Crozier ĢaĢkına dönmüĢtü - kadının dilinin olmamasından değil, bakire olmasından
ötürü. Kuzey Kutbu'nda öyle çok zaman geçirmiĢti ki - özellikle de bir Eskimo köyünde kıĢı
geçirdikleri Parry seferinde öylesine fazla tecrübe edinmiĢti ki yerlilerin cinsel iliĢkiyi hiç
önemsemediklerini, KeĢif Seferi mürettebatına kızlarını ya da karılarını değersiz incik
boncuklar karĢılığında sunduklarını iyi biliyordu. Bazen kadınlar kendi istekleriyle erkeklere
sokulur, denizciler üzerlerinde kasılıp, inleyip soluksuz kalırken baĢka kadın ya da
çocuklarla gülüĢüp sohbet ederlerdi. Hayvan gibiydiler. Üzerlerine giydikleri kürklerin
pekâlâ kendi derileri de olabileceğini düĢünüyordu Crozier.
YüzbaĢı eldivenli elini iki kat atkıyla sardığı ve böylece uçmasını önlediği kepine
götürerek selam veriyor. "Merhaba bayan, kısa süre içinde odanıza gitmenizi öneririm.
Burası biraz fazla soğuk olmaya baĢladı."
Sessizlik ona bakıyor. Nedense gözlerini kırpmıyor; kirpikleri buz tutmamıĢ
olmasına rağmen. Doğal olarak konuĢmuyor. Crozier'ı izliyor.
Crozier sembolik bir selam daha veriyor ve güverte boyunca ilerlemeye devam
ediyor, geminin buz nedeniyle yukarıya doğru kalkmıĢ kıç tarafına çıkıyor, sonra sancak
tarafına iniyor, nöbet tutan iki kiĢiyle konuĢmak için duruyor, böylece Irving'e aĢağıya inip
elbiselerini değiĢtirmesi için bir fırsat vermiĢ oluyor. Arkasında her an onu izliyor izlenimi
vermek istemiyor.
Titreyerek nöbet tutan son nöbetçi olan yetenekli denizci Shanks ile konuĢmasını
bitirmek üzereyken mürettebatın en genç üyesi Er Wilkes aceleyle yelkenlerin altından
geçip yanlarına geliyor. Wilkes üniformasının üzerine sadece iki kat giyinmiĢ olduğu için
daha konuĢmaya baĢlamadan diĢleri birbirine vurmaya baĢlıyor.
"Mühendis Thompson size saygılarını iletti YüzbaĢım. Bir de mümkün olduğunca
çabuk ambara gelmeniz gerektiğini söyledi."
"Neden?" Crozier eğer kazan sonunda bozulduysa sonlarının geldiğini biliyor.
"Bay Thompson size ihtiyaç duyulduğunu, çünkü denizci Manson'un isyanın
eĢiğinde olduğunu söyledi komutanım."
Crozier vücudunu dikleĢtiriyor. "Ġsyan mı?"
"Bay Thompson onun neredeyse-isyan edeceğini söyledi."
"Açık konuĢ Er Wilkes."
"ManĢon Ölüler Odası'nın yanından geçmek zonanda kaldığı için kömür çuvallarını
taĢımaya çakmıĢ. Ambara inmeye de niyeti yokmuĢ. Ġnmeyi reddediyormuĢ YüzbaĢım.
Yukarı da çıkmıyor, merdivenin altına oturmuĢ artık kazan dairesine kömür taĢımayacağını
söylüyor."
"Bu saçmalık da nereden çıktı?" Crozier yakından tanıdığı kara Ġrlanda öfkesinin
içinde kıpırdadığını hissediyor.
"Hayaletler YüzbaĢım," diyor Er Wilkes titreyen diĢlerinin arasından. "Kömür
taĢırken ya da depodan bir Ģey almaya giderken onları duyuyoruz. Bu yüzden de tayfalar
komutanları emir vermediği takdirde alt kata inmiyorlar komutanım. O depoda, karanlıkta