Turkish Independent ISSUE 12 | Page 10

10 Londra Haber Atıf Müezzinler [email protected] Kendi ‘Harikalar Diyar’larımız Bir yerlerde herkesten gizli yazdığın, oyuncusu, yönetmeni ve oynayanının bizzat kendin olduğun, senin düşünce ve sınırsız hayal, istek, arzu ve tutkularınla şekillenip 'yaşam' bulan bir 'diyar' vardır. Çoğu zaman kaçıp oralarda vakit geçirir, ısrarla çalan telefonlara cevap vermezken, birileri seni bulamazken sen oralarda birşeyleri yaşarsın. Bir nevi kendi 'harikalar diyarın' gibi. Reel hayatın içerisinde herşey o kadar bir defolu ve kusurludur ki, en iyi kaçış yeridir kendi 'harikalar diyarın'. Çalarsın, söylersin, oynarsın, kimi zaman herkese inat burnunu karıştırırsın, çıplak gezersin, duvarları 'kim ne der' kaygısı yaşamadan yazılarla doldurursun, süt banyosunda dinlenir, bir aslanla rakı içersin belki. Belkide öylesine bir defolu ve kusurludur ki hayat; onu düzeltmek yerine kendi 'harikalar diyarında' gezinmek çok daha cezbedici ve albenili hale gelmiştir. ****** 'Bir gün sensiz kalırsam ne yaparım?' diye düşündürttüren kişiler vardır hayatında yer eden. Onsuzluğun nehirlerin kurumasi, okyanusların çekilmesi, gecelerin hiç bitmemesi, aynalardan uzaklaştığın, sigarada içkide paket ve şişe hesabına geçtiğin, umursuzluğun ve umarsızlığın tavan yaptığı dönemler olur. Bu dönemin süresi göreceli olmakla birlikte genelde birkaç yılı geçmemektedir. İnsanız sonuçta; değişiyoruz, büyüyoruz falan da ‘ömürlük’, 'son kullanım tarihsiz' şeyler nasıl olacak? ***** 'Seçeneksizlikler içinden bir seçenek?' ne denli seçeneksiz olunduğunun göstergesidir aslında. Seçenek yarat(a)mamak, kısır döngüye girmek, üret(e)memektir belki de açıklaması. **** Sevdikçe sahiplenmiş, sahiplendikçe kaybetmişiz! Demek ki 'becerememişiz'. ***** Gitmemesi için zorla tutuyorsan ancak ‘kısa bir süreliğine' yanında kalacağı gerçeğini unutmaman lazim. Bir kere gitmek isteği geldi mi, bir kere güvenini ve inancını kaybetti mi ve bunlara yönelik ilk evrelerde pansuman etkisi yaratacak 'güven yaratici ve arttırıcı' önlemler ile önüne geçemiyorsan, o zaman aslında sen de kafanda ve yüreğinde gitmişsin demektir. İki gidenli denklemler ile ortaya ancak uzun mesafeler çıkacağından, sonucu belli yolculukda acıyı en taze zamanında sona erdirmek mantıklı olabilir. Lakin gitmelerin sonrasinda 'herkes ona benzemeye' başlıyorsa, o zaman kap biraları gel:) Yolumuz uzun, yolumuz pişmanlıklarla dolu olup aslında 4-5 ay sonra 'vay! ne telef etmişim kendimi' dediğimiz nokta olabilir. Bitmedi:) Bir de 4-5 ay sonra 'iyiyim ben iyiyim' deyip de, aslında kalabalıklarda pişmanlıklar ve yalnizliklar nüksediyorsa, o zaman kronikl \Y