Telmih Dergisi 1. Sayı Şiir, Hikaye, Makale, Fotoğraf | Page 77
Oğuz Atay’ın satırlarından haykırarak çıkan en
büyük konu ise bireyselleşme kendin olabilmektir. Bakın nasıl söylüyor bunu yazar bize;”
İnsanlar diyorum Olric.. Seni sen yapan özellikleri severler. Sonra da onu senden alıp seni
değiştirmeye çalışırlar.”Oğuz Atay Değişmeye,
kendiliğinden vazgeçip sevgilileşmeye, anneleşmeye, babalaşmaya, arkadaşlaşmaya karşıdır
. Çünkü insan sadece öz benliğiyle var olmalıdır. Bu sebeple Tehlikeli Oyunlar ’da Hikmet
paramparça olur I. Hikmet II. Hikmetle çatışır
III. Hikmet tüm Hikmetlerle… bir yandan Sevgi bir yandan Bilge bir yandan Albay bir yandan eşya Hikmet’i bir daha toparlanamaz hale
sokmuştur kim olduğunu bilemeyen kişilik bölünmesiyle kalakalmıştır çıkar yol bulamaz bir
türlü ve kaçar kendi(leri)nden kaçar Bilge’ye
sarılır. Sevgi’den ayrılır ama BENOL’amaz…
Oğuz Atay’da bir türlü ben olamaz sürekli eleştirdiği burjuvanın içine karışmak hayaliyle dolanır hatta kitaplarını yazabilmek
adına içlerine girer, tutunanlarla sohbet eder
sonrasında kitaplarında onları işler. Sonrasın da
karar veremez kim olduğuna, bu yüzden kendine kızar “anlamıyorum oyun nerde bitiyor
hayat nerde başlıyor hiç anlamıyorum.” Bu
anlaşılamamak duygusu bu yalnızlıkla beraber
“ben tavan arasındayım sevgilim” diyor artık
yazdıklarıyla düşünceleriyle tavan arasına kısılmış üzerinden örümcekler, kalbinden hayaller yerine hamamböcekleri çıkıyordur. Okuyucuları sevgilisidir bundan olsa gerek “seni çok
mu yalnız bıraktılar” diyor sevgilisi Atay’a…
Oğuz ATAY aslında insanlara inanılmaz bir
kin de duyar. Kendini anlamayanlar sürüsü
olarak gördüğü topluluğa şöyle bir yorumlama
getirir. Ne çok şey biliyorlar Olric? Herkes
işine geleni biliyor efendimiz.”
Peki bu anlaşılamama da Oğuz Atay’ın bir suçu
yok mu? Elbette var eserlerini kaleme aldığı
tarihte evvela Türkiye’de postmodern roman
tam olarak bilinmiyordu, bir anda tüm kuralları
yırtıp atmak kolay değildi. Kendisinin dediği
gibi “ben Hacivat Karagöz değilim ben bir
kukla oyunundan ibaret değilim.” lafına karşı halk hala kültürünü yaşıyordu batı edebiyatına henüz alışamamıştı.
Postmodernizm ise konferansa şort üzeri kravatla çıkmak gibi bir şeydi. Kendi suçunu da
itiraf ediyor ;”Anlamasan da olur. Kimse
anlamasa da olur. Gerçek hürriyet budur.
Ben anlıyorum. Anlatamasam da olur. Bu
sessiz bir iç çekiş ve sessizce içe çekiliş Oğuz
Atay’ı Oğuz Atay yapan en büyük etmendir.
Ama yine de ısrarla bizi bekler ısrarla
anlaşılmak ister. Bu sebepten olacak ki kitap
yazmaktan çok sizin karşınızdaymış sizinle
sohbet ediyormuşçasına kitaplarını yazar. Okuyucusuna son söz olarak bakın ne diyor son söz
olarak” ben buradayım okuyucum sen nerdesin?” böyle bitiyor kitabı…
Sizce de artık biz de buradayız Sayın Atay seni
anlamaya ve yalnızlığını paylaşmaya geldik
demenin vakti değil mi?
TELMİH | 75 | SAYI:1 YIL:1