THE CLAPPER 2018-2019 | Page 16

Derin Bir Nefes Bilgiyi Canlandırmak Oldum olası Türkçe derslerinden sıkılmışımdır; fakat bu yıl Türkçe dersinden sıkıldığımı hiç hatırlamıyorum, çünkü bu yıl Türkçe dersleri birçok aktivitelerin düzenlendiği; derslerin yorgunluğunu, stresini azaltan bir nefes gibi oldu benim için. Mesela ülkeleri tanıtan şiirsel söyleşiler yaptık. Ülkelerin özelliklerini araştırdık; yemekleri, tarihi yerleri, tarihi yapıları, deyimleri ve daha bir çok şeyi ve bu tür özelliklerini kullanarak onları şiire dönüştürdük. Sadece bununla da kalmayıp sanki her birimiz o ülkeymiş gibi o ülkelere büründük, yöresel kıyafetlerini giyip, ağızlarını taklit ettik. Yani sadece şiirsel değil her anlamda şölen oluşturduk. İlk dönem boyunca birkaç tiyatro oyunu sergiledik. Örneğin Midas’ın Altın Kulakları adlı tiyatro eseri üzerinde çalışmalar yaptık. Kitabı kendi yorumumuzla sahneledik. Ana fikri değiştirmeden, hayal gücümüzü kullanarak senaryo yazdık. Materyaller tasarladık, getirdik ve bu materyaller ile tiyatromuzu zenginleştirdik. Oyunculuk yeteneklerimiz, ses tonumuz, sahnede duruşumuz ve senaryomuzla ilgili eleştiriler aldık ve eleştiriler yaptık. Bir başka tiyatro eserini ise Dede Korkut Masalları kitabını temel alarak yaptık. Kitaptan bir hikaye belirleyip, bilim kurgu şeklinde uyarladık. Yani anlayacağınız o dönemin şartlarında yazılmış bir kitabı tıpkı Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi gibi ütopik bir dünyada kurup sergiledik. Diyalogları, karakterleri, olayları ana fikri bozmadan yeniden tasarladık ve Edebiyat Şenliği’nde bütün okulun önünde sergiledik. Hayatımda ilk defa tiyatro sergilemedim belki ama hayatımda ilk defa tiyatro senaryosu yazdım, ütopik bir dünya yaratıp üstüne üstlük bu eseri canlandırdım. Bu benim için çok farklı bir deneyimdi. Birçok sorumluluk aldığım, eleştiriler alıp kendimi geliştirdiğim ve bunun sonucunda kendime olan güvenimin ciddi anlamda arttığı bir yıl oldu. Göksu ÇELİK Hazırlık - B 16 THE CLAPPER 2018 - 2019 Hazırlık yılımızdaki Türkçe derslerimizde bir sahneleme türü olan “tiyatro”yu inceledik. Deli Dumrul adlı tiyatro eserini okuduktan sonra bu eseri yeniden uyarlayarak baştan yarattık. Özünde Deli Dumrul’u anlatan ama biçimini bizim oluşturduğumuz tiyatro gösterisini tüm okul önünde sahneleyerek öncelikle kendi özgüvenimizi ortaya koyduk. Ders açısından bakarsak sahnede ses tonu ayarlamayı, vurgu yapmayı, perde, kostüm gibi sahne gereçlerini öğrendik. Sadece kitaptan okuyup ezber yapmaktansa, tiyatro oyunun içine girip yaşayarak öğrenmeyi tercih ettik. Doğrusu bu bizim için hem daha eğlenceli hem de verimli oldu. Genellikle Türkçe derslerinde öğrendiğimiz bilgileri kullanarak sunumlar yapıp, gösteriler hazırlayarak ilerleriz. Mesela bir klasik olan “Acımak” kitabını okuduktan sonra eleştiri yazısını yazabilmek için mekan, zaman, karakterler, olay ve anlatım tekniklerini örnekleriyle beraber posterler hazırlayarak ve sınıfa karşı açıklayıcı sunumlar yaparak öğrendik. Bunun dışında şiir konusunu işlerken tek bir dizeye onlarca yön verip hem biçim hem anlam yönünden inceledik. Türkçe’yi hayatımızın içine katarak onu daha akılda kalıcı kıldık. Azra Sumru TEMİZ Hazırlık - A