Labirent: Alev Deneyleri
da Teresa olmak üzere ilerlediler. Rüzgâr her yönden eserken kar
bulutlar da üzerlerinde toplanıyordu. Tıpkı Aris’in söylediği gibi Tho
mas, aşağıdaki çölde birbirinden ayn iki grubu gördü: Kayranlılar
dağm eteklerinden henüz fazla uzaklaşmamalardı, B Grubu’ysa on
ların birkaç kilometre önündeydi.
Thomas bir kez daha rahatladı ve adım lan hafifledi.
Üçüncü dönemeçten sonra Teresa arkasından konuştu. “Kaldı
ğımız yerden anlatmaya başlayayım.”
Thomas yalnızca başım salladı. Fiziksel olarak kendini bu ka
dar iyi hissettiğine inanamıyordu; kam ı mucizevi bir şekilde toktu,
aldığı darbelerin acısı geçmişti, temiz hava ve sert rüzgâr kendini
canlı hissettiriyordu. Soluduğu gazm ne olduğu hakkında hiçbir fikri
yoktu ama görünüşe bakılırsa zehirli değildi. Yine de Teresa'ya duy
duğu güvensizlik onu rahatsız ediyordu; ona karşı çok da iyi olmak
istemiyordu.
“Her şey Labirentten kaçtığımız ilk gece seninle konuşurken baş
ladı. Odamda yan uyur bir haldeydim ve bir anda içeri tuhaf giyimli
insanlar geldi. Bol tulumlar giymişler ve kar gözlükleri takmışlardı.”
“Ciddi misin?” diye sordu Thomas om zunun üzerinden. Tıpkı
kendisi vurulduktan sonra gördüğü insanlar gibiydi.
“Çok korktum; sana seslenmeye çalıştım ama bir anda o telepati
olayı kesüdi. Bunu nasıl bildiğimi bilmiyorum ama kayboldu işte. 0
andan sonrasını da parça parça hatırlıyorum.”
Ardından zihninde konuştu. Beni duyabiliyorsun, değil mi?
Evet. Labirentteyken Aris’le de bu şekilde konuşuyor muydunuz?
Şey...
Devam etmedi ve Thomas ona bakınca kızın yüzünde endişeli
bir ifade olduğunu gördü.
336