Test Drive | Page 485

Buzul patlamaları kızın tatlı ve hüzünlü sesine davul ritimleriy-le eĢlik ediyordu. Ayaa, yaa, yapape! Ayaa, yaa, yapape! Ajâ-jâ, ajâ-jâ-jâ... Aji, jai, jâ... Söyle bana dünyadaki bayat güzel miydi? Ne zaman Ģafak dünya üzerine yükselse Ve yüce güneĢ Gökyüzünde süzülse Burada neĢeyle dolarım. Ama senin olduğun o yerde Ġçimde korkuyla yatıp titrerim Kurtlardan ve kaynaĢan mikroplardan Ya da köprücük kemiğimi yiyen Ve gözlerimi oyan Ruhsuz deniz yaratıklarından Aji, jai, jâ... Ajâ-jâ, ajâ-jâjâ... Ayaa, yaa, yapape! Ayaa, yaa, yapape! Crozier titreyerek uyandı ve Sessizlik'in de uyanık olduğunu gördü. Kız karanlıkta gözlerini kırpmadan ona bakıyordu. DehĢete kapıldığı o anda bu sesin kıza ait olmadığına karar vermiĢti. Çünkü kızdan dinlediği ölü adamın Ģarkısındaki sesle bu son dinlediği ses aynı değildi. Bu da ölü adama söylenen bir Ģarkıydı; ama doğmamıĢ oğlunun sesinden. Crozier ve karısı ayağa kalkıp törensel bir sessizliğe hüründüler. DıĢarısı, sabah bile olsa hâlâ karanlıktı; gökyüzündeki binlerce ıĢığın danslarına ara verdiği bir karanlık. Parçalanan buzun sesi davul vuruĢlarına benziyordu.