de iki aylık Kan-neyuk'unu, vahĢi köpeklerden uzak tutmak istediğini biliyordu. Ġki yaĢındaki
oğulları Tuugaq -Kuzgun- köpeklerden korkmasa da seçme Ģansı yoktu ve qayaefla
Taliriktug ile Silna arasındaki boĢluğa oturmuĢtu. Gizli sixam iena adı Arnaaluk olan Bebek
Kanneyuk ise Silna'nın amut to'inde -bebek taĢıma çantası- yolculuk ediyordu.
Yola çıktıkları sabah soğuk; ama aydınlıktı ve Tanrı'ya Yürüyen Ġnsanlar gnıbundaki
on beĢ kiĢi elveda-clönüĢ Ģarkılarını söylemeye baĢladı:
Ai yet yat ya na
Ye he ye yi yan e ya quana
A i ye yi yai yana.
mum
Yolculuklarının ikinci gecesinde James Ross'un yıllar önce yerlilerin buraya verdiği
angilak qiqiqtaq -en büyük ada- ismini dikkate almadan Kral William toprakları dediği
bölgeye varmıĢlardı; ama yerliler buraya qiqitaq demeye devam ediyordu. Kurtarma
Kampının bir buçuk kilometre yakınlarına kamp kurdular.
Taliriktug oraya tek baĢına yürüdü.
Oraya daha önce de; iki yaz önce, Kuzgun doğduktan birkaç hafta sonra Silna ile
gitmiĢti. Bu, Taliriktug'un burada pusuya düĢürülüp köpekler gibi kurĢunlanmasından
sadece bir yıl sonraydı ve altmıĢ Ġngiliz'in kamp yaptığı bu büyük alanda hâlâ onlardan
kalan bazı izler vardı. Rüzgâr, yırtılan Hollanda çadırlarını uçurmuĢ, donmuĢ çakılların
arasında sadece yelken bezi parçaları kalmıĢtı. Çadırların ve kamp ateĢinin taĢlardan
yapılan halkaları ise hâlâ dumyorclu.
Ve birkaç kemik vardı.
Uzun kemikler, çiğnenmiĢ bir omurga ve alt çenesi olmayan bir kafatası bulmuĢtu.
Ġki yıl önce bu kafatasını eline alıp onun Doktor Goodsir'e ait olmaması için dua etmiĢti.
Ortalığa saçılan bu nanuq'ìarm kemirdiği kemikleri bir araya toplayıp gömerek basit
bir taĢ mezar yapmıĢ, mezarın üstüne de yine kamp alanında bulduğu bir çatalı bırakmıĢtı.
Bu geleneği gerçek insanlardan ve yazı beraber geçirdiği Tanrı'ya Yürüyen Ġnsanlar'dan
görüp öğrenmiĢti. Ruhlar âlemine göçen ruha değerli ve faydalı hediyeler bırakılırdı.
Inuit'in, bu çatalı değerli bir metalin pis bir kalıntısı olarak düĢüneceğini biliyordu.
Ġçinden bir dua okumaya çalıĢtı.
Son üç ay içinde Inuktitut dilinde öğrendiği dualar pek uygun değildi. Tek bir
hecesini bile yüksek sesle söyleyemeyeceği bu dili öğrenirken kendine bir oyun yaratmıĢ
ve Cennetteki Babamız duasını Inuktitut diline çevirmiĢti.
O akĢam, mürettebatının kemiklerini elinde tutarken duayı hatırlamaya çalıĢtı.
Nâlegauvît kaüaıde. Pijornajatpinatuale nııname sorlo küangme... Cennetteki
babamız, ismin kutlu olsun..
Ġki yaz önce yalnızca bu kadarını yapabilmiĢti; ama o zaman için bu bile iyiydi.