Böylesine kapsamlı ve büyük çaplı bir sefere çıkmak Ģöyle dursun, hayatımda biç
deniz yolculuğuna çıkmamıĢ biri olarak neyle karĢılaĢacağımı bilmiyorum ama hiçbir Ģey
beni bugün gördüklerim kadar coĢkulandıramazdı.
YüzbaĢı Fitzjames'in tahminine göre Greenhitbe'deki limanda bizi uğurlamaya on
binden fazla kiĢi gelmiĢti ve bunların arasında önemli insanlar da vardı.
O kadar çok konuĢma yapıldı ki hiç yola çıkamayacağız sandım. Yaz güneĢi
tepemizde hepimizi ısıtıyordu. Bando takımı Ģarkılar çaldı. Gemide Sör John 'la beraber
kalan Bayan Jane Erebus mürettebatının tezahüratları arasında iskeleye döndü. Sonra
bando takımı yeniden çalmaya baĢladı. Müzik eĢliğinde halatlar çözüldü ve insanlar
tezahüratta bulunmaya baĢladılar Birkaç dakika boyunca öylesine yüksek bir ses vardı ki
Sör John'un bizzat kulağıma bağırarak söylediği bir sözü duyamadım.
Geçen gece Teğmen Gore ve BaĢ Cerrah Stanley geleneklere göre subayların
yolculuk boyunca hiçbir duygularını belli etmemeleri gerektiğini hatırlattılar. Bu yüzden,
sadece teknik olarak bir subay sayılsam da, güzel mavi ceketleriyle sıralanmıĢ subaylar
arasındaki yerimi aldığımda her türlü duygumu bastırmaya çalıĢtım.
Duygularını saklayanlar sadece bizlerdik. Mürettebat bağırıp çağırıyor, mendillerini
sallıyor, tırabzanlardan sarkıyordu. Limandaki süslü püslü kadınların da onlara el
salladığını gördüm. Kaptan Sör John Franklin bile Bayan Jane'e, kızı Eleanor'a ve yeğeni
Sophia Cracroft'a parlak kırmızı bir mendil sallıyordu. Daha sonra arkadan gelen Terör
limanla aramıza girdi ve görüĢü kapattı.
Buhar makinelerimizi çalıĢtırarak yol alıyoruz. Güçlü bir buhar motoru olan Kraliyet
gemisi Rattler ve erzaklarımızı taĢıyan kiralık bir yük gemisi Baretto Junior yolculuğun bu
kısmında bize eĢlik ediyorlar.
Erebus limandan kalkmadan az önce ana direğe bir kumru kondu. Açık yeĢil renkte
ipek elbisesiyle dikkat çeken, Sör John'un ilk evliliğinden olma kızı Eleanor bize doğru
bağırdı ama tezahüratlar ve bando müziği nedeniyle sesi bize ulaĢmadı. Sonra eliyle
yukarıyı iĢaret etti, Sör John ve subaylar baĢlarını yukarı kaldırdılar, gülümsediler ve
gemideki diğer mürettebata direğe konan kumruyu iĢaret ettiler.
Bu olayı dünkü vaazla birleĢtirildiğinde insan gerçekten Ģansının açık olduğuna
inanıyor.
4 Temmuz 1845
Kuzey Atlantik'ten Grönland'a geçerken ne kadar da zorlandık!
Buhar motoruna rağmen otuz gün süren fırtına boyunca gemi hızla ileriye atılıyor,
sallanıyor ve sarsılıyordu. Suyun neredeyse bir buçuk metre üzerine yerleĢtirilmiĢ top
yuvaları suya girecekmiĢ gibi oluyordu. Son otuz günün yirmi sekizinde sürekli kustum.
Teğmen Le Vesconte yavaĢ ilerlediğimizi, bu havaların her türlü yelkenli gemi için tehlike
oluĢturduğunu ama Erebus ye Terör gibi son derece modern bir teknolojiye sahip, usta