizmasının restorasyonu için
Opera di Santa Maria del Fiore ile
işbirliği yaptı.
F
loransa Katedrali’ndeki muhteşem saatin mekanizmasının
restorasyonu Floransa’da resmi olarak sunuldu.
“Paolo Uccello’nun saati” olarak anılan saat, adını 1433 yılında
sofistike kadranı resmeden ünlü Rönesans sanatçısından alıyor. Orta
kapının üstündeki iç cephede yer alan saat, zamanı “İtalyan Saati”
sistemi bazında gösteren dünyanın sayılı saatlerinden biri.
Türkiye’de gençlerin bu girişimlerine yasak konulması sanata
verilen değersizlik mi, yoksa çevre kirliliği olarak algılanması
mı, toplumumuzun, gençlerinin dışa vurumlarına engel olma
kültürü mü, siyasi ve sanatsal açıdan değerlendirimesi gereken
bir konudur. Çok güzel graffiti yapan gençlerimize çeşitli
yerler göstererek ,bu sanatsal yolu açmak mümkün aslında.
Bazı belediyeleri bu konuda takdir etmek lazım.
Bu imkanı veren, az da olsa belediyeler var.
Dünya’nın çeşitli ülkelerinde başta duvarlar olmak üzere
uygun olan hemen hemen her zemin; graffitiler için uygun yer
oluşturuyor. Sprey boya, fırça gibi çeşitli araçlar devreye
girerek, neredeyse beğeni yarışması haline dönüştürüldü.
Graffitinin genel olarak illegal (yasadışı) bir uygulama
olması, bu konuda yasa eksiklikleri, tarihsel eserler, özel
konutlar dahil, herhangi bir yerin rastgele boyanarak graffiti
zemini kabul edilip uygulama yapılması, graffitiye bakış
açısının ağırlıklı vandalizm olarak kabul edilmesinde rol
oynamış, uygulayanlar hakkında yasal işlemler yapılmıştır.
Tüm Dünya’da graffiti 1980 sonrası zirve yıllarını yaşamıştır.
92
Opera di Santa Maria del Fiore, Officine Panerai ile işbirliği içinde,
restorasyon işini Floransa’daki Leonardo da Vinci Endüstriyel
Teknik Enstitüsü’nün (I.S.I.S Leonardo da Vinci) Antika Saat ve
Zaman Enstrümanları Restorasyon ve Geliştirme Merkezi’nde
(Centro Studi per il Restauro di Orologi) görev yapan ve bu alanda en
büyük uzmanlardan ikisi olan Profesör Andrea Palmieri ve
Profesör Ugo Pancani’ye emanet etti.