8
Londra- Haber
Aralık - 2013
Atıf
Müezzinler
atifmuezzinler@hotmail.co.uk
‘Eyvahlar Çektik Her
Biten Aşkın Ardından’
Hiç Utanmadan!
Evet, yap(a)mıyorum arkadaş. Aşk’ı bir türlü
beceremiyorum. Tam yaklaştım, tuttum
derken müsamereye çıkmış çocuğun heyecanı, paniği ve belki utangaçlığı ile koşarak
saklanıyorum kabuğumun ta en diplerine. Olmaması gerektiğine ilişkin kendi kendime
ürettiğim hipotezler (bir nevi mastürbasyon)
şerefine içiyorum geceleri ve ‘evet, böyle
iyiyim’ çakır keyifliğinde dönüyorum bazen
eve veya ofise. Yalnız eve dönmek mutlu da
ediyor bir yanımı, işin açıkcası. ‘Hesap’ verilecek kişi/yerler azaldıkça daha hafif
hissediyor insan. ‘Hesap’ dedik de işte
temeldeki sorunlardan biri burada yatıyor.
Sevginin karşılıklılığını (her zaman böyle olmalı zorunluluğu olmadan) bir süre sonra
‘hesap’ verme olarak görmenin paradoksudur
belki de. İlişkilerin ‘ek’ yük kattığına dair
inançların tavan yaptığı bir şekilde bu noktaya geldiği bir dönemdeyiz çünkü.
‘Benim sevmeye evcil yaralarım var’ sözünü
anlamamışız belli ki. Evcilliği ‘vahşileştirmiş’, içine bolca paranoya, ego, melankoli,
korku, panik katmış ve ‘bakirliğini’öldürmüş,
doğmadan gömmüşüz doğmaya muhtemel
güzel günleri. Üzerine bir de Ahmet Selçuk
İlkan’ın dediği gibi ‘Eyvahlar çektik her biten
aşkın ardından’ hiç utanmadan,
arlanmadan.Bu utanmazlık yetmezmiş gibi
cinsiyet ayrımı yapmadan bir yönümüz de
hep ‘hani yakışıyor adama yakışıklı bir
sevda’ özleminde olmayı ihmal etmedi.
Miting meydanlarının coşkusunda başlayan
şeyler savaş alanlarından geriye kalan o menfur görüntülere ve tahriplere bıraktı ‘yeni’
başlangıç teşebbüslerini.
‘O mahur beste çalar’ken Müjganlar’ımızın
kim olduğu hiç değişmese de artık ‘o mahur’
ne çalarsa çalsın Müjgan’ımızla ağlayamamanın hüznünü meze yaparken masalarımıza,
günü kurtarmaya yönelik WhatsApp
mesajları gönderildi hep başkalarına.
İkili ilişkiler ile birlikte ortaya çıkan ‘biz’
duygusunun, ‘ben’ duygusu ve hissiyatını
yenme ihtimali hisseder hissetmez topuklarımız kıçımıza vururcasına koşturduk ‘yalnızlığımıza’. Yalnızlığı ‘yok’luk olarak
görmediğimiziden, ‘biz’ olgusunu yaratacak
birliktelikleri ‘çok’ ’çokluk’ olarak nitelendirdik çünkü.
Kafa güzel akşamlarda, elimizde kadehimiz,
yanımızda kurtarıcılarımız, delilerce
haykırdık ‘benim güzel hatalarım var diye’
çünkü biliyorduk gecenin sabahında telefondaki cevapsız çağrıların kimden olduğunu hiç
bilmek istemeden, hiçkimseyi görmeden,
gecenin heyecanına meydan okurca bir o
kadar derin bir sessizliğe girip ‘pişmanlıklarımıza’ istesek de istemesek de kulak
asacağımızı.
Ama mutluyuz da değil mi? Bir ve tek olmanın, ‘hesapsız’ (biraz da ‘sorumsuz’) yaşamanın, düşüncesizce tüketmenin, her türlü
ilişkilerin spontane şeklinin, istediğini istediğin zaman yapabilmenin ‘lüksü’nün de en
ateşli savunucularındanız aynı zamanda,
değil mi? E o zaman hepbirlikte bir kez daha
haykırıyoruz demek ki: ‘Bide koyarız iki
kadeh, Kafa nereye biz oraya’
Limasollular yeni
başkanını seçti
Londra'da hizmetlerine devam
eden Limasollular Derneği
olağan Genel Kurul toplantısını
(08-12-2013)gerçekleştirdi.
Londra'da yaşayan ve Kıbrıs
Türk Toplumu içerisinde yer
alan sivil toplum örgütleri
arasında en etkili derneklerden
biri olma özelliğini taşıyan
Limasollular Derneği topluma
sosyal ve kültürel yönlerden
hizmet sağlamaya devam
ediyor. Yaklaşık 11 yıldır aktif
bulunan dernek yeni döneme
yeni bir yönetim kadrosu ve
dinamik bir başkan ile devam
etme kararı aldı.
Kuzey Londra'nın Haringey
bölgesinde bulunan bir
merkezde gerçekleştirilen
Genel Kurul, Divan Başkanı ve
sekreterlerinin seçilmesi,
faaliyet ve maali raporun
okunması ve aklanması,
yönetim kurulu seçimi ile dilek
ve temenniler gibi konu
başlıklarında yapıldı.
Limasollular derneğine ait
tüzüğün ve Zek and Co.
firması tarafından hazırlanan
eski başkan Emine Sönmez
imzalı Mali rapor ve Hesapları
içeren dosyalar dağıtıldı.
Genel Kurul'da gerçekleştirilen
seçimlerde öncelikle adaylar
üyelerin karşısına çağırıldı ve
oylama yapıldı. Arife Rıtvan
Başkan, Tevfik Zekai
Veznedar, Ülkü Demirel
Başkan Yardımcı olarak
katılımcıların oy birliği ile
seç