Turkish Independent USSUE 11 | Page 20

20 Yaşam Ocak - 2014 Uzun yıllar İngiltere'de yaşamını sürdüren, Arife Retvan toplumumuzun sevilen ve renkli simalarından Ziba Halil gazetemize evinin kapılarını açarak, inişli çıkışlı hayat hikayesini okuyucularımız ile paylaştı... YAŞAM Sevgi dolu bir insan. Ziba Halil ülkesi Kıbrıs'tan İngiltereye uzanan hayat hikayesini, yaşadığı bir çok olumsuzlukları ve İngiltere'nin eski dönemlerine ait anılarını paylaştı... “ Kıbrıs'ın Strongilo (Turunçlu) köyünde 11 Temmuz 1933 yılında dünyaya geldim. Toplam 11 kardeşten oluşan bir ailenin evladıyım. Ben hiç okula gidemedim. Ailemin geçimini sağladığı üreticilik işlerinde çok küçük yaşlarda çalışmaya başladım. O dönemler çocuk yaşta evlilikler yaygındı, bende 15 yaşında görücü usulü evlendirildim ve geçimimi sağlayabilmek için çalışmaya devam ettim. 17-18 yaşlarımda Kıbrıs'ta Verem hastalığı çok yaygındı, bu dönemler Karaciğerimde yaşadığım problem nedeniyle, iki kardeşim beni tedavi olmam için İngiltere'ye çağırdı. O zamanın devrinde İngiltere'ye ancak davetiye ile giriş yapabiliyorduk. Kardeşlerim bana bu imkanı sağlamıştı. 1948 yılında Mağusa limanından vapura binmiştim, o zamanlar uçakla seyehat edemiyorduk. İngiltere'ye yolculuğum, yanıma aldığım iki çocuğumla tam bir hafta sürdü. İngiltere'ye vardığımda kardeşlerim beni karşılamıştı. Kardeşlerimin evine yerleşmiştim. O zamanlar doktora görüne bilmek için burada 3 ay çalışmış olmanız gerekiyordu 3 ay hasta halımle çalıştım ve doktora göründüğüm gün hastahaneye kaldırıldım. Tam bir yıl hastahanede kaldım, dil sıkıntısı yüzünden çok zor günler yaşamıştım. Kaldığım hastahanenin yatılı okulu çocuklarıma sahip çıkmıştı. Ben hastahanede kaldığım sürede çocuklarım orada eğitim ve bakımlarını almaya devam ediyordu. Bir yıl hastahanede kalmamın ardından büyük bir operasyon geçirdim ve karaciğerim alındı. Hastahaneden taburcu olmamaın ardından doktorlar 2 yıl boyunca beni görmeye devam etmek istedi, rahatsızlığım nedeni ile çalışamıyordum fakat sağlığım için İngiltere'de kalmayı tercih ettim. İki yılın ardından artık Londra'ya yerleşmeye karar verdim. Eşimde buraya gelmişti 4 evladımı burada yetiştirdim, emeklilik yaşıma kadar her gün evde dikiş dikerek ailemin geçimine katkıda bulundum. Yaklaşık 40 yıl öncesinden buyana aileme ait çeşitli dikiş fabrikaları için her gün evde çalıştım. 1957 yılında bir Sterline 5 gün boyunca çocuk bakıcılığı da yapmıştım. Bakıcılığını yaptığım çocukların sayısı 5'e yükselmişti haftada beş Sterlin kazanıyordum, kocamda o zamanlar Ford araba fabrikasında çalışıyor be 7 Sterlin haftalık alıyordu. Biz bütün bu ekonomik sıkıntılara rağmen ailece alınterimizle çalışıp çabalayıp geçimimizi sağladık. Evlatlarımızı yetiştirip meslek sahibi yapmayı başardık. Evlatlarım benim en Ziba Halil’in çocukları... büyük zenginliğimdir, onlarla gurur duyuyorum, her anne babaya evlatlarım gibi evlatlar nasib olmasını dilerim. Ben eski dönemlerde İngiltere'de bulunmuş biri olarak diyebilirim ki İngiltere büyük ekonomik sıkıntılardan geçmiştir. Eskiden yarım kuruşa yemek yiyorduk büyük fakirlik vardı. İş olanakları daha fazlaydı eskiden fakat ucuz işçilik vardı. Hatırlıyorumda, 3 ay boyunca karlaın erimediği dönemler, ben buradaydım, sis bastığında günlerce dinmiyordu, yollarda yürürken direklere çarpıyorduk. Evlerimizin cam ve kapı aralıklarından sis içeriye girmesin diye bezler sıkıştırıyorduk. Doğup büyüdüğüm ülkem Kıbrıs'a emekliliğimin ardından daha sık gitmeye başladım, orada da ailemiz var ve bizim için çok değerliler. Benim gibi çok uzun yıllar önce Londra'ya gelenler, buranın yoksulluğunu da çekti varlığınıda gördü, artık eskisi gibi değil. Bu ülkede eskiden çok iş vardı, bu devirde iş bulmak artık çok zor. Buraya artık göç çok fazla, benim ilk geldiğim dönmlerde sokakta yurttaşım birini gördüğümde seviniyordum. Şimdi artık burası Londra değil, artık İngilizce konuşan zor bulunuyor, her yer Türk ve bir