Tüm Boyutlarıyla Girişimcilik | Page 50

50
Tüm Boyutlarıyla Girişimcilik
olan çalışmalar girişimci kadınların özelliklerinin belirlenmesi, neden iş kurdukları, bu süreçlerde nelerle karşılaştıkları ve nasıl bir safhaya geldiklerine yönelik olmuştur. Kadın girişimciliği ile ilgili yapılan çalışmalarda kadının işgücüne katılımı 1980’ li yıllara kadar ekonomik büyümeye katkıları açısından olumlu değerlendirilmemiştir. Bu durum küçük işletme girişimciliğine olan destek ile ilgilidir ki bu işletmeler gelişmekte olan ülkelerin işsizlik ve fakirlik gibi sorunlarından kurtulma yolu olarak görüşmüştür( Yetim, 2002).
Türkiye’ de kadın girişimcilik incelendiğinde üç ayrı dönemden bahsetmek mümkündür. Osmanlı dönemi, cumhuriyetin ilk yılları ve 80’ ler sonrası. Tekeli( 1993) ve Sirman( 1989)’ a göre, Türkiye’ de kadın hareketlerine her ne kadar Atatürk ve yaptığı reformlar aracılığıyla başlandığı bilinse de, bunun çok daha öncesinden hareketlerin başladığı görülmektedir. Osmanlı’ nın son dönemlerinde( II. Meşrutiyet’ i takiben) kadın hareketlerinin başladığı söylenebilir. Daha sonrasında cumhuriyet döneminde yapılan reformlar sayesinde gelişim görülmüştür. Gökakın’ ın( 2000) da belirttiği gibi, son dönem yani 1980 sonrası dönem, inisiyatifin kadınlara geçtiği bir gelişim dönemi olmuştur. Tüm bu üç dönem sonucunda kadınların iş hayatında aktif hale gelmesi ve iş hayatındaki kadın sayısının artması kaçınılmaz olmuştur, ancak batılı toplumlara kıyasla daha yavaş gelişen ve daha sakin geçen dönemler olduğu da görülmüştür.
Hemen hemen her türlü sosyal olayda ve neredeyse her toplumda görülmesi olağan olan bir sorun ise kadın-erkek cinsiyetlerine özgü ayrımların yapılmasıdır. Bu ayrım sosyal hayata, aile hayatına yansımış ve hatta iş hayatı kadına ve erkeğe uygun iş kavramlarıyla dolup taşmıştır. Erkek girişimciler ve kadın girişimciler potansiyel açısından değerlendirildiğinde erkeklerin 25-35 kadınların ise ancak 35-45 yaşları arasında iş kurma adımını attıkları görülmüştür. Kadın ve erkekler arasındaki ayrımlar, iş alanları açısından da kendisini göstermiş, erkeklerin iş kurduğu sektörler imalat ve inşaat gibi daha mekanik sektörler olurken, kadınların iş kurdukları alanlar ise hizmet, eğitimi, halkla ilişkiler gibi sosyal alanlarda olmuştur( Hisrich ve Peters, 1989: 66).
Yapılan çalışmalar sonucunda erkeğin kas gücü, aile üzerinde kurduğu baskı, emek olarak kullanımı ön plana çıkmışken, kadının kas gücü zayıf görülmüş ve kadınlar bu duruma ayak uydurarak sermaye ve donanım gerektirmeyen işlere yönelmişlerdir. Kadınlar çalışma alanı olarak uzun senelerdir zaten yaptıkları temizlik işini kullanmış fakat bu işlerde bile bir erkekle ortak olmayı tercih edebilmiştir.
Kadınlar ve erkeklerin girişimcilik davranışlarının karşılaştırılması sonucunda, kadınların sosyal itibara önem verip daha az risk aldıkları ve özgüven açısından