28 Temmuz 1845
Ġki Balina Avcı Gemisi -Prince of Wales ve Enterprize- gemilerimizi bağladığımız bir
buzdağına demirledi. Saatler boyunca geminin kaptan ve mürettebatıyla beyaz ayılar
hakkında konuĢtum.
Bu sabah o büyük buzdağına tırmanırken hem biraz zevk aldım hem de büyük bir
dehĢet duydum. Dün bizden önce bazı denizciler buzdağına ellerinde baltalarla buzu
kırarak basamaklar oluĢturmuĢlar, yukarıya tırmanmıĢlar ve kendileri kadar çevik olmayanlar için aĢağıya ip sarkıtmıĢ/ardı. Sör John, gemi/erimizin en yüksek direğinden iki
kat daha yüksekte bulunan buzdağının tepesine bir gözlemevi kurulmasını emretmiĢti.
Teğmen Gore ve Terör'den birkaç subay orada bazı atmosferik ve astronomik, ölçümler
yapmıĢlar, bu sarp buzdağının doruğuna bir çadır kurup orada gecelemiĢlerdi. Seferimizin
buz uzmanları, Erebus'dan Bay Reid w Terör 'den Bay Blanky bütün gün pirinç
teleskoplarından batıyı ve kuzeyi gözlediler; bana söylendiğine göre, neredeyse buzdan
katılaĢmıĢ denizde hangi rotayı izlememiz gerektiğini kararlaĢtırıyorlardı. Çok güvenilir ve
değerli yardımcımız Edward Couch böyle geç bir mevsimde, ünlü Kuzey-Batı Geçidi Ģöyle
dursun, bu noktadan ilerideki herhangi bir geçide gitmeyi bile kimsenin düĢünmediğini
söyledi.
Üstünde bulunduğumuz buzdağından aĢağıya baktığımda karmakarıĢık iplerle- ya
da artık bir denizci sayıldığıma göre halatlarla demeliyim- buzdağına bağlı Erebus ve Terör
'ün görüntüsü baĢımın kötü ve heyecan verici bir biçimde dönmesine neden oluyor; iki
geminin en yüksek noktalan olan gözcü kuleleri üzerinde durduğum güvenilmez buzlu
doruğun çok altında kalıyor.
Denize yüzlerce metre tepeden bakmak insana coĢku veriyor. Buzdağının tepesi
neredeyse bir kriket sahası büyüklüğünde. Gözetleme kıdemiz ve çadırımız mavi buzun
üzerinde çok tuhaf duruyor. Sessizlik ve huzur içinde kalma isteğim bir an olsun gerçekleĢmedi. Doruktaki denizciler tüfekleriyle sürekli ateĢ ediyorlar ve bana kutup balıkçılı
olduğu söylenen bu hayvanların yüzlercesini vuruyorlar. Yeni öldürülmüĢ kuĢlar büyük bir
yığın halinde üst üste konuyor. Bunlar tuzlanıp depolanacak. Gerçi zaten gemilerimiz
ağzına kadar erzakla dolu olduğu için bunların nereye depolanacağını Tanrı bilir.
Terör gemisinin yardımcı cerrahı-benim meslektaĢım- Doktor McDonald bolca
tuzlanmıĢ yemeklerin taze ya da tuzlanmamıĢ yemekler kadar faydalı ve iskorbüte karĢı o
kadar iĢe yaramadığına dair bir teorisi var. Mürettebat daha çok tuzlanmıĢ yemekleri tercih
ettiği için Bay McDonald yoğun olarak tuzlanmıĢ bu kuĢların iskorbütle baĢ etmemize
engel olacağından korkuyor. Bununla birlikte Erebus'MM cerrahı Stephen Stanley bu
endiĢeleri paylaĢmıyor. Erebus 'ta on bin kasa muhafaza edilmiĢ, piĢmiĢ yemeğin yanında,
tenekelerde duran haĢlanmıĢ ve piĢirilmiĢ koyun ve dana etleri, patates, havuç, yaban
havucu da dahil her türlü sebze, pek çok türden çorba, dört ton çikolatamız olduğunu söylüyor. Buna ek olarak iskorbütle savaĢmak için yanımızda dört ton da limonata getirdik.
Stanley bana limonatayı tatlandırsak bile denizcilerin bunun tadını beğenmediklerini ama