Derin Bir Nefes
Bilgiyi Canlandırmak
Oldum olası Türkçe derslerinden sıkılmışımdır; fakat bu
yıl Türkçe dersinden sıkıldığımı hiç hatırlamıyorum, çünkü
bu yıl Türkçe dersleri birçok aktivitelerin düzenlendiği;
derslerin yorgunluğunu, stresini azaltan bir nefes gibi
oldu benim için. Mesela ülkeleri tanıtan şiirsel söyleşiler
yaptık. Ülkelerin özelliklerini araştırdık; yemekleri, tarihi
yerleri, tarihi yapıları, deyimleri ve daha bir çok şeyi ve
bu tür özelliklerini kullanarak onları şiire dönüştürdük.
Sadece bununla da kalmayıp sanki her birimiz o ülkeymiş
gibi o ülkelere büründük, yöresel kıyafetlerini giyip,
ağızlarını taklit ettik. Yani sadece şiirsel değil her anlamda
şölen oluşturduk.
İlk dönem boyunca birkaç tiyatro oyunu sergiledik.
Örneğin Midas’ın Altın Kulakları adlı tiyatro eseri üzerinde
çalışmalar yaptık. Kitabı kendi yorumumuzla sahneledik.
Ana fikri değiştirmeden, hayal gücümüzü kullanarak
senaryo yazdık. Materyaller tasarladık, getirdik ve bu
materyaller ile tiyatromuzu zenginleştirdik. Oyunculuk
yeteneklerimiz, ses tonumuz, sahnede duruşumuz ve
senaryomuzla ilgili eleştiriler aldık ve eleştiriler yaptık.
Bir başka tiyatro eserini ise Dede Korkut Masalları
kitabını temel alarak yaptık. Kitaptan bir hikaye belirleyip,
bilim kurgu şeklinde uyarladık. Yani anlayacağınız o
dönemin şartlarında yazılmış bir kitabı tıpkı Harry
Potter, Yüzüklerin Efendisi gibi ütopik bir dünyada kurup
sergiledik. Diyalogları, karakterleri, olayları ana fikri
bozmadan yeniden tasarladık ve Edebiyat Şenliği’nde
bütün okulun önünde sergiledik. Hayatımda ilk defa
tiyatro sergilemedim belki ama hayatımda ilk defa tiyatro
senaryosu yazdım, ütopik bir dünya yaratıp üstüne
üstlük bu eseri canlandırdım. Bu benim için çok farklı
bir deneyimdi. Birçok sorumluluk aldığım, eleştiriler alıp
kendimi geliştirdiğim ve bunun sonucunda kendime olan
güvenimin ciddi anlamda arttığı bir yıl oldu.
Göksu ÇELİK
Hazırlık - B
16
THE CLAPPER 2018 - 2019
Hazırlık yılımızdaki Türkçe derslerimizde bir sahneleme
türü olan “tiyatro”yu inceledik. Deli Dumrul adlı tiyatro
eserini okuduktan sonra bu eseri yeniden uyarlayarak
baştan yarattık. Özünde Deli Dumrul’u anlatan ama
biçimini bizim oluşturduğumuz tiyatro gösterisini tüm
okul önünde sahneleyerek öncelikle kendi özgüvenimizi
ortaya koyduk. Ders açısından bakarsak sahnede ses
tonu ayarlamayı, vurgu yapmayı, perde, kostüm gibi
sahne gereçlerini öğrendik. Sadece kitaptan okuyup
ezber yapmaktansa, tiyatro oyunun içine girip yaşayarak
öğrenmeyi tercih ettik. Doğrusu bu bizim için hem daha
eğlenceli hem de verimli oldu.
Genellikle Türkçe derslerinde öğrendiğimiz bilgileri
kullanarak sunumlar yapıp, gösteriler hazırlayarak
ilerleriz. Mesela bir klasik olan “Acımak” kitabını
okuduktan sonra eleştiri yazısını yazabilmek için
mekan, zaman, karakterler, olay ve anlatım tekniklerini
örnekleriyle beraber posterler hazırlayarak ve sınıfa karşı
açıklayıcı sunumlar yaparak öğrendik. Bunun dışında
şiir konusunu işlerken tek bir dizeye onlarca yön verip
hem biçim hem anlam yönünden inceledik. Türkçe’yi
hayatımızın içine katarak onu daha akılda kalıcı kıldık.
Azra Sumru TEMİZ
Hazırlık - A